Yeni Af Düzenlemesi Işığında Spor Faaliyetiyle uğraşan Kurumlara Tanınan Olanaklar
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Hukuk Murat Başaran Yeni Af Düzenlemesi Işığında Spor Faaliyetiyle uğraşan Kurumlara Tanınan Olanaklar

Yeni Af Düzenlemesi Işığında Spor Faaliyetiyle uğraşan Kurumlara Tanınan Olanaklar

alt 

Murat Başaran-22 Ocak 2011

 

YENİ AF DÜZENLEMESİ (KANUN TASARISI) IŞIĞINDA SPOR FAALİYETİYLE UĞRAŞAN KURUMLARA TANINAN OLANAKLAR

 

1.KAPSAM

 

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek TBMM Genel Kurulu’na inen ve kamuoyunda Torba Kanun olarak da adlandırılan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı düzenlemeleri spor faaliyetiyle uğraşan KURUMLAR AÇISINDAN OLDUKÇA CAZİP VE BU KURUMLARIN LEHİNE önemli düzenlemeler içermektedir. 

 

Spor kulüplerini ilgilendiren kısmı ile (bu çalışmanın içeriğinde Tasarı düzenlemeleri açıklanırken Tasarı’dan Kanun/Yasa olarak bahsedilecektir) Kanun içeriğinde aşağıdaki hususlar bulunmaktadır.

 

  • Vergiler ve vergi cezaları,
  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen bazı amme alacakları,
  • Gümrük vergileri ve idari para cezaları,
  • Sosyal güvenlik primleri,
  • İl özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun kapsamındaki bazı alacakları,
  • Belediyelerin; emlak ve çevre temizlik vergileri, tarifeden doğan ücret ve su bedeli alacakları ile 6183 sayılı Kanun kapsamındaki bazı amme alacakları,
  • Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları,
  • TEDAŞ’ın ve hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik alacakları ve 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almadan önceki faaliyet dönemlerine ilişkin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklardır.

 

Böylesine kapsamlı bir düzenlemeden, Yasalaşmasını müteakip vakit kaybedilmeksizin yararlanılması kurumların lehine olacaktır.

 

Bu alacakların dönemsel sınırı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 31/12/2010 tarihi esas alınarak belirlenmiştir. Yasa aşağıdaki düzen içerisinde kaleme alınmıştır.

 

I_    KAPSAM (Madde 1)
II_  KESİNLEŞMİŞ KAMU ALACAKLARINA İLİŞKİN HÜKÜMLER (Madde 2)
III_ KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN KAMU ALACAKLARINA İLİŞKİN HÜKÜMLER (Madde 3)
IV_ İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLERE İLİŞKİN HÜKÜMLER (Madde 4)
V_   PİŞMANLIKLA YA DA KENDİLİĞİNDEN YAPILAN BEYANLARA İLİŞKİN HÜKÜMLER (Madde 5)
VI   MATRAH/VERGİ ARTIRIMI

        Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrah Artırımı (Madde 6)

        Katma Değer Vergisi Matrah Artırımı (Madde 7)
        Gelir (Stopaj) Vergisi Matrah Artırımı (Madde 8)
        Matrah/Vergi Artırımına İlişkin Ortak Hükümler (Madde 9)
VII STOK BEYANLARI VE KAYITDIŞI DEĞERLER İLE İŞLEMLERİN KAYIT ALTINA ALINMASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER

       İşletmede Mevcut Olduğu Halde Kayıtlarda Yer Almayanlar (Madde 10)

       Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Bulunmayan Mallar (Madde 11)

       Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Bulunmayan Paralar (Madde 11)

VIII SOSYAL GÜVENLİK KURUMU TARAFINDAN TAKİP VE TAHSİL EDİLEN ALACAKLAR (Madde 12-16)

IX DİĞER ALACAKLAR (Madde 17)

X  KANUN HÜKMÜNE GÖRE YAPILACAK ÖDEMELER (Madde 18)
 
XI   SÜRESİNDE ÖDENMEYEN TAKSİTLER  (Madde 19)
 
XII  BAŞVURU VE DİĞER HUSUSLAR (Madde 20)

 XIII  İADE EDİLMEYECEK ALACAKLAR (Madde 21)

 XIV  TERKİN EDİLECEK VERGİLER (Madde 17/2)

 XV  5581 SAYILI KANUNDAN İSTİFADE EDENLERE DAİR HÜKÜMLER (Geçici Madde 2)

XVI YETKİ ( Madde 114)

 

Yasa ile yeniden yapılandırılan kamusal alacaklar için;

1-      Vergi Usul Kanunu kapsamına giren ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerince tahsil edilen;

  • 31.12.2010 tarihinden ( bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayalı vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin (kesinleşmiş, dava safhasındaki, inceleme aşamasındaki) vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
  • 2010 yılına ilişkin olarak 31.12.2010 tarihinden önce (bu tarih dahil) tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
  • 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce, yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları.
  • 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan adli ve idari para cezaları ile bazı asli ve fer’i amme alacakları.

 

2-      Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen; 

 

31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, zamlar ve gecikme zammı alacakları.

           

3-      Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen;

Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan; 2010/Kasım ve önceki aylara ilişkin;

 

  • Sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

 

  • 2010 / Kasım ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

 

  • Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

 

  • 30.11.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar İle ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

 

  • 31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

 

  • İlgili kanunları gereğince takip edilen 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin; damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları.

 

4-      İl özel idarelerine ait kamu alacakları : 

 

İl özel idarelerinin, idari para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı hariç, idari para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı hariç, asli ve fer'i amme alacakları.

