SPORTİF MÜSABAKA SONUCUNA ZARARLI ETKİ: ŞİKE VE TESVİK PRİMİNİN HUKUKSAL ZEMİNİ, İDARİ VE MALİ SONUÇLARI:
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Hukuk Murat Başaran SPORTİF MÜSABAKA SONUCUNA ZARARLI ETKİ: ŞİKE VE TESVİK PRİMİNİN HUKUKSAL ZEMİNİ, İDARİ VE MALİ SONUÇLARI:

SPORTİF MÜSABAKA SONUCUNA ZARARLI ETKİ: ŞİKE VE TESVİK PRİMİNİN HUKUKSAL ZEMİNİ, İDARİ VE MALİ SONUÇLARI:

alt

Murat Başaran- 11 Ekim 2010

Endüstrileşen/endüstrileştirilen spor faaliyetleri, kavramların içinin somut olarak pek çok örnekle doldurulabileceği üzere hızla; spor kulüplerini kar amacı güden şirketler, sporcuları işçi, taraftarı müşteri, spor alanlarını işyeri, spor faaliyetini de bu faaliyetlere çeşitli biçimlerde katılanların, tasarladıkları gelir/gider dengesi ölçüsünde katıldıkları etkinlikler haline getirmektedir.

 

I-KAVRAMLAR VE TANIMLARI:

 

Bu sürecin geniş kitlelerin ilgisini çeken ve etkisi altına alan ilk aşaması yasal/yasa dışı müşterek bahis ve şans oyunu organizasyonları olup, spor kulüpleri, bu kulüpleri yöneticileri ve(sporcu, sporcu temsilcisi, medya çalışanı gibi) birinci derece aktif katılımcıları açısından da gerek bahis oyunları gerekse sportif başarılara endeksli gelir ve kazançlar açısından şike ve teşvik primidir.

 

Prim kavramı TDK Sözlüğü’nde “İş hacmiyle orantılı olarak ve iş yapanı isteklendirip, iş hacmini ve verimini artırmak veya sonuca daha kolay ve çabuk ulaşmak amacıyla verilen para” olarak tanımlanmıştır. İsteklendirmek eylemini teşvik etmek olarak kullandığımızda terimsel olarak dağıtılan her prim, teşvik primidir. Kavramı spora uyarladığımızda, sporcuya, sportif başarıya ulaşmak için, sözleşmesinde belirtilen ücret dışında verilen prim teşvik primidir. Yine aynı Sözlük’de şike ise şu şekilde tanımlanmaktadır. “Maddî veya manevî bir çıkar karşılığı anlaşma ile bir maçın sonucunu değiştirme, danışık spor karşılaşması yapma.”

 

Kavramları yerli yerine oturtabilmek için 5149 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasına dair hazırlanan Kanun Tasarı’ndan da yararlanmak gerektir. Adı geçen Tasarı’da bu iki kavram şu şekilde tanımlanmaktadır.

 

 

 

Türk Sporunda Şiddet, Şike, Rüşvet ve Haksız Rekabet İddialarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergeleri ve (10/63, 113, 138, 179, 228) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu’nda ise bu kavramlar daha da ayrıntılı olarak tartışılmış bulunmaktadır. Rapor’da yer verildiği üzere şike ve teşvik primi şu şekilde tanımlanmış ve sınıflandırılmıştır.[1]

 

“1.Şikenin Tanımı ve Kapsamı

Danışıklı yarışma yapma diyebileceğimiz şike, sporcuların, spor kulüplerinin yöneticilerinin veya diğer mensuplarının belli bir ekonomik menfaat karşılığı ya da başka güdüler ile anlaşarak, müsabakayı önceden belirledikleri sonuca uygun olarak tamamlamaları halidir.

 

Kökü Fransızca chiqe kelimesi olan şikenin önemli unsurları; müsabakada yer alan taraflar ya da bunların bazı mensupları arasında bir anlaşmaya dayanması, bu anlaşmanın sporun özüne aykırı bir amaca dönük olmasıdır.

 

Sporun özünde kazanma kadar kaybetme de vardır. Ancak günümüzde özellikle futbolda kaybetmeye pek tahammül gösterilmemektedir. Çünkü basarı hem kulüpler hem de oyuncular açısından büyük maddi kazançlara, başarısızlıkta önemli maddi kayıplara yol açmaktadır. Bu nedenle olası bir başarısızlığın neticesini göze alamayan kulüp yöneticileri zaman zaman çeşitli davranışlar içine girebilmektedir.

