Profesyonel Futbolcu ve teknik Adamların Sözleşmelerinde Damga Vergisi Sorunu
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Hukuk Murat Başaran Profesyonel Futbolcu ve teknik Adamların Sözleşmelerinde Damga Vergisi Sorunu

Profesyonel Futbolcu ve teknik Adamların Sözleşmelerinde Damga Vergisi Sorunu

Murat Başaran- 13 Şubat 2014 Spor kulüpleri tarafından düzenlenen profesyonel futbolcu ve teknik adamların sözleşmelerinin damga vergisi karşısındaki durumu:

 

 1-Damga Vergi Açısından Yerleşik Sorunun Kaynağı

Kulüpler Birliği Vakfı tarafından 29.05.2005 tarihinde yayımlanan TÜRKİYE FUTBULU&KULÜPLERİNİN SORUNLARI, ÇÖZÜM ÖNERİLERİ başlıklı Raporun Giderlerin Azaltılması Başlıklı bölümünde Damga Vergisi ve Noter Harçları ile ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır.

“2. SPOR KULÜPLERİNİN NOTERLERDE DÜZENLENEN KAĞITLARIN NOTER HARÇLARI VE DAMGA VERGİSİNDEN MUAF TUTULMASI İLE TFF’NUN SÖZLEŞMELERİN NOTERLERDEN GEÇİRİLMESİ UYGULAMASINA SON VERİLMESİ

Spor Kulüplerinin sorunlarından biri de noterlerde düzenlenen kağıtların, noter harçları ve damga vergisi ile ilgilidir.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun futbolcuların sözleşmelerinin noterden geçirilmesi uygulaması, spor kulüplerimizin çok yüksek maliyetli damga vergisi ödemelerine sebep olmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde belirtildiği üzere; “ Bu kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisinden müstesna tutulmuştur.” Anılan kanuna ekli (2) sayılı tablonun 17. maddesinde; “Genel menfaatlere yararlı derneklerin her türlü işlemlerinde düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna “ olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 38. maddesi gereği, “Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanlar noter harçlarına tabidir”.

Dolayısıyla 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun Noter Harçlarına ilişkin ikinci kısmında, gerekse kısımlar arasında müşterek hükümlerde; Bakanlar Kurulu Kararı ile Kamu Yararına Çalışan Derneklerin harçlardan istisna veya muaf olacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığından, kamu menfaatine yararlı spor kulüpleri adına noterlerde yapılan işlemlere “harç istisnası veya muafiyeti” uygulanmamakta ve KULÜPLER NOTER HARCI ödemektedirler.

Bu durumda;

Damga Vergisi Kanunu’nda muafiyet sağlayacak değişiklik yapılması suretiyle Noter Harçlarından muaf olunması,

Türkiye Futbol Federasyonu’nun sözleşmelerin Noterden geçirilmesi uygulamasına son verilmesi,
yönünde bir düzenleme yapılması, anlamlı olacaktır.”

Bu rapor üzerine sorun olarak tanımlı hususta çözüm arayışına girilmiş olup, çıkış yasal düzenleme yapılmaksızın spor mevzuatı içerisinde değişikliğe gidilmek yoluyla bulunmuştur.

Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nda gerek mülga Profesyonel Futbol ve Transfer Talimatı çerçevesinde yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere; bir futbolcunun, bir kulüpte profesyonel veya amatör olarak oynayabilmesi için bağlı olduğu kulübü adına TFF nezdinde tescil edilmesi gerekmektedir. Futbolcunun kulübü adına tescil edilmesi ve lisans verilebilmesi için futbolcu adına bağlı olduğu kulübü tarafından “Taraflarınca imzalanan dört nüsha sözleşme”nin TFF’ ne sunulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Daha önce yapılan açıklamalarda da görüleceği üzere; 10.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren “Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transfer Transferleri Talimatı’ndan önce yürürlükte bulunan “Profesyonel Futbol ve Transfer Talimatı”’nda futbolcular ile kulüpler arasında yapılan sözleşmelerden futbolcu adına lisans ve tescil işlemlerinin yapılabilmesi için TFF’ ne sunulması zorunlu olan sözleşmelerin noter huzurunda düzenlenmesi ve onaylanması gerektiği belirtilmiştir.