 

5-      Belediyeler tarafından tahsil edilen kamu alacakları :

 

Belediyelerin;

 

  • İdari para cezaları ile 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken paylar hariç, 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31.07.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer'i amme alacakları,

 

  • 2464 sayılı Kanunun 97. maddesine göre tahsili gereken ve vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret alacakları ile bunlara bağlı fer'i alacaklar,

 

  • 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan ve vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su kullanımından kaynaklanan alacakları ile bunlara bağlı fer'i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dahil) alacakları,

 

  • 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atik su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dahil) alacakları.

 

6-      Diğer alacaklar :

 

31.12.2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce,

  • 1111 sayılı Askerlik Kanunu,
  • Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun,
  • 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
  • 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
  • 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
  • 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun,
  • 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
  • 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu,
  • 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,

gereğince verilen idari para cezaları.

 

Bu hükümler çerçevesinde kanun kapsamına;

 

 

2. VERGİ UYGULAMALARINDAN KAYNAKLANAN ALACAKLARA DAİR YARARLANILACAK AVANTAJLAR:

 

Spor faaliyetiyle uğraşan kurumları ilgilendirdiği boyutla Kanunun vergisel avantaj içeren düzenlemelerini aşağıdaki gibi tasnif edebiliriz:

 

1.KESİNLEŞMİŞ KAMU ALACAKLARINA  (VERGİ BORÇLARINA DAİR) DÜZENLEME

2. YARGI MERCİLERİNDE GÖRÜLEN DAVALARA DAİR DÜZENLEMELER

3. İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDAKİ İŞLEMLER

4.PİŞMANLIKLA VERİLEBİLECEK BEYANNAMELER

5.MATRAH ARTIRIMI YOLUYLA GEÇMİŞ DÖNEMLERİN VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERİNDEN KURTULUNMASI

6. HALİHAZIRDA TECİLLİ BORÇLARIN DURUMU

7. SPOR FAALİYETİYLE UĞRAŞAN KURUMLAR İÇİN ÖZEL ÖDEME VE TAKSİTLENDİRME

 

Olarak tartışabiliriz.

 

2.1. KESİNLEŞMİŞ KAMU ALACAKLARINA  (VERGİ BORÇLARINA DAİR) DÜZENLEME

 

Kanun Kanunun kesinleşmiş kamu alacaklarına ilişkin 2’nci maddesi ile;

Maliye Bakanlığı’na, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dahil);

i.Vadesi geldiği halde ödenmemiş,

ii.Ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan;

a) vergilerin/gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere/gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar dahil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

b) bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezaları ile iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilmiş olan vergi cezalarının ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş olan idari para cezalarının; % 50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması halinde gecikme zammı yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan % 50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

c) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,

d) 20/02/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1’inci ve 2’nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında ödenmesi halinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,

 tahsilinden vazgeçilir.

İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.

Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak 2010 yılında tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zamları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle bu madde hükmünden yararlanılır. Bu takdirde, 2010 yılına ilişkin yıllık gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu müteakip ödenecek taksitlerde, vergi aslının ödenmesi şartı aranmaz.

Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz.

........”

hükmü yer almaktadır.

 

Kanunun 1’inci maddesinde, bu Kanunda geçen vergi tabirinin, VUK kapsamına giren vergi, resim, harçlar ve fon payı ile eğitime katkı payını ifade ettiği belirtilmiş olup, 2’nci madde metninde “vergiler” ibaresi yer aldığından, madde kapsamına, tür açısından bu vergilerin tamamı, dönem açısından ise Kanun kapsamına giren tüm dönemler girmektedir.

 

2.2. YARGI MERCİLERİNDE GÖRÜLEN DAVALARA DAİR DÜZENLEMELER

Af Kanunu’nun 3’üncü maddesinde;

(1) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri veya Danıştay nezdinde ilgisine göre itiraz veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın;

a) Terkine ilişkin karar olması halinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin % 20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, verginin/gümrük vergilerinin kalan % 80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde, tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde;

a) Asla bağlı cezaların, verginin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla, tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,

b) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın
%  25’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın % 10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının % 25’inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın (b) bendi hükmü tarh edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için de uygulanır.

(4) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması halinde; kesilen idari para cezalarından ilk derece yargı merciinde ihtilaflı olanlarda cezanın % 50’si, ilk derece yargı merciinin cezayı kaldırdığı ancak itiraz veya temyiz merciinde yargılamanın devam ettiği safhada olanlarda cezanın % 20’si, ilk derece yargı merciinin kısmen veya tamamen onayladığı cezalarda onaylanan kısmın % 50’si ile bu tutara faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar ile bu cezalara bağlı fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. 

(5) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.

(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) bendinde açıklandığı şekilde yararlanır.

(7) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce (bu tarih dahil) taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır. 

(8) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak, dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.

(9) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.

(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.

(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması halinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.

hükmü yer almaktadır.

 

2.3. İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDAKİ İŞLEMLER

 

Af Kanunu’nun 4’üncü maddesi ile

 (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin % 50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın        % 25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın % 25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan % 75’inin tahsilinden vazgeçilir.

(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.

(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.

(5) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.

(6) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.

(7) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamazlar.

(8) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama; bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce mükellefler nezdinde; vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da kanuni defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.

Hükmüne yer verilmiştir.

 

2.4.PİŞMANLIKLA VERİLEBİLECEK BEYANNAMELER

 

Kanunun 3’üncü maddesinin (5) fıkrasına göre, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için 3’üncü maddenin üçüncü fıkra hükmü uygulanır. 

Kanunun 4’üncü maddesinin (3) fıkrasına göre, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında Kanunun 4’üncü madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2’nci maddesine göre ödenmesi şarttır.