 

 

Şike; dahil olanlar, yöneldiği amaç ve kullanılan araca göre farklı türler olarak ortaya çıkmaktadır.

Şike, müsabakanın tarafı olan kulüpler arasında, oyuncular arasında veya hakemin dahil olması ile yapılabilmektedir.

Şike olaylarında çoğunlukla maddi menfaat sağlanması söz konusudur. Ancak bazen maddi menfaat olmadan da şike yapılabilmektedir.

 

2. Şike Çeşitleri

2.1. Taraf Şikesi

Müsabakaların tarafı olan sporcu veya kulüplerin yönetici veya diğer mensuplarının müsabaka neticesi üzerinde anlaşmalarıdır.

Bu tür şike kulüpler arasında gerçekleşebildiği gibi, çoğunlukla bir taraf ile diğer taraftan bir ya da birkaç kişi arasında da gerçekleşebilmektedir. Sporculara gelecekte sözleşme yapma vaadinde bulunmak suretiyle de şike yapılabilmektedir.

2.2. Hatır Şikesi

Anlaşma, maddi menfaat karşılığı olabileceği gibi bölgesel veya kişisel sebeplerle maddi menfaat söz konusu olmadan da gerçekleşebilmektedir. Bu hal “hatır şikesi” olarak anılmaktadır.

2.3. Hakem Şikesi

Hakemlerin müsabakayı maddi menfaat veya başka sebepler ile bir sporcu veya kulüp lehine taraflı yönetmesidir.

2.4. Kazanma Amacı Gütmeden Yapılan Şike 

Müsabakanın bir ya da her iki tarafının yukarıda sunulan sebepler dışında, sportif mücadelenin hedefi olan kazanma amacına dönük yarışmaması da sıkça görülen bir durumdur. Bir yarışmacının, bir sonraki tur veya müsabakada lehine olduğunu varsaydığı rakip ile karşılaşmayı temin etmek amacıyla ya da o müsabakanın kendisi için önem taşımaması nedeniyle sportif mücadelenin ruhuna uygun davranmamasıdır.

2.5. Spor Dışı Unsurların Katılması ile Gerçeklesen Şike

Tüm dünyada yaygınlaşan bahis oyunlarının bir sonucu olarak, spor müsabakalarının neticeleri sadece taraflar ve onların taraftarları dışında, spor dışı bazı kişileri de doğrudan ilgilendirmeye başlamıştır.

Bahis neticelerini manüple etmek isteyenler, sporcular, kulüpler, hakemler ile maddi menfaat ilişkisine girebildikleri gibi kimi zamanda baskı tehdit gibi yollara başvurulabilmektedir.”

 

Teşvik Primi:[2]

“Tesvik Primi” ise, bir kişi ya da kurulusun, neticesinden kendisinin ya da taraftarı olduğu kulübün doğrudan etkilendiği bir müsabakada, kendi lehine sonuç doğuracak tarafa veya mensuplarına maddi menfaat vaat etmesi veya sunmasıdır.”

 

II- MEVZUAT DÜZENLEMELERİ VE TASARILAR:

 

Varlığı ve etkinliği bakımından şüphe duyulmamakla birlikte spor kamuoyunu dönem dönem meşgul eden, ancak konjonktüre göre popüler bir takım sonuçlara ulaşılması dışında, hukuk kurumlarının/ kurallarının aradığı nesnel belge, bilgi ya da bulgu ile ortaya konulmakta zorlanılan ve şike ile aynı kategoride değerlendirilmesi gereken (bir kısım görüşlere göre ise yaptırım uygulanmasına gerek dahi bulunmayan/spor içinde olağan yarışmacı ruhu kamçılayan) teşvik primi, genel olarak sportif yarışma sonucunun çıkar karşılığı değiştirilmesi faaliyetlerine dair mevzuat, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı (TFF) Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve bu Kanun’a bağlı yayımlanan Futbol Müsabaka Talimatı ve Futbol Disiplin Talimatı düzenlemelerinde yer bulmaktadır. Buna göre ve şikeyi de içine alabilecek biçimde yürürlükteki düzenlemeler şöyledir;

 

A-    5894 sayılı Kanun Madde 3/g  ve TFF Ana Statü Madde 3/g: 

 

            T.F.F.’nin Görevleri;

a) ......................

b) .....................

    .....................

g)  şiddet, şike, teşvik primi, ırkçılık, doping ve her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek.