   

  1. PROFESYONEL FUTBOLCULARIN STATÜSÜ VE TRANSFERLERİ TALİMATI profesyonel futbolcu sözleşmesinin noterde yapılması zorunluluğu kaldırılmıştır. FIFA ve uluslararası futbol arenasında söz sahibi ulusal federasyonların düzenlemelerinde bulunmayan, günümüz futbol ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, masraflı ve zor bir şekil olan noter şartı kaldırılarak taraflara kendi aralarındaki hukuksal ilişkiyi notere gitmeden, noter masrafı ve harcı ödemeden düzenleyebilme hakkı tanınmıştır. Ancak, işlem güvenliğini sağlamak ve sözleşmedeki imzaların taraflara ait olduğunu belirleyebilmek amacıyla noterden imza sirkülerinin ve imza beyannamesinin alınarak Federasyona ibrazı zorunluluğu getirilmiştir.

Profesyonel futbolcu sözleşmesinin noterde yapılması zorunluluğunun kaldırılmasına ek olarak tip sözleşme yapma zorunluluğu da kaldırılmıştır. Böylece taraflar, sözleşme yapma özgürlüğünün doğal bir sonucu olarak, hukuka aykırı olmamak şartıyla sözleşmelerini tamamen kendi istek ve iradeleri doğrultusunda serbeştçe düzenleyebileceklerdir. Her özgürlüğün bir sınırı olduğu gibi sözleşme yapma özgürlüğünün de kendi bünyesinden kaynaklanan doğal bir sınırı bulunmaktadır. Bu çerçevede profesyonel futbolcu sözleşmesinin ücret ve süresinin sözleşmede belirtilmesi yasal bir zorunluluktur. Bu hususları içermeyen sözleşmeler, genelde iş sözleşmesi özelde profesyonel futbolcu sözleşmesi sayılamayacağından Federasyon tarafından tescil edilemeyecektir.

Düzenleme 10.06.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni talimatta da korunmuştur. Böylece, yukarıda bahsedilen taraflar arasında yapılan ve lisans ve tescil işlemlerinin yapılabilmesi için TFF’ ne sunulması zorunlu olan sözleşmelerin noter onaylı olması yükümlülüğü ortadan kaldırılmıştır. Yani 02.06.2008 tarihinden itibaren federasyona sunulacak sözleşmelerde noter tasdiki aranılmamaktadır.

  

Bu düzenleme sonrasında spor kamuoyunda spor kulüpleri tarafından düzenlenen sözleşmelerin Damga Vergisinden muaf tutulduğuna dair hatalı bir değerlendirme de yapılmıştır. Söz konusu değerlendirmenin ve buna bağlı uygulamanın halen bir kısım spor kulüpleri ve anonim şirketler tarafından yapılmakta olduğu gözlenilmektedir.

2-Profesyonel Futbol Mevzuatında Sözleşme Kavramı

Bilindiği üzere;

i-Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı,

ii- Kulüp Lisans ve Mali Fair Play Talimatı,

iii- Teknik Adamların Statüsü Ve Çalışma Esasları Talimatı,

uyarınca sözleşme, örneği TFF tarafından hazırlanan ve taraflarınca imzalanması ispat şekli açısından zorunlu olan tip profesyonel futbolcu (veya teknik adam) sözleşmesini veya geçici transfer sözleşmesini tanımlar.

Kulüp Lisans ve Mali Fair Play Talimatı’nın “Profesyonel Oyuncularla Sözleşme İmzalanması” Başlıklı 35’inci maddesi gereği, Lisans adayının tüm profesyonel oyuncuları, FIFA Oyuncu Statüsü ve Transferi Talimatı’nın ve TFF Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferi Talimatı’nın ilgili hükümlerine uygun olarak Lisans adayı ile yazılı bir sözleşme yapmış olmalıdır.[1]

Futbolcu Temsilcileri Talimatı’nın 15’inci maddesi uyarınca ayrıca, futbolcu temsilcisi, temsil ettiği kulüp veya futbolcu ile yazılı bir sözleşme yapmak zorundadır.

Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nın IV. PROFESYONEL FUTBOLCU SÖZLEŞMESİ Başlıklı bölümünün 19,20 ve 21’inci maddeleri ile müteakip maddelerinde söz konusu sözleşmenin varlığı, niteliği, biçim ve içeriği ile hukuksal sonuçlarına değinilmiştir. Genel niteliği itibariyle; [2]

(1) Tarafların imzaladıkları sözleşmeyi TFF’ye tescil ettirmeleri zorunludur.

(2) Sözleşmenin süresi en fazla beş yıl olarak belirlenir. Ancak 18 yaşın altındaki futbolcular ile imzalanacak olan sözleşmelerin süresi üç yıldan fazla olamaz.

(3) Her halükarda sözleşmelerin bitiş tarihinin 31 Mayıs olarak tespit edilmesi zorunludur. Sözleşme bitiş tarihinden sonra resmi müsabakaların devam etmesi halinde, sözleşmenin süresi müsabakaların bitimine kadar uzamış sayılır.

(4) Futbolcu ile sözleşme imzalayan kulüp bu sözleşmenin geçerliliğini, sağlık muayenesinin olumlu sonuçlanması veya çalışma izni alınmış olması koşuluna bağlayamaz.

(5) Tarafların birbirlerine yapacakları her türlü tebligat, sözleşmede gösterilen adreslerine iadeli taahhütlü mektupla yapılır. Taraflar adreslerinde olabilecek değişiklikleri, iadeli taahhütlü bir mektupla birbirlerine ve TFF’ye bildirmek zorundadırlar. Aksi takdirde sözleşmede yer alan adreslere yapılan tebligat geçerli sayılır.

(6) Mevcut kulübüyle sözleşmesi devam eden profesyonel bir futbolcuyla sözleşme imzalama niyetinde olan kulüp, futbolcuyla görüşmelere başlamadan önce futbolcunun sözleşmesel ilişkisi devam eden kulübünün iznini yazılı olarak almak zorundadır. Yazılı izin almaksızın görüşmelere başlayan kulüp, futbolcu, futbolcu temsilcisi ve diğer kişiler hakkında Futbol Disiplin Talimatı hükümleri uygulanır.

(7) Sözleşmelerin, imzalandıkları transfer ve tescil dönemi içerisinde ilgili kulüp tarafından TFF’ye sunulması zorunludur. Futbolcu da aynı sürede sözleşmeyi TFF’ye sunma hakkına sahiptir.

(8) Futbolcu ile mevcut kulübü transfer ve tescil dönemi ile bağlı kalmaksızın sözleşme imzalayabilir. Bu sözleşmenin imza tarihini takip eden ilk transfer ve tescil döneminin sonuna kadar TFF’ye sunulması ve kulüp tarafından tescil ettirilmesi zorunludur.

(9) Mevcut kulüp ile imzalanan yeni sözleşmenin tescili esnasında, imzalandığında yürürlükte olan sözleşmenin bakiye süresi ile yeni sözleşmenin süresi birlikte dikkate alınır ve toplam sürenin beş yılı aşması halinde yeni sözleşme, toplamda beş yılı aşmayan kısım için tescil edilir. Ancak, yürürlükte olan sözleşme sezon sonunda sona erecek ise, mevcut kulüple beş yıl süreli olarak yapılan yeni sözleşme tescil edilir.

(10) Bir futbolcunun aynı sezon için birden fazla kulüp ile sözleşme yapması halinde herhangi bir kulüp adına tescil yapılmaz. Uyuşmazlığın taraflar arasında ilgili transfer ve tescil dönemi içerisinde çözüme kavuşturulamaması halinde futbolcu, ilgili transfer ve tescil döneminin başlangıcından itibaren 12 ay süreyle hiçbir kulüpte oynayamayacağı gibi ikinci sözleşmeyi yapan kulüp hakkında da Futbol Disiplin Talimatı hükümleri uygulanır.

(11)Ücret, sözleşmede belirlenmesi zorunlu olan ve futbolcuya aylık asgari ücret tutarının altında olmamak kaydıyla ödenen tutardır.