Af Kanunu’nun 5’inci maddesi ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takibeden 2’nci ayın sonuna kadar VUK’un 371’inci maddesinde düzenlenen Pişmanlık ve Islah hükümlerinden yararlanmak üzere ya da aynı Kanunun 30 uncu maddesine göre kendiliğinden beyanname verilmesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 64’üncü maddesinde sayılan diğer ücrete tabi mükelleflere ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Kanunun 5’inci madde düzenlemesi gereği;

 (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;

a) 213 sayılı Kanunun;

1) 371’inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,

2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,

 

2.5.MATRAH ARTIRIMI YOLUYLA GEÇMİŞ DÖNEMLERİN VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERİNDEN KURTULUNMASI

 

Kanunun 6, 7 ve 8’inci uncu maddelerinde yer alan gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinde matrah/vergi artırımı uygulamasına ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır. Mükelleflerin matrah artırımı uygulamasından yararlanabileceği vergi türleri ve vergilendirme dönemleri aşağıda şematik olarak gösterilmiştir.

 

VERGİ TÜRÜ

VERGİLENDİRME DÖNEMİ

GELİR VERGİSİ STOPAJI

(Yasada Gösterilen Ödemeler)

2006, 2007, 2008 , 2009/Ocak-Aralık ile 2010/Ocak-Kasım Vergilendirme  Dönemlerine İlişkin Verilecek Beyannameler    

KATMA DEĞER VERGİSİ

2006, 2007, 2008 , 2009/Ocak-Aralık ile 2010/Ocak-Kasım Vergilendirme  Dönemlerine İlişkin Verilecek Beyannameler     

 

2.5.1. KATMA DEĞER VERGİSİ ARTIRIMI

Af Kanunu’nun 7’inci maddesinde; katma değer vergisi mükelleflerinin 2006, 2007, 2008 ve 2009  yılları için maddede belirtildiği şekilde vergi artırımında bulunmayı kabul etmeleri halinde, artırımda bulundukları dönemler için haklarında vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Buna gore;

 (1) Katma değer vergisi mükelleflerinin, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için % 3, 2007 yılı için % 2,5, 2008 yılı için % 2 ve 2009 yılı için % 1,5 oranına göre belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17’nci maddesine göre tecil.terkin uygulamasından faydalanan mükelleflerde artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.

(2) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak,

a) Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.

b) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.

c) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil.terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde yukarıdaki işlemlerin yanı sıra vergiye tabi işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu madde hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak % 18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları halinde bu madde hükmünden yararlanamaz.

(3) Vergilendirme dönemi üç aylık olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç beyanname vermemiş olmaları halinde ikinci fıkranın (b) bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları halinde ise aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.

(4) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.

(5) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

(6) Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.

(7) Bu madde hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.

 

2.5.2. GELİR (STOPAJ) VERGİSİ ARTIRIMI

 

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olan sorumluların; her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar beyannamelerinde beyan edilen ücret ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden;
2006 yılı için ..................... .%5,
2007 yılı için ...................... %4,
2008 yılı için ......................%3,
2009 yılı için ......................%2,
oranında hesaplanan gelir vergisini ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu sorumlular nezdinde; vergi artırımı yapılan yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak ücret yönünden gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır.

Vergi artırımında bulunmak isteyen mükelleflerin (sorumlular), 31 Mart 2011 mesai saati bitimine kadar, muhtasar beyannamelerini vermiş oldukları vergi dairesine yazılı başvuruda bulunmaları şarttır.

Öte yandan, ilgili yıllarda muhtasar beyanname yönünden değişik vergi daireleri mükellefi olanlar, matrah artırımında bulundukları yıl için hangi vergi dairesinin mükellefi ise o vergi dairesine başvuracaklardır.

Matrah artırımı yapılan yılın vergilendirme dönemlerinde değişik vergi dairelerine muhtasar beyanname vermiş olanlar, o yılda en fazla muhtasar beyanname verilen vergi dairesine başvuracaklardır. Başvurularında, o yıl içinde hangi vergi dairelerine muhtasar beyanname verdiklerini belirteceklerdir.
Mükelleflerin (sorumlular) ilgili yılların herhangi bir vergilendirme dönemi için vergi artırımında bulunmaları mümkün olmayıp, yılın tamamı için vergi artırımı yapmaları zorunludur. Ancak, yıl bazında seçimlik hakları mevcuttur. Bu durumda vergi artırımı yapılan yıl için ücretler yönünden inceleme ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.

2.5.3. VERGİ ARTIRIMINDA BULUNULMAK İSTENİLEN YIL İÇİNDE EN AZ BİR DÖNEMDE MUHTASAR BEYANNAME VERİLMİŞ OLMASI HALİNDE VERGİ ARTIRIMI

Vergi artırımı isteminde bulunulan yılın vergilendirme dönemlerinin en az bir döneminde muhtasar beyanname verilmiş olması halinde, bu beyannamede yer alan ücret ödemelerinin gayrisafi tutar ortalamaları alınmak suretiyle ve 12 ile çarpılmak suretiyle (1) yıla tamamlanarak vergi artırımına esas alınacak olan yıllık ücretler üzerinden hesaplanacak gelir (stopaj) vergisinin matrahı bulunur ve bu matraha Çalışmanın yukardaki bölümünde belirtilen vergi oranları uygulanmak suretiyle ödenecek vergi bulunur. Öte yandan birden fazla dönemde muhtasar beyanname verilmiş olması halinde verilen beyannamelerde yer alan ücretin gayri safi tutarlarının toplamı verilen beyanname dönemi sayısına bölünmek suretiyle ortalaması bulunur. Bulunan bu ortalama tutar 12 ile çarpılmak suretiyle vergi artırımına esas alınacak gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu matraha Çalışmanın yukarıdaki bölümünde belirtilen vergi oranları uygulanmak suretiyle ödenecek vergi bulunur.