 

 

B-    Futbol Müsabaka Talimatı Düzenlemeleri:

 

“Puan silinmesi, ligden çıkarılma ve bir alt lige indirilme” başlıklı 24’üncü maddesinin (d) bendi ile Müsabaka Sonucunu etkileme” başlıklı 25. maddesinin (a) bendi teşvik primine uygulanacak yaptırımları düzenlenmiştir. Buna göre teşvik ve müsabaka sonucunu etkileme iddiaları gündeme geldiğinde “Etik Kurulu” tarafından araştırılacaktır.

 

MADDE 25 - MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.

(2) Müsabaka sonucunu etkileme iddialarını inceleme ve gerekli araştırmayı yapma yetkisi Etik Kurulu’na aittir.

(3) Etik Kurulu, hazırlayacağı raporu TFF Yönetim Kurulu’na sunar. TFF Yönetim Kurulu, rapora ve sair delillere dayanarak vicdani kanaatine göre karar verir.

(4) Söz konusu ihlalleri gerçekleştirdiği tespit edilen kulüpler hakkında bu talimatın 24.maddesinin “d” bendi hükümleri uygulanır. TFF Yönetim Kurulu’nun bu kararına yapılacak itirazlar Tahkim Kurulu tarafından nihai olarak karara bağlanır.

 

MADDE 24- PUAN SİLİNMESİ, LİGDEN ÇIKARILMA ve ALT KÜMEYE İNDİRME

24/d) Bir müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkileyen veya buna teşebbüs eden takımlar bir alt lige indirilir. Alt lig bulunmaması halinde bir yıl müsabakalara alınmazlar. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır. Müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik eylemler, iki takımın futbolcuları tarafından yapılmışsa, her iki takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet halinde verilen puanın iki katı kadar puanı silinir. Eğer anılan eylemler yalnız bir takım futbolcuları tarafından meydana getirilmişse futbolcuların tescilli olduğu takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet halinde verilen puanın iki katı kadar puanı silinir.

Puanları tenzil edilen takımların puanı bulunmuyorsa, takımlar eksi puanla devam ederler.

 

MADDE 26- MÜSABAKA SONUÇLARININ TESCİLİ

26/(4):  Müsabaka sonucunu etkileme eylemi, müsabakanın sonucunun tescilinden sonra anlaşılsa dahi tescil iptal edilir. Tescilin iptali, kulüplere herhangi bir tazminat ve sair talep hakkı vermez.

 

            C -       Futbol Disiplin Talimatı’nın Müsabaka Sonucunu Etkileyen Eylemlere Dair Düzenlemeleri:

 

MADDE 55 – MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.

(2) Bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. İhlalin ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.

(3) İhlalde sorumluluğu bulunan kişi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir.

(4) Anılan yasağın hakemler tarafından ihlali halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.

MADDE 56 – BAHİS

(1) Profesyonel liglerde yer alan kulüplerin yöneticilerinin, müsabaka görevlileri ile diğer görevlilerin ve futbolcuların futbol müsabakalarına ilişkin olarak düzenlenen bahis ve benzeri şans oyunlarına doğrudan ya da dolaylı olarak katılması yasaktır.

(2) Aksine hareket eden kişiler, üç aydan bir yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.

MADDE 15 – SORUŞTURMA ZAMANAŞIMI

(1) Soruşturma zamanaşımı, tamamlanmış ihlallerde ihlalin gerçekleştirildiği, teşebbüs halinde kalan ihlallerde son hareketin yapıldığı, zincirleme ihlallerde ise son ihlalin gerçekleştirildiği günden itibaren işler.

(2) Disiplin soruşturması, müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında sahada veya sahayı çevreleyen alanda gerçekleştirilen ihlallerde 1 yıllık, doping ihlallerinde 8 yıllık, diğer ihlallerde ise 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

(3) Müsabaka sonucunu etkileme şeklindeki disiplin ihlallerinin soruşturması 20 yıllık zamanaşımına tabidir.

 

MADDE 16 – CEZA ZAMANAŞIMI

(1) Disiplin cezaları, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde infaz edilmediği takdirde zamanaşımına uğrar.

(2) İnfazın herhangi bir nedenle durması halinde ceza zamanaşımı işlemez. Durma sebebi ortadan kalktıktan sonra kaldığı yerden itibaren işlemeye devam eder.