3- Spor Kulüplerinin Statüsü ve Bu Bağlamda Kamuya Yararlı Derneklere Tanınan Vergi Muafiyeti

Bilindiği gibi, Türkiye’de profesyonel spor faaliyeti uğraşan spor kulüpleri dernekleri bu faaliyetlerini;

i-         Derneğe bağlı iktisadi işletmeler,

ii-       Anonim şirketler,

eliyle yürütmektedirler.

K.V.K.’nın 4/j nolu bendi ile Spor Genel Müdürlüğü ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetinde bulunan iktisadi işletmeleri ile münhasıran idman ve spor faaliyetlerinde bulunan halka açık olsun, olmasın anonim şirketler kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır.

55 Seri Numaralı KDVK Genel Tebliğinde de “profesyonel futbol faaliyeti ile ilgili olmak kaydıyla spor kulübüne (derneğe) bağlı iktisadi işletmenin varlığı tartışmaya meydan vermeyecek biçimde tanımlanmıştır. Tebliğde yapılan açıklama şöyledir:

“Profesyonel sporcuların katıldığı futbol faaliyetleri esas alınmak üzere, bu faaliyetlerin yürütülmesinde taraf olan spor kulüpleri, Türkiye Futbol Federasyonu ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün söz konusu faaliyetlerinin katma değer vergisi karşısındaki durumu hakkında aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

A) Spor Kulüpleri

Profesyonel futbol faaliyetleri 2908 sayılı Dernekler Kanuna göre kurulan ve faaliyet gösteren dernek statüsündeki kuruluşlar ya da kamu idare ve müesseselerine ait idman ve spor müesseseleri eliyle gerçekleştirilmektedir.

3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 27. maddesi ile Profesyonel Futbol Talimatının 52. maddesi hükümlerine göre kulüpler, profesyonel takımlarını Türk Ticaret Kanununa göre kuracakları veya kurulmuş anonim şirketlere devredebilirler. Bunun sonucu olarak profesyonel futbol faaliyetlerinin anonim şirket statüsündeki kuruluşlarca yapılması da mümkündür.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesinde ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Aynı maddenin 1/3-g fıkrasında ise, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.

Bu maddelerde hükme bağlandığı üzere dernekler ile kamu idare ve müesseselerinin faaliyetleri doğrudan katma değer vergisinin konusuna alınmamış, bu kuruluşlara ait veya tabi olan müesseselerin yukarıda belirtilen nitelikteki teslim ve hizmetlerinin vergiye tabi olduğu belirlenmiştir. Bu belirleme gereği yukarıda belirtilen idman ve spor müesseselerine sahip dernekler ile kamu idare ve müesseseleri bu statüleri ile verginin mükellefi olmayıp, yalnızca bu müesseselere ait veya tabi olan iktisadi işletmeleri nedeni ile mükelleftirler. Anonim şirket statüsünde sportif faaliyetlerde bulunan kuruluşların bütün teslim ve hizmetlerinin Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesi gereğince vergiye tabi olduğu ise açıktır.

Sonuçta, Spor Genel Müdürlüğü ve spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulüplerinin ilgili spor mevzuatı, KVK’nın 4/j. bent, KDVK’nın 3. maddesi ile 55 seri numaralı genel tebliği düzenlemeleri ile spor kulübü derneklerinin (anonim şirket olarak kurulabilen, anonim şirketlere devredilebilen) profesyonel futbol şubelerinin, tedavül ekonomisi içerisinde ticari faaliyetlerinin derneğe ait iktisadi işletmelerce icra edilmekte olduklarının kabulü zorunludur. Mükellefiyetlerin bu işletmeler adına yapılması ve KDV, Muhtasar ve Damga Vergisi gibi beyannamelerin bu işletme faaliyetlerini kapsayacak biçimde verilmeleri gerekir. [3]

Kamuoyunda Spor Kulübü olarak bilinen ve spor faaliyetiyle uğraşan derneklerin bir kısmına Bakanlar Kurulu tarafından Kamuya Yararlı Statü verilmiştir. Bunlar arasında;

Dernek Adı

B.K.K. Tarihi

Sayısı

1-Ankara Atlı Spor Kulübü Derneği

06.08.1964

96/4332

2-Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği

21.07.1995

95/7146

3-Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Derneği Konfederasyonu

11.08.1987

87/12003

4-Bursa Spor Kulübü Derneği

10.11.1995

95/7520

5-Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği

18.02.1992

92/2737

6-Caddebostan Balıkadamları Spor Kulübü Derneği

16.02.1967

6/9246

7-Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği

07.03.1994

94/5420

8-Galatasaray Spor Kulübü Derneği

30.05.1994

94/5718

9-Kocaeli Spor Kulübü Derneği

10.01.1995

95/7520

10-Trabzon Spor Kulübü Derneği

15.12.1995

95/7662

Sayılabilir.