2.5.4. VERGİ ARTIRIMINDA BULUNULMAK İSTENİLEN YILIN VERGİLENDİRME DÖNEMLERİNDE HİÇ BEYANNAME VERİLMEMİŞ OLMASI DURUMU

Mükellefler (sorumlular) gelir (stopaj) vergisi artırımı isteminde bulundukları yılın vergilendirme dönemlerinin hiç birisinde ücret ödemelerine ilişkin muhtasar beyanname vermemiş iseler bu yılla ilgili olarak aşağıda yapılan açıklamalar çerçevesinde hesaplanan gelir vergisinin ödenmesi halinde, Af Kanunu’nun 8’inci maddesindeki vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

Vergi artırımında bulunulmak istenilen yılın her bir vergilendirme dönemi için;

Af Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili yıl için verilmiş olan en son dört aylık sigorta prim bordrosunda bildirilen işçi sayısı kadar işçi çalıştırıldığı kabul edilecek ve vergi artırımında bulunulan yılın son vergilendirme döneminde 16 yaşından büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarı, bu işçi sayısı ile çarpılmak suretiyle bir vergilendirme dönemine ait gelir (stopaj) vergisi matrahı hesaplanacaktır. Bu tutar 12 ile çarpılmak suretiyle 1 yıla iblağ edilerek Af Kanunu’nun 8’inci maddesine göre vergi artırımına esas olacak yıllık ücretler üzerinden hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunacaktır. Bulunan bu tutar üzerinden ilgili yıl için Çalışmanın yukarıdaki bölümünde belirlenen oranda gelir vergisi ödenmesi suretiyle, vergi artırımı hükümlerinden yararlanılacaktır. En son dört aylık sigorta prim bordrosunda yer alan ayların en fazla işçi çalıştırıldığı aydaki işçi sayısı hesaplamalarda dikkate alınacaktır.

Vergi artırımı yapılmak istenilen yılda sigorta prim bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde, Af Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi artırımı yapılan yılı izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk sigorta prim bordrosundaki işçi sayısı kadar işçi çalıştırıldığı kabul edilir ve bu işçi sayısı esas alınarak yukarıdaki bölümünde açıklandığı şekilde bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken gelir vergisi tutarı hesaplanır.

2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarının tamamında Af Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar sigorta prim bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde, en az iki işçi esas alınmak suretiyle yukarıdaki bölümündeki açıklamalar çerçevesinde bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken gelir vergisi hesaplanır.

            İlgili yıllara dair hesaplamalarda dikkate alınacak  16 yaşını doldurmuş olanlar için tespit edilen asgari ücret tutarları şöyledir:

31.12.2006...        ...  531,00 TL
31.12.2007......          585,00 TL

31.12.2008                638,70 TL.......
31.12.2009               693,00 TL.......

3.5.5.SERBEST MESLEK ERBABINA YAPILAN ÖDEMELER İLE KİRA ÖDEMELERİ, YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİNDEN KAYNAKLANAN ÖDEMELERE, çiftçilerden satın alınan ürünler karşılığı yapılan ödemeler ve esnaf muaflığından yararlananlara yapılan ödemelere DAİR (STOPAJ) ARTIRIMI

Kanun GVK’nın 94/1-(2),(3),(5),(11) ve (13) ile KVK’nın 15/1-(a) ve (b) ve 30/1-(a) bentlerinde yer verilen ödemeleri de kapsamına almıştır. Bu kapsamdaki ödemeler şunlardır:

i- 18'inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemeler dahil, noterlere yapılanlar hariç serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler, (GVK 94/2)

ii-Kooperatifler, vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri 70'inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemeler, (GVK 94/5 ve KVK 15/b)

iii-GVK 42'nci madde kapsamına giren yıllara sari inşaat ve onarım işleri dolayısıyla bu işleri yapanlara (dar mükellef kurumlar dahil) ödenen istihkaklar,(GVK 94/3, KVK 15/a ve 30/a)

iv- Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri,  ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar, orman idaresine veya orman idaresine karşı taahhütte bulunan kurumlara yapılan ormanların ağaçlandırılması, bakımı, kesimi, ürünlerin toplanması, taşınması ve benzeri hizmetler dahil ziraî faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetler ve çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri dahil çiftçilerden satın alınan ziraî mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemeler, (GVK 94/11)

v- Hurda mal alımları ve havlu, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve her nevi turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek ve benzeri emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri dahil esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemeler, (GVK 94/13)

olarak belirlenmiştir.

Buna göre;

(3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2), (3) (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;

a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2006 yılı için % 5, 2007 yılı için % 4, 2008 yılı için % 3 ve 2009 yılı için % 2 oranında hesaplanacak vergiyi,

b) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2006 ila 2009 yılları için her bir yıl itibarıyla % 1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için % 1, (13) numaralı bendinde yer alan ödemler için de % 2 oranında hesaplanan vergiyi,

 bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.

(4) Üçüncü fıkra kapsamında matrah veya vergi artırımında bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede bulunmaması halinde,

a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının % 50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi,

b) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi,

c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için % 2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de % 5 oranında hesaplanan vergiyi,

     ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.