MADDE 17 – ZAMANAŞIMININ KESİLMESİ

(1) Soruşturma ve yargılama ile ilgili işlemler soruşturma zamanaşımını; ceza kararının infazına dair işlemler ise ceza zamanaşımını keser.

(2) Zamanaşımı süreleri, kesilme tarihinden itibaren yeniden başlar.

(3) Zamanaşımı, kendiliğinden dikkate alınır.

 

            Düzenlemelerde yer verilen para cezası, hak mahrumiyeti, müsabakadan men gibi cezalara dair yaptırımlar ise, Talimatın İNFAZ başlıklı 91’inci ve müteakip maddelerinde yer almaktadır.

 

D-        İsim Hakkı Gelirleri Konusunda Yapılan Düzenleme:

 

14 Mart 2009 tarih ve 27169 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan SPOR TOTO TEŞKİLAT BAŞKANLIĞI İSİM HAKLARI YÖNETMELİĞİ’nin 8’inci maddesi uyarınca,

 (1) Sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyun programlarında yer alan spor müsabakalarının sonucunu çıkar karşılığı anlaşarak etkilemek veya doğal olmayan, sporcunun sağlığı için zararlı madde ve yöntemlerin kullanılması veya performanslarını artırabilecek madde ve yöntemlerin kullanımı/kullandırılması veya doping analizi için numune verme sürecinin ihlal edilmesi iddialarıyla haklarında ilgili federasyonca inceleme veya soruşturma açılan spor kulübü, spor takımı ve sporculara inceleme veya soruşturmanın kesin olarak sonuçlanmasına kadar isim hakkı ödenmez. Şike ve doping yapanlara ödenen isim hakları yasal faizi ile birlikte geri alınır.

 

E-        28/04/2004 tarih ve 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Düzenlemesi:

Yürürlükte bulunan 5149 sayılı Kanun düzenlemeleri kapsamında teşvik primi ve şike ve benzeri sportif yarışma sonuçlarını etkileyici nitelikte eylem ve faaliyetler dair belirleme ve tanımlamalar yer almamaktadır.

03.06.2008 tarihinden itibaren T.B.M.M gündeminde (Halen Adalet Komisyonu’nda) bekleyen 5149 sayılı Kanun’da değişiklik öngören Tasarı’da ise konu özelinde açık hükümlere yer verilmiştir. Bahsi geçen Tasarı’da yer alan düzenleme aşağıdaki gibidir.

 

 

         Madde gerekçesinde ise düzenleme ihtiyacı ve sonuçlarına dair şu açıklama yapılmaktadır.

 

F-     Türk Ceza Kanunu Düzenlemeleri:

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) teşvik primi ve şike ve benzeri sportif yarışma sonuçlarını etkileyici nitelikte faaliyetlere dair suç tipleri yer almamaktadır. Dolayısıyla bu düzenlemeler çerçevesinde, olası bu nitelikteki eylemler için TCK kapsamında yaptırım uygulamak mümkün bulunmamaktadır. Yalnızca tartışmaya yalnızca bir derinlik kazandırmak amacıyla, sonuçları itibariyle spor hukuku ve dinamiklerinde şike ve teşvik primi uygulamalarını çağrıştıran, dolandırıcılık ile kamusal niteliği haiz “irtikap ve rüşvet” kavramları ile ortaya koyabiliriz.

 

TCK’da düzenlenen ve yukarıda değinilen maddeler yorumsuz olarak aşağıdaki gibidir:

 

“MADDE 157-Dolandırıcılık:

Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

 

MADDE 250 İrtikap:.

(1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

MADDE 252. -Rüşvet :

 (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

(2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.

(4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması halinde de uygulanır.

 

            Görüldüğü gibi, farklı bir boyutuyla kişinin, görevinin sağladığı nüfuzu ya da görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla kendisine veya başkasına veya görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması benzer biçimde değerlendirilmekte, cezalandırılmakta ve kovuşturma zamanaşımı da (TCK Madde 68)

a) ......................

b) .....................

c) .....................

d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.

e) Beş yıla kadar hapis ve adli para cezalarında on yıl olarak uygulanmaktadır.

 

G-            Uluslar arası Düzenlemeler:

 1-FIFA Disiplin Talimatı:

“Bölüm 6 Rüşvet-Yozlaşma

1- FIFA düzenlemelerini ihlal etmesi için FIFA organlarından birine, bir maç görevlisine, bir oyuncuya ya da bir görevliye kendi adına yada üçüncü kişi adına haksız çıkar teklif eden, taahhüt eden veya verenler.

a-En az 10.000 İsviçre Frankı para cezası,

b-Futbol ile ilgili herhangi bir faaliyette bulunmaktan men,

c-Herhangi stada girmekten men, cezaları ile cezalandırılır.