Bakanlar Kurulu Kararı ile kamuya yararlı derneklerden sayılan derneğinizin, düzenlediği ve damga vergisi derneğinizce ödenmesi gereken kağıtlardan dolayı damga vergisinden muaf tutulması, kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleri ile ilgili olarak düzenlenen ve sadece derneğinizin imzasını taşıyan kağıtlara ve derneğiniz ile vergi muafiyeti bulunmayan kişiler arasında düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin ise kişiler tarafından ödenmesi gerekmektedir. Ancak bu kağıtlara ait verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde Damga Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi hükmü uyarınca söz konusu verginin ödenmesi bakımından derneğinizin müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.

4-Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nın Durumu

5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Vergi Muafiyeti ve Alacaklarının Önceliği” Başlıklı 11’inci maddesi ile Ana Statü’nün “Vergi Muafiyeti” Başlıklı 83’üncü maddesinde yer alan düzenleme uyarınca; Türkiye’de FIFA, UEFA ve TFF himayesinde gerçekleştirilen müsabakalar ile bu Kanun kapsamında organize edilen müsabakalardan elde edilecek gelirler ve TFF’nin diğer tüm gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu muafiyet, TFF’ye ait iktisadi işletmeleri, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak kesintileri kapsamaz.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı, Damga Vergisi Kanunu’nda tanımlı “Resmi Daire” kapsamına girmemekte olduğundan ve yalnızca elde ettiği gelirler vergiden bağışık tutulduğundan, gelir tahakkuku ile ilgisi bulunmayan ve işlem vergisi/ayni vergi niteliğindeki olan damga vergisi açısından bir bağışıklığı da sahip bulunmamaktadır.

Dolayısıyla bu kurum tarafından düzenlenen sözleşmeler damga vergisine tabi olup, sözlşemenin tarafları, damga vergisini ödemekle mükelleftirler.

5-Damga Vergisi Kanununda Yer Alan Düzenlemeler:

a-Damga Vergisinde Vergileme İlkeleri

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesine göre, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabidir. Bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtlar ise Damga Vergisinden müstesnadır.[4]

Bu kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.

Yabancı memleketlerle Türkiye`deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar, Türkiye`de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.

Adı geçen Kanunun 3’üncü (8’inci) maddesi uyarınca, Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder. Bu Kanunda yazılı resmi daireden maksat genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerdir. Bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler resmi daire sayılmaz.

Kanunun 5 ve 6’ncı maddelerindeki sarih hükümler gereği, bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette Damga Vergisine tabidir. 

Bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır.

Bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde Damga Vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır.

Ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergiye tabidir.

Spor faaliyetinde düzenlenmesi olası sözleşmeler, ibranameler, fesihnameler ve temliknameleri içerecek biçimde ve 57 Seri No'lu Damga Vergisi  Genel Tebliği ile 1/1/2014 tarihinden itibaren uygulanacak oranları gösterir vergileme tablosu aşağıdaki gibidir.

 

(1) SAYILI TABLO

Damga Vergisine Tabi Kağıtlar                                                                                                                   

I. Akitlerle ilgili kağıtlar

 
  1. A. Belli parayı ihtivakağıtlar:
 
 

(Binde 9,48)

2. Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden)                                                                  

(Binde 1,89)

3. Kefalet, teminat ve rehin senetleri                                          

(Binde 9,48)

 

(Binde 9,48)

 

(Binde 1,89)

 

  

Söz konusu kağıtlarla ilgili olmak üzere vergisel bağışıklıklar içeren ve (2) SAYILI TABLO’da yer verilen Damga vergisinden istisna edilen kağıtlardan (fazlalıkları nedeniyle vergiden bağışık işlemler yalnızca üst başlık olarak verilmiştir) spor faaliyetiyle uğraşan kurumları doğrudan yahut dolayısıyla ilgilendirenler ise aşağıdaki gibidir.