Buna göre;

  • Gelir Vergisi Kanunun 42 nci maddesi kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara ödenen hakediş bedelleri,
  • Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan yıllara sari inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri,
  • Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumlardan yıllara sari inşaat ve onarım işleri ile uğraşanlara bu işleri ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri,

için ayrı ayrı olmak üzere 2006 ilâ 2009 yılları için her bir yıl itibarıyla % 1 oranında hesaplanacak vergiyi, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul eden mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Kanunun 8 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendi hükmü ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan;

  • GVK’nın 70 inci maddesinde yer alan mal ve hakların kiralanması karşılığında yapılan ödemeler,
  • Vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığı bunlara yapılan kira ödemeler,

Kurumlar Vergisi Kanununun 15/1-b maddesinde yer alan,

  • Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri,

için ayrı ayrı olmak üzere;

2006 yılı için………………………………..%5

2007 yılı için………………………………..%4

2008 yılı için………………………………..%3

2009 yılı için ……………………………….%2

oranında hesaplanacak vergiyi Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul eden mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Kanunun 8 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan serbest meslek kazancı elde edenlere yapılan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere;

2006 yılı için………………………………..%5

2007 yılı için………………………………..%4

2008 yılı için………………………………..%3

2009 yılı için ……………………………….%2

oranında hesaplanacak vergiyi Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul eden mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Serbest meslek kazancı elde eden mükellefler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan serbest meslek kazanç erbabına yapılan ödemeler nedeniyle hiç beyanname vermemiş veya vermiş oldukları muhtasar beyannameye bu tutarları dahil etmemişlerse ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının % 50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi ödemeleri şartıyla Kanunun 8 inci maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir.

Buna göre gelir vergisi stopajına tabi gelirleri dolayısıyla hiç beyanname vermemiş ya da vermiş oldukları muhtasar beyannameye bu tutarları dahil etmemiş olan serbest meslek erbabı mükelleflerin;

2006 yılı için…………………………………..4.775,00 TL,

2007 yılı için…………………………………..5.160,00 TL,

2008 yılı için…………………………………..5.610,00 TL,

2009 yılı için…………………………………..6.115,00 TL,

gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi beyan ederek ödemeleri halinde madde hükümlerinden yararlanmaları mümkündür.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan stopaja tabi kira ödemeleri nedeniyle beyanname vermemiş veya vermiş oldukları muhtasar beyannameye bu tutarları dahil etmemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi ödemeleri koşuluyla Kanunun 8 inci maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir. Buna göre stopaja tabi kira gelirleri dolayısıyla hiç beyanname vermemiş ya da vermiş oldukları muhtasar beyannameye bu tutarları dahil etmemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri;

2006 yılı için…………………………………1.910,00 TL’den

2007 yılı için…………………………………2.064,00 TL’den

2008 yılı için…………………………………2.244,00 TL’den

2009 yılı için…………………………………2.446,00 TL’den

az olmamak üzere artırarak kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri gerekmektedir. Buna göre artırılan matrahlar üzerinden %15 oranında vergi hesaplanacaktır.

193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentleri ile 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle beyanname vermemiş veya vermiş oldukları muhtasar beyannameye bu tutarları dahil etmemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri,

2006 yılı için                                                  9.550,00 TL’den,

2007 yılı için                                                  10.320,00 TL’den,

2008 yılı için                                                  11.220,00 TL’den ,

2009 yılı için                                                  12.230 TL’den

az olmamak üzere artırarak kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri gerekmektedir. Buna göre artırılan matrahlar üzerinden;

Yıllara sari inşaat ve onarım işi hakedişleri üzerinden % 3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan çiftçilere yapılan ödemeler için % 2, aynı Kanunun (13) numaralı bendinde yer alan esnaf muaflığından yararlananlara yapılan ödemeler için de % 5 oranında hesaplanan vergiyi,

 

2.5.6. ORTAK HÜKÜMLER

 

(1) Bu Kanunun 6’ncı, 7’nci ve 8’inci maddelerine göre,

a) Hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.

b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.

c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.

ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.

(2) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.       

(3) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.     

(4) Bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu Kanunun 6 ncı maddesinin onbirinci fıkrası ve 7 nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla, inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

(5) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.

(6) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümlerinden yararlanamazlar.

(7) Mükelleflerin bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.

(8) Bu Kanun hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan edilmemesi veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.

1. Af Kanunu’nun 6’ncı maddesinde yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi vermek mecburiyetinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 2006, 2007, 2008 ve 2009  takvim yılları için matrah artırımında bulunabileceği, artırılan bu matrahların % 20 oranında vergilendirileceği belirlenmiş bulunmaktadır.

Anılan madde hükmüne göre yıllık gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, matrah artırımında bulunmak istedikleri yıllara ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni süresinde vermiş, bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerin tamamını süresinde ödemiş olmaları ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 ve 3’üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla, bu madde hükmüne göre artırdıkları matrahlar üzerinden % 20 yerine % 15 vergi oranı uygulanmak suretiyle ödenecek vergi belirlenecektir. % 15 oranının belirlenmesinde maddede öngörülen şartların her yıl için ayrı ayrı dikkate alınması gerekmektedir.


2. Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılan devirlerde, devir olan kurumun tüm hak ve yükümlülükleri devir alan kuruma intikal ettiğinden, devir suretiyle infisah olan ve ticaret sicilinden silinerek mükellefiyet kayıtları kapatılan kurumlar adına, devir alan kurumlar tarafından matrah artırımında bulunulması ve Af Kanunu’nun öngördüğü imkanlardan yararlanılması mümkündür.

3. Af Kanunu’na göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili vergi dairelerine vermiş oldukları bildirimlerde yer alan bilgiler herhangi bir vergi türü incelemesi için done olarak kullanılmayacaktır. Buna göre;

Artırılan Matrahlardan / Beyan Edilen Vergilerden Yapılacak İndirimler

İlgili yıllara ait indirim, istisna, zarar, tevkif edilen vergiler bu tutarlar ile ilişkilendirilemez.

Kanun’un yayımlandığı tarihten önce kesinleşmiş tarhiyatlar [(Gelir, Kurumlar, KDV ve Gelir (stopaj) ve Kurumlar (stopaj) vergileri için ortak düzenleme]

Matrah artırımında bulunulan dönemlere ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

Kıst Dönem Faaliyette Bulunan Mükellefler

Kıst dönemde faaliyette bulunanlar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.