2- Pasif taraf (haksız menfaati talep eden, taahhütte bulunulan veya kabul edenler) da aynı şekilde cezalandırılır.

3- Ağır ihlal ve tekerrür hallerinde (b) fıkrasındaki ceza ömür boyu verilebilir.

4- Her halükarda, suça konu olan maddi değere el konulmasına karar verilir ve

Futbol Geliştirme Programı için kullanılır.”

“Bölüm 11.Müsabaka Sonuçlarının Manüple Edilmesi;

Madde 75- Spor Etiğine aykırı olarak bir müsabakanın neticesini etkilemek için anlaşma yapan müsabakadan men, 15.000 İsviçre Frankı’ndan az olmamak üzere para cezası ile cezalandırılır. Yetkili organ ayrıca herhangi bir futbol faaliyetinde bulunmama cezası da verir, ağır ihlallerde bu ceza ömür boyu uygulanır.”

“Bölüm 6. Disiplin Müeyyidelerinde Zamanaşımı;

Madde 44- Süre

1-Maç sırasında gerçeklesen ihlallerde iki yıl geçtikten sonra soruşturulamaz. Genel Kural olarak diğer ihlaller için süre on yıldır,

2-Dopinge ilişkin ihlallerde süre 20 yıldır,

3-Rüşvet, yozlaşma ile ilgili soruşturma zamanaşımına tabi değildir”

 

2- UEFA Disiplin Talimatı:

 “Madde 5- Davranış ilkeleri;

1-Üye federasyonlar, kulüpler ve onlar kadar onların oyuncuları, görevli ve üyeleri bağlılık, dürüstlük ve spor ruhuna uygunluk içinde hareket etmek zorundadır.

2-Aşağıda yer alan örnekler ilkelerin ihlalidir.

a) Aktif veya pasif olarak rüşvete karısan ya da teşebbüs edenler....”

“Madde 7- Zaman aşımı;

1-Soruşturma aşağıdaki sürelerin sonu ile sınırlıdır;

a) Saha veya sahaya hemen bağlı alanlarda meydana gelen olaylarda bir yıl,

b) Yolsuzluk-rüşvet ve doping olaylarında on yıl,

c) Diğer tüm olaylarda beş yıl...”

 

H-         Jübile Talimatı Düzenlemesi:

 

MADDE 4 – JÜBİLE UYGUNLUĞUNUN KAYBI

(1) Kendisi için jübile organizasyonu yapılacak bir profesyonel futbolcunun;

a) Devletin  şahsiyetine karşı işlenen suçlar ve organize suçlardan; zimmet, nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suiistimal, hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçlardan veya kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı kesin hüküm giymemiş olması

b) Faal futbolculuk döneminde, disiplin kurullarından bir defada 6 aydan fazla veya toplamda bir yılı geçen disiplin cezası almamış olması,

c) Faal futbolculuk döneminde kırmızı kart cezaları da dahil olmak üzere toplamda 25 müsabakadan men cezası almamış olmak,

d) Spor hayatı boyunca doping, müsabaka sonucunu etkileme, bahis, sahtecilik, milli müsabakaya katılmamak, görevi ihmal veya kötüye kullanma eylemleri nedeniyle disiplin kurullarından ceza almamış olması.

 

Netice olarak spor mevzuatında yer almakla birlikte gerek Türk Hukuk Sisteminde ve gerekse diğer hukuk sistemlerinde şikeyi, teşvik primini, dopingi açıkça suç sayan bir hüküm veya düzenleme bulunmamakta olduğundan “şike, teşvik primi ve doping suç haline getirilmelidir. Fransa’da şike ile ilgili davalarda Mahkemeler ‘rüşvet’ vermekten hüküm tesis etmişlerdir. Almanya’daki şike olaylarında ise Mahkemeler ‘nitelikli dolandırıcılık’ tan hüküm tesis etmişlerdir. Türk Hukuk Sisteminde şike, doping ve teşvik primi suç değildir ancak ilgili federasyonların disiplin talimatlarında bunlara ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Ancak bu düzenlemeler yeterli değildir. Dolayısıyla bunların ceza hukuku anlamında suç kapsamına alınması gerekmektedir.”[3]

III-VERGİ NERESİNDE?