I. Resmi işlerle ilgili kağıtlar: 

A) Resmi daireler arasında kullanılan kağıtlar:

B) Resmi dairelerden kişilere verilen kağıtlar:

C) Kişilerden resmi dairelere verilen kağıtlar:

II - Öğrenciler ve askerlerle ilgili kağıtlar:    

III - İşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle ilgili kağıtlar:

IV - Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar:

16. Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile yatırım fonlarının kuruluşlarına, sermaye artırımlarına ve sure uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar.

17. Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtlar.

23. Bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin kâğıtlar ile bu   kâğıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları hariç)

31. Dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri.

17. Genel menfaatlere yararlı derneklerin her türlü işlemlerinde düzenlenen ve Damga Vergisi bu teşekküller tarafından ödenmesi gereken kağıtlar.

b- Damga Vergisinde Ceza ve Sorumluluk

Bilindiği üzere, Damga Vergisini de kapsayacak biçimde, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin, zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununda sayılmış vergi cezaları (genel olarak ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası) kesilecektir.

Vergi Usul Kanunu’nun 334 ve Damga Vergisi Kanunu’nun 24’üncü maddesi gereği, vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.

Birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1) sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar müteselsilen sorumludurlar.

22’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır.

Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmayan veya noksan alınan kağıtların vergisi mükelleflere, cezası düzenleyenlere aittir.

Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır.

Kanunun 27’nci maddesi uyarınca, Noterler, damga vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları vergi ve cezası ödenmedikçe tasdik edemezler veya bunların suretlerini çıkarıp veremezler.

Birinci fıkra hükmüne aykırı olarak işlem yapılması halinde, mükellef hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanmakla birlikte, noterlerden de tasdik ettikleri veya üzerinde işlem yaptıkları her kâğıt için kanunen alınması gereken cezası ayrıca alınır.

Bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve iştirakleri ile 22’nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları usulüne uygun olarak vergi ve cezası ödenmedikçe işleme koyamazlar. Vergi ve cezası ödenmeden bu kâğıtları işleme koyan kişi ve kuruluşlardan, kâğıdın mükelleflerinden alınacak ceza tutarınca ayrıca ceza alınır.

            c- İlgili Özelgeler:

 

i-Konu: Belediyelere ait spor klubü ile sporcu arasında düzenlenen sözleşmesinin damga vergisine tabi olup olmadığı hk.

 

Tarih

24/05/2011

Sayı

B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-1453-306

   

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden, ........ Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü ile yaptığınız sporcu sözleşmesinin damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 5 inci maddesinde, bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshasının ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I.Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu fıkra kapsamındaki kâğıtların damga vergisi oranı 1/1/2010 tarihinden önce düzenenlenenler için binde 7,5'tur.

Bu itibarla, ........ Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü ile 28/8/2008 tarihinde düzenlediğiniz sözleşmenin gerek konusu gerekse tarafları bakımından Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tabloda herhangi bir istisna veya muafiyet hükmü bulunmadığından, söz konusu sözleşmenin ihtiva ettiği tutar üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I.Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrası uyarınca binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

ii-Konu : Cezai şarta ilişkin tutarı ihtiva eden sözleşmenin damga vergisi hk.