2.5.7. VERGİ MATRAHLARININ TAKDİRİ İÇİN TAKDİR KOMİSYONLARINA SEVK EDİLMİŞ BULUNAN MÜKELLEFLER İLE HAKLARINDA VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANILMIŞ MÜKELLEFLERİN DURUMU

Af Kanunu’nun 9’uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında bu Kanuna göre matrah artırımında bulunulmasının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği hükmü yer almıştır. Ancak, bu mükellefler hakkında vergi incelemesi ile takdir işlemlerine göre tarhiyat yapılabilmesi için aşağıda belirtilen hususlara uyulması gerekir.

a) Af Kanunu’na göre matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin, Kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen ayın başından itibaren 1 ay içerisinde sonuçlandırılması şarttır. Bu süre içerisinde sonuçlandırılamayan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilmeyecek, bulunduğu safhada bırakılacaktır. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergileri ödeyeceklerdir.

b) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış söz konusu vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin (a) bölümünde belirtilen sürede sonuçlandırılması ve tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde;

ba) Mükellef, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise, inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı ile mükelleflerin bu Kanunun 6, 7 ve 8’inci maddeleri hükümlerine göre artırdıkları matrahlar birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu mükellefin ilgili yıllarda artırılan matrah tutarlarının, vergi incelemeleri veya takdir komisyonu kararlarına göre o yıl için belirlenen matrah farkından fazla veya bu tutar kadar olması durumunda mükellef hakkında ayrıca vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararlarına göre vergi tarhiyatı yapılmaz ve ceza uygulanmaz.

bb) Vergi incelemeleri ve takdir sonucu belirlenen tarhiyata konu matrah farkının, mükellefin ilgili yıl için artırdığı matrah tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutar kadar matrah farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Ancak mükellef, bu fark tutarı üzerinden tarh edilen vergiler ile uygulanan gecikme faizi ve cezaları için Af Kanunu’nun 4’üncü maddesi hükmünden yararlanarak ödemede bulunabilir.

bc) Bir ay içinde sonuçlandırılan ve yukarıda (ba) ve (bb) bölümlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan tarhiyatlar ile ilgili olarak mükelleflerin tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz.

bd) Bu bendin uygulanmasında, inceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

c) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce haklarında vergi incelemesi ve takdir işlemlerine başlanmış olan mükelleflerin, söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce Af Kanunu’na göre matrah arttırımında bulunmamaları halinde, bu mükellefler yukarıdaki uygulamalardan yararlanamayacak yapılan tarhiyatlar için bu Kanunun 4’üncü maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir.

d) Bu Kanuna göre matrah artırımında bulunan mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin, mahsup ya da nakden iadesi konusundaki başvuruları, ilgili Kanun hükümleri ve Genel Tebliği esasları çerçevesinde sonuçlandırılacağından, matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında mahsup ve iade talebi ile sınırlı olmak üzere vergi incelemesi yapılabilecektir. Bu incelemelerin 1 aylık süre içinde sonuçlandırılması şartı aranmayacaktır. İnceleme sonucuna göre mükellefin mahsup ve iade talebi yerine getirilecek veya reddedilecektir. İade talebinin reddi halinde söz konusu vergiler, ister teminat karşılığı isterse teminat alınmadan daha önce iade edilmiş ise gerekli vergi ve ceza tarhiyatı yapılacaktır.

Teminat karşılığı veya teminat alınmaksızın  yapılan iadeler ile ilgili inceleme raporunda, tespit edilen matrah farkı nedeniyle talep edilen iadeyi aşan bir vergi farkı bulunması halinde; iadesi talep edilen tutarı aşan kısım için tarhiyat yapılabilmesi incelemenin 1 ay içinde sonuçlandırılmasına bağlıdır. Bu takdirde de mükellefin matrah artırımının dikkate alınacağı tabiidir. Ancak, iade tutarı ile ilgili olarak incelemenin 1 ay içinde sonuçlandırılması şartı aranılmadığından, iade tutarı ile sınırlı olmak üzere inceleme devam edebilecek ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır.

e) Bu Kanunun 7’nci maddesinin (6) numaralı bendinde, katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllarla ilgili olarak mükellefler hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil.terkin ve nakden ya da mahsuben iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere 1 aylık inceleme şartı aranmaksızın inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir.

2.5.8. DİĞER HUSUSLAR

a) Matrah/vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin defter ve belgeleri artırıma konu vergi türleri için kendileri adına tarhiyat yapılmak amacıyla incelenmemesine rağmen, defter ve belgelere, diğer vergi türleri için inceleme yapılması, üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle müracaat edilebilecektir. Bu nedenle, matrah/vergi artırımından yararlanan mükelleflerin, defter ve belgelerini VUK hükümleri uyarınca saklayacakları ve ibraz edecekleri tabiidir.

b) Matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin, matrah/vergi artırımlarının doğruluğu vergi dairelerince araştırılacaktır. Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen matrah/vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak, bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilecektir.

c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.

d) Defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler dilerlerse vergi incelemesi yapılan yıllar için de matrah ve vergi artırımında bulunabilirler.

e) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.

f) 213 sayılı Kanunun 359’uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6’ncı, 7’nci ve 8’inci madde hükümlerinden yararlanamazlar.

g) Mükelleflerin bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.

h) Matrah ve vergi artırımı yapılmayan yıllar ve dönemler için idare vergi incelemesi yapabilecektir.

 

2.6. HALİHAZIRDA TECİLLİ BORÇLARIN DURUMU

Af Kanunu’nun 20’nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesi gereğince tecil edilen ve bu madde kapsamına giren alacaklardan, Kanunun yürürlüğe girdiği ...... tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan taksit tutarları için mükellefler dilerlerse bu madde hükmünden yararlanabileceklerdir.