 

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 9. maddesindeki “Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz” düzenlemesi vergicilikteki altın kurallardan biridir.

           

            Bir diğer olmazsa olmaz ise, Gelir Vergisi konusuna giren  kazançların, Gelir Vergisi Kanunu’nda (GVK);

“Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır(GVK Md:1). Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır (GVK Md.2):

1. Ticarî kazançlar,

2. Ziraî kazançlar,

3. Ücretler,

4. Serbest meslek kazançları,

5. Gayrimenkul sermaye iratları,

6. Menkul sermaye iratları,

7. Diğer kazanç ve iratlar.”

            Denilmek suretiyle tek tek sayılmış, belli edilmiş ve ilgili maddelerinde tanımlanmış olmasıdır. Kısaca Kanun’da tanımlı bu gelir unsurları haricinde kalan bir menfaati gerçek kişi açısından vergilemek olanaklı değildir.

 

Bu aşamada vergilendirilebilir gerçek kişi (vergi mükellefi) kim olacaktır? Türkiye'de yerleşmiş olan ya da

1. İkametgahı Türkiye'de bulunan (İkametgah, Kanunu Medeninin 19'uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir),

2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturan,

gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler (GVK Md3,4):

 

 

Bu aşamada ve şimdilik, devletler arasında akdedilen Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarını ihmal edersek, Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler (bunlara dar mükellef denilmektedir) sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Örneğin Türkiye’de yerleşik olarak bir yılda 6 aydan az süre futbol oynamış bir futbolcu ve teknik adamın elde ettiği gelirleri düşünebiliriz. Vergileme için,

 

-Ücretlerde, hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

-Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;

           

Sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.

 

Şike ya da teşvik priminde maddi ilişki içerisindeki aktörlerin, ödenen ya da elde edilen nakdi veya ayni menfaatleri kendiliklerinden (durumlarına göre) gelir ya da gider olarak beyan edecek olmaları, aranılan delil niteliğini ortaya çıkaracağından ütopik ve masalımsıdır. Dolayısıyla böyle bir vergisel vurgu, tartışma, kişilerin kendiliklerinden yapacakları bildirimler ışığında tamamen estetiktir. Ancak, yukarıda da çizilen çerçevede gerçek ya da tüzel kişilerce elde edilen kazanç ve menfaatler, VUK düzenlemelerinden alınan yetkilerle vergisel bir incelemeye tabi tutulabilir.

 

Bu bağlamda kullanılabilecek delil, Usul hukukumuzda, kesin ve takdiri delil olarak toplanmakta olup kesin deliller hakimi de bağlayıcı niteliktedir. Bunlar ikrar, kesin hüküm, senet ve yemindir. Bunun dışındaki deliller takdiri delil niteliğindedir. Bunlar hakimin takdir hakkında sahip olduğu herzaman aksi ya da doğruluğu ispatlanacak verilerdir. Bu bağlamda banka dekontları, vergi beyannameleri, tarafların ifadeleri haricinde elektronik ortamda mevcut bilgi ve açıklamalar, çalışmalarda ihmal edilmemesi gereken harici deliller, donelerdir.

 

Ve bu boyutuyla vergi tarhiyatına yönelik zamanaşımı da “vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl” olmaktadır (VUK Md 114).

 

GVK’ya göre herhangi bir kurum, şirket, işletme, kulüp ya da dernek benzeri birime bağlı olmaksızın icra edilebilen ferdi sporculuk ve sayılan birimlere bir akitle bağlı olmakla birlikte sporcuların, sportif yetenek, bilgi ve birikimlerini kullanarak icra edebilecekleri başkaca faaliyetlerden elde ettikleri gelirlerin durumu açık değildir. Bu duruma uygun, başkaca gerçek ve tüzel kişilerden elde edebilecekleri sportif başarılara endeksli ödül, prim, tanıtım, reklam ve sponsorluk gelirlerini örnek gösterebiliriz.

 

Bu tartışmayı başkaca bir çalışma dosyasına bırakırsak, GVK’ya göre sporcular, sportif aktivitelerini bir tüzel kişiliğe  bağlı olarak icra ederler ve buradan elde ettikleri gelir de ÜCRET tir.

 

Ücret, işverene tabi (İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. 61'inci maddenin 1 ila 6 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir)

 ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir (GVK Md 61).