Sayı   :B.07.1.GİB.4.07.16.02-DH-2010-38-325   

Tarih: 11/10/2011

 İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden; ... adresinde mukim ... A.Ş. ile aranızda düzenlenen "Akaryakıt İstasyonu İşletme Sözleşmesi"nin 02.08.2005 tarihinde 5 yıl süreli ve 2 nüsha olarak imzalandığı, söz konusu sözleşmenin bedel içermediği belirtilerek, bu sözleşmenin damga vergisine tabi olup olmadığı ile damga vergisine tabi olması durumunda damga vergisi matrahının ne olacağı hususlarında özelge talep edildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların Damga Vergisine tabi olduğu, 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, mahiyeti tayin edilmek istenilen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı; 5 inci maddesinde, bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabi olduğu; 6 ncı maddesinde, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisinin en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı; 10 uncu maddesinde de damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre bu kağıtlarda yazılı belli para, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas alınacağı; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I-Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin (2005 yılı için) binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 35 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, vergiye tabi kağıtlarda yazılı yabancı paraların Türk Lirasına çevrilmesinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca saptanarak duyurulan döviz satış kurlarının esas alınacağı belirtilmiş olup, döviz cinsinden bedel ihtiva eden kağıtlara ait damga vergisinin, kağıdın düzenlendiği tarihte geçerli Merkez Bankasınca belirlenen döviz satış kurunun esas alınması suretiyle hesaplanması gerekmektedir.

 ... A.Ş. ile aranızda 02.08.2005 tarihinde imzalanan "Akaryakıt İstasyonu İşletme Sözleşmesi"nin incelenmesinden, 1.1 inci maddesinde, işleticinin şirketten satın alacağı petrol ürünlerini ve şirketin öngöreceği diğer malları kendi nam ve hesabına iştigal etmek suretiyle satacağı bir servis satış istasyonu işletmeyi taahhüt ettiği; 1.3 üncü maddesinde, programa uyulmaması halinde işletici mutabık kalınan ceza-i şartı ödeyeceği, 27/1-b maddesinde ise, işleticiden uyulmayan her husus için 300.000 (Üçyüzbin) Amerikan Doları ceza-i şart talep edildiği anlaşılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, söz konusu sözleşmenin her bir nüshasının, sözleşmede yer alan ceza-i şart tutarının kağıdın düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası cari döviz satış kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilmesi suretiyle bulunacak tutar üzerinden Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 bölümü gereğince binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

iii-Konu : Fesihnamelerin damga vergisine tabi olup olmayacağı hk.

Sayı   : 90792880-155[1-2012/170]-175                                                              

Tarih: 01/03/2013

 İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, kurumunuz ile yükleniciler arasında mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin düzenlenen sözleşmelerin, yüklenicilerin sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi veya getirememesi nedeniyle kurumunuzun veya yüklenicinin tek taraflı kararı ile feshedildiği ve sulhname, ibraname, mukavelename vb belge düzenlenmeden sözleşmenin feshedildiğinin bir yazı ile yükleniciye bildirildiği belirtilerek, söz konusu fesih işlemine ilişkin kurumunuz tarafından düzenlenen yazının damga vergisine tabi olup olmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; bu Kanundaki kağıtlar teriminin yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ettiği; 2 nci maddesinde, vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerine alan mektup ve şerhlerle, bu kâğıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı, mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacağı hükümleri yer almaktadır.

488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kâğıtlar" başlıklı bölümünün A-5 fıkrasında, fesihnamelerin (belli parayı ihtiva eden bir kağıda taalluk edenler dahil) nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, daha önce düzenlenmiş bir sözleşmenin, sözleşme hükümlerine uyulmaması sonucu kurumunuz tarafından tek taraflı olarak feshedilmesine yönelik olarak alınan ve yükleniciye bildirilen kağıtlar ile tarafların karşılıklı anlaşarak sözleşmenin feshine ilişkin olarak düzenledikleri protokollerin fesihname olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu kağıtların, içerdikleri bedel üzerinden, kağıtta bedel bulunmaması halinde atıf yapılan kağıdın içerdiği bedel üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun A/5 fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

6-Sonuç

Bu aşamaya dek yapılan tüm açıklamalardan sonuçla, profesyonel futbol faaliyetiyle uğraşan ister (hataen) dernek, ister derneğe ait iktisadi işletme, isterse anonim şirket olsun, taraflarınca imzalanması ispat şekli açısından zorunlu olan geçici transfer sözleşmesi dahil tip profesyonel futbolcu ve teknik adam sözleşmesi ile sporcu temsilciliği sözleşmesi ile, profesyonel spor faaliyeti kapsamında düzenlenen her türlü temlikname, sulhname ve fesihname, nüsha adedi kadar damga vergisine tabidir. Bu işleme taraf olanlar bu verginin mükellefi olup, söz konusu sözleşmelerin doğrudan kamuya yararlı dernek tüzel kişiliği