Bu takdirde, Kanunun yürürlük tarihinden önce tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil geçerli olacaktır.

Ayrıca, Af Kanunu’nun 21’nci maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan ödemeler ile 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesine göre tahsil edilen tecil faizlerinin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, Kanun hükümlerinden yararlanılarak ödeme yapılmak istenmesi halinde, Kanunun yürürlük tarihi olan ...... tarihinden önce taksit tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve iade edilmeyecektir.

Bu durumdaki alacaklar için madde hükmünden yararlanmak istenilmesi halinde ödenmemiş alacak aslına; vade tarihinden itibaren Kanunun yürürlük tarihine kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine, gecikme faizi bulunması halinde gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine, TEFE/ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Vergi aslı ile TEFE/ÜFE tutarı toplamının maddede öngörülen süre ve şekilde ödenmesi halinde Kanun hükmünden yararlanılacaktır.

6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesi gereğince tecil edilen alacağın gecikme zammı, gecikme faizi veya vergi cezasından ibaret olması halinde, (Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen cezalardan ve bunlara ilişkin gecikme zamlarından ibaret olması halinde, bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir. Bu hükmün uygulanmasında, vergi aslına bağlı kesilen cezaların ait olduğu vergi türü ve dönemleri ayrı ayrı dikkate alınacaktır dipnotu ile) ödenecek TEFE/ÜFE tutarı tespit edilerek Kanun hükmünden yararlanılacaktır. Bu takdirde de Kanunun yürürlük tarihinden önce ödenmiş tecil faizlerinin red ve iadesi yapılmayacaktır.

 

2.7. HACİZLER VE CEBREN TAHSİL EDİLEN PARALAR

Kanunun 20/ 3’üncü fıkrasında,bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu madde kapsamına giren kamu alacakları ile ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade edileceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, Kanun kapsamındaki borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına karşılık ödemede bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların kamu alacağını karşılayacak değerde olması halinde, ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

Bu hüküm çerçevesinde, borçları Kanun hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değişikliği talepleri de değerlendirilebilecektir.

Af Kanununa göre vergi borçlarını ödemek üzere başvuruda bulunan mükelleflerin borçları, Kanun ile ödeme planına bağlandığından, haklarında bu borçlar nedeniyle uygulanmış hacizler ve bu hacizlere dayanılarak yapılan satış işlemlerinin durdurulması gerekmektedir. Daha önce tatbik edilen hacizlerin kaldırılmasını isteyen mükelleflerin talepleri ise borcu karşılayacak tutarda teminat gösterilmesi suretiyle yerine getirilebilecektir. Aynı uygulamanın istihkak ve alacak hacizleri için de yapılacağı tabiidir.

Ayrıca, Af Kanunu kapsamında borçları taksitlendirilen mükellefler hakkında bu borçları nedeniyle 2002/1 Seri Nolu Tahsilat İç Genelgesinde açıklanan esaslar çerçevesinde saymanlıklardan haciz yolu ile kesinti yapılmayacaktır. Bununla birlikte Kanun kapsamı dışında borcu bulunan mükellefler için uygulama sürdürülecektir.

Diğer taraftan, borçları anılan Kanun gereğince taksitlendirilen mükelleflerin, taksit ödemelerini aksatmaları halinde ise durdurulan cebri takibat işlemlerinin yeniden başlatılacağı tabiidir.

Af Kanunu’nun varlığı ve düzenlemenin kapsamı dikkate alındığında, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunmayan ya da borçları Kanun kapsamına girmeyen mükelleflerden aranılan kamu alacaklarının, tahsil dairelerince süratle takip ve tahsilinin sağlanacağı açıktır.

 

Af Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tatbik edilen hacizlere dayanılarak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra cebren yapılan tahsilatların; mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunması halinde, başvuru tarihine bakılmaksızın, Kanun hükmüne göre ödenmesi gereken tutara karşılık ilk taksitten başlamak üzere ödenecek taksitlere mahsup edilmesi, fazla bir tutarın bulunması halinde ise 6183 sayılı Kanunun 23’üncü maddesine göre red ve iadesi gerekmektedir.

 

2.8. SPOR FAALİYETİYLE UĞRAŞAN KURUMLAR İÇİN ÖZEL ÖDEME VE TAKSİTLENDİRME

 

Kanunun 18’inci maddesine göre borç,

  • Defaten,
  • Taksitler halinde,
  • Bakanlığın uygun görmesi halinde Kredi Kartı kullanmak suretiyle,
  • Vergi Alacağına mahsuben ödenebilecektir.

Buna göre, borçluların;

a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları,

b) Ödenecek tutarları defaten veya ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte ödemeleri, şarttır.

 

Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.

 

Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

a) İlk taksit ödeme süresi içerisinde defaten ödenmesi halinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.

b) Taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır.

 

Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.

c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar; 1) Altı eşit taksit için (1,05), 2) Dokuz eşit taksit için (1,07), 3) Oniki eşit taksit için (1,10), 4) Onsekiz eşit taksit için (1,15) katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır.

 

Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir.

 

Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.

 

Bu hüküm gereği ödemeler için kullanılacak cetvel aşağıdaki gibi olacaktır.

 

Ödeme Seçeneği

Her Bir Taksit Tutarı

Toplam Ödeme

6 Taksitte Ödeme

Tutar* x 1,05 / 6

Tutar x 1,05

9 Taksitte Ödeme

Tutar* x 1,07 / 9

Tutar x 1,07

12 Taksitte Ödeme

Tutar* x 1,10 / 12

Tutar x 1,10

18 Taksitte Ödeme

Tutar* x 1,15 / 18

Tutar x 1,15

* Tutar: Feri amme alacakları yerine, kanunun yayımlandığı (yayımlanacağı) tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutar

 

Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak uygulanır.