 

Tamamen tabi bulunduğu işverenden elde edilen ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim (, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.  Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

 

1................

2...............

3...............

4...............

5. Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

6. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler

 

31.12.2007 tarihine kadar sporculara (bağlı bulunduğu işveren ya da işverenler tarafından) ücret olarak yapılan ödemeler gelir vergisinden müstesnadır. Bu ücretler üzerinden % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılır. Bu istisnanın tevkif yoluyla ödenen gelir vergisine şümulü yoktur (GVK Geç. 64. Md). 01.07.2008 tarihinden itibaren ise Geçici 72’nci madde düzenlemesi yürürlüktedir. Buna göre;

 

“31/12/2017 tarihine kadar sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır.

 

      a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

      1) En üst ligdekiler için              % 15,

      2) En üst altı ligdekiler için         % 10,

      3) Diğer liglerdekiler için              %  5,

 

      b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden        % 5.

 

(2) Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmez.”

 

GVK’da “Teşvik” kavramı spor faaliyetleri ile ilgili olması bakımından bir yerde geçmektedir: Buna göre, Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükafatlar Gelir Vergisi'nden müstesnadır (GVK Md 29):

1...................

2..................

3. Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler;

4. Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler.

 

O halde elimizde yukarıdaki gelir unsuru sınıflandırmasında teşvik primine uygun bir gelir unsuru daha bulunmaktadır. Serbest Meslek Kazancı.

 

Genel tanım olarak kazanç doğuran, serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır (GVK Md 65).

 

            Tanım, sporcunun bir işverene bağlı olmaksızın gerçekleştirebileceği spor faaliyetleri ve bu faaliyetlerinden doğabilecek kazancı kavramakla birlikte, bir işverene bağlı bulunan sporcuların (teşvik primi örneğinde olduğu gibi) bu işverene ve işyerine bağlı faaliyetleri ile karıştırılınca sorunludur.

 

            Toparlayacak olursak kural olarak sporcuların, bir işverene bağlı faaliyetlerinden ve doğrudan bu işverenden elde edebilecekleri gelir ve benzeri menfaatler ücret; işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapacakları sportif faaliyetlerden ve spor faaliyetleri ile ilgili başkaca kişi ve kurumlardan elde edecekleri gelir ve benzeri menfaatler serbest meslek kazancı olmak durumundadır.

 

            Teşvik primi örneğinde olduğu gibi bu gelir aktarımı başkaca bir biçimde de vergilendirilebilir mi sorusunun yanıtını 7338 sayılı Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu’nda aramak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali Veraset ve İntikal Vergisine tabidir (VİVK Md 1).

 

            Maddede yer alan ve vergilemeye konu ivazsız intikal kavramı yine Kanun’da tanımlanmıştır. Buna göre; "İvazsız intikal" tabiri; hibe yoliyle veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade etmektedir. Maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatlar ivazsız sayılmamaktadır. Görüleceği üzere vergilemede karşılıksızlık esası cari olduğundan teşvik primi aktarımına denk düşen bir vergilemeyi, bu Kanun düzenlemelerine göre yapmak da olanaklı bulunmamaktadır.

 

 

O halde birden fazla sorunun yanıtlanması gereği doğmuştur.

 

Amatör sporcu, profesyonel sporcu kavramlarının içi gerek teknik ve sportif, gerekse iktisadi ve vergisel açıdan nasıl doldurulmaktadır?

 

-Bu soruya verilecek yanıtla bağlantılı olarak, GVK’nın “Müteferrik İstisnalar” başlığı altındaki maddeleri ile 61’inci ve müteakip maddeleri ve Geçici 64.’üncü madde düzenlemeleri uyarınca amatör sporcuların gelirleri bile vergilendirilmekte midir? Sporcuların, ücret geliri dışında bir gelir elde edebilmeleri olası mıdır?

 

-Bir işverene bağlı profesyonel sporcuların gelirleri de aynı maddeler kapsamında ücret olarak vergilendirilirken, bir işverene bağlı olmayan profesyonel sporculara yapılan her türlü ödeme Türk Vergi Sistemi “vergi mevzuu” dışında mı bırakılmalıdır?

 

-Dünyanın hemen her ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de, spor ekonomisinin gelişmesinin doğal bir sonucu olarak ve literatürde spor faaliyeti kapsamında oldukları tartışmasız olan tenisten rüzgar sörfüne, yamaç paraşütünden boksa, su altı sporlarından atletizme dek tüm disiplinlerde, herhangi bir işletmeye, şirkete ya da kulübe bağlı olmaksızın ferdi olarak da icra edilebilmektedir. Bu faaliyetleri icrada sporculara yapılan; eğiticilik, gösteri, ayni ya da nakdi ödül, (etik ya da değil; hukuki ya da değil; suç konusu ya da değil; )prim, katılma bedeli, sponsorlar tarafından aktarılan değerler, ticari ürünlere fotoğraf, isim ve markalarının yerleştirilmesi karşılığı aktarılan değerler gibi, örnekleri çoğaltılabilecek menfaat aktarımlarının GVK karşısındaki durumu, verginin konusuna girmedikleri şeklinde mi değerlendirilmelidir?

 

-Alman tenisçiler Boris BECKER ve Steffi GRAF hakkında Alman Vergi İdaresi’nin yurt dışında elde ettiği gelirleri Almanya’da beyan etmemesinden dolayı çıkarmış bulunduğu tutuklama kararları nasıl değerlendirilebilir? Bu örneği değerlendirmede, ve ülkemize adapte ederken anahtar olarak OECD tipi Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 1. ve 17’nci maddelerinden yararlanılamaz mı?

           

-Hatta, belli bazı spor markalarını kullanmaları (dolaylı reklam) karşılığında, ister ferdi, ister şirket ya da kulüp sporcusu olsun, alınan, aktarılan veya adına yapılan ayni, nakdi ve gider karşılığı ödemeler, bir gelir unsuru tanımına girmemekte midir?

           

-Ücret niteliğinde olmaması halinde (durumuna göre vergi kesintisi ya da beyan yoluyla) vergilendirilemeyen bir sportif faaliyet, nasıl tanımlanmalıdır?

           

-Verginin mevzuu gelir kavramından ne anlaşılmalıdır? Ödemenin nakdi olup olmaması, ayni ya da gider karşılığı olması, işverene bağlı olup olmaması, yasaklanmış faaliyetten elde edilip edilmemesi gelirin elde edilmiş olduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı? GVK’nın 61’inci maddesinin 1. fıkrasındaki, ücretin tarifi, 67’nci maddesinin 1. fıkrasındaki serbest meslek kazancının tespiti, 72’nci maddesindeki gayrisafi hasılat, maddelerinde işlenen, “....para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilen menfaatler” kavramından ne anlaşılması gerekmektedir?

 

            O halde elimizde tek bir gelir unsuru tek bir dal bulunmaktadır: Vergiye tâbi arızi kazançlar (GVK Md 82).

Buna göre, spor faaliyetinden doğan ve sporcularca işverene bağlı olmaksızın elde edilen gelirler arasında ücret ve serbest meslek faaliyeti dışında aşağıdaki gelir de vergilendirilecektir.

1...................

2...................

3...................

4. Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat.

5. ................

 

Bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar toplamının (01.01.2010 tarihinden itibaren)  18.000 Türk Liralık kısmı gelir vergisinden müstesnadır.

 

Bu maddede geçen “hâsılat” deyimi alınan para ve ayınlarla diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade eder.

 

Vergi Kesintisi için; Ödemenin muhatabının serbest meslek erbabı olup olmasının veya Serbest meslek işinin ticari bir organizasyon içinde yapılmasının, yani geliri elde eden açısından ticari kazanç sayılmasının da bir önemi bulunmamaktadır. Vergi kesintisi için tek şart, ödemenin serbest meslek işi karşılığı olmasıdır.

 

Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar (GVK Md 94).

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61' inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104'üncü maddelere göre,

2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden

 

2009/14592 B.K.K. ile 03.02.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere;

Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);

a) 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden % 17,

b) Diğerlerinden % 20

 

Bu kişiler haricinde (gerçek kişiler tarafından) ödeme yapılması durumunda ise, istisna tutarı da dikkate alınmak kaydıyla GVK’nın “Gelirin Toplanması ve Beyanı” ile ilgili 86,86 ve 87’nci maddeleri çerçevesinde işlem yapılmalıdır. Aksi durumda VUK düzenlemeleri uyarınca vergi ziyaı kavramı devreye girecek ve taraflara mükellefiyet ve sorumluluklarına uygun cezalı tarhiyatlar yapılacaktır.{jcomments on}

 



[1] Rapor sayfa 116-117

[2] Rapor sayfa 142

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  19160  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Murat Başaran Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43124483

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.