 

 

Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41’inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösterir makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41’inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü takip eden günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.

 

Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde ödenmesi istenilir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

 

Buna göre, Yasanın Ocak ayında yürülüğe girmesi halinde ise bu vade 30 Nisan 2011 olarak belirlenecektir.

 

Ancak, Kanunun 114’üncü maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği “Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme” yetkisine istinaden başvuru tarih ve yöntemi Bakanlık tarafından ilan edilecektir. Yine aynı maddeye göre, Bakanlar Kurulu’nun, Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatmaya yetkisi olduğu da unutulmamalıdır.

2.9. KAMUSAL ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA ÜFE ORANININ UYGULANMASI İLE SAĞLANAN AVANTAJ

      

Gecikme zam ve faiz oranları ile Kanun’da yer verilen TEFE/ÜFE faiz oranları yıllık olarak karşılaştırıldığında ödeme kolaylığı açısından mükelleflere idare tarafından tanınan olanak aşağıdaki gibi görülecektir.

Yıl

Yıllık G. Faizi / G.Zammı (%)

Yıllık TEFE/ÜFE Oranı (%)

Fark (Avantaj) (%)

1998

165

44.2

120.8

1999

144

50.1

93.9

2000

78

28,7

49.3

2001

105

65.8

39.2

2002

87

27,3

59.7

2003

81

13,4

67,6

2004

48

13,2

34,8

2005

39

2,7

36,3

2006

32

11,1

20,9

2007

30

5,8

24,2

2008

30

8,1

21,9

2009

29,45

5,8

23,65

2010

22,3

8,6

13,7

 

2.10. SÜRESİNDE ÖDENMEYEN TAKSİTLER

 

Af Kanunu’nun 19’uncu maddesinde

(1) a) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

b) Bu Kanunun 17 nci maddesinin; onsekizinci, yirmibirinci, yirmiikinci ve yirmiüçüncü fıkraları hükümlerine göre ödenmesi gereken taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının bu fıkra hükümlerine göre izleyen taksit ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.

 (2) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkralarında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının % 10’unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

(3) Bu Kanunun 15 inci ve 16 ncı maddeleri ile 17 nci maddesinin yedinci fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.

hükmü yer almaktadır.

Af Kanunu’nun “Matrah artırımına ilişkin ortak hükümler” başlıklı 10 uncu maddesinde, Kanunun 6, 7 ve 8’inci maddelerine göre hesaplanan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesine göre bir kat fazla gecikme zammıyla takip ve tahsiline devam olunacağı hükme bağlanmıştır.

Madde metninde “Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi” ibaresi kullanıldığından, bu hüküm, Kanunun 19’uncu maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Bu durumda, matrah artırımı hükümlerine göre hesaplanan vergilerin, süresinde ödenmemesi halinde, Kanunda belirtilen taksit ödeme süresi sonuna kadar 19’uncu madde hükmü, bu süreden sonra ise 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesi hükmü tatbik edilecektir.

Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ancak, Kanun hükümlerine göre taksitlendirilen borçlarının tamamını ödemeyen mükellefler bu Kanundan ödedikleri tutar kadar yararlanacaklardır.

Kanun hükmünden birden fazla vergi türü ve dönemi için yararlanan mükelleflerin yaptıkları ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan başlanarak her bir dönem itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemelerle belirtilen şekilde yapılan mahsup sonucu tamamen tahsil edilemeyen dönemlerde Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılacak ve kısmi ödeme olan döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler kadar Kanun hükmünden yararlanılacaktır.

Yapılan ödemelerle tamamı tahsil edilen dönemlerde Kanun hükümlerinin ihlal edilmiş sayılmayacağı tabiidir.

2.11. SOSYAL GÜVENLİK İLE İLGİLİ ALACAKLARIN DURUMU

 

Kanun kapsamına giren kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları 2010/ Kasım ve önceki aylara ilişkin olup Kanunun yayım tarihinden önce tahakkuk ettiği halde bu tarihe kadar ödenmemiş olan;

 

  • 4/a (SSK), 4/b (Bağ-Kur) ve 4/c (Emekliği Sandığı) kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

 

  • Yapılandırma kanununa göre yapılacak başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,

 

  • Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikteki kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların aylığından kesilmesi veya kendisince ödenmesi gereken sosyal güvenlik destek primi,

 

  • 30/11/2010 tarihine kadar bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi,

 

  • 31/12/2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin idari para cezaları,

 

 

  • SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel iletişim vergisi ve eğitime katkı payı,

 

alacaklarından oluşmaktadır.

 

2010/Kasım ve önceki aylara ilişkin Kanununun Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu tarih itibarıyla ödenmemiş olan;

 

  • 4/a (SSK), 4/b (Bağ-Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

 

  • Kanununa göre yapılacak başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
  • SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel iletişim vergisi ve eğitime katkı payına,

 

ilişkin borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitte ödenmesi halinde, uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammının tamamı silinecektir.

 

Kanunun 12 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına göre; 31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup;

 

  • Kanunun yayımlandığı tarihinden önce dava açma süresi sona erdiği halde ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının yüzde 50'si,

 

  • Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının ise yüzde 25'i, ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, ikişer aylık dönemler halinde 18 eşit taksitte ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan yüzde 50 ve 75'i ile uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammının tamamı silinecektir.

 

31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25'i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı  tarihine kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75'i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.

 

Bu kapsama giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla yukarıda belirtilen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanacaktır.

 

Bu noktada sağlanan ödeme kolaylığından yararlanmak isteyen borçluların, belirtilen şartları sağlamalarının yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.{jcomments on}

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  15352  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Murat Başaran Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43124907

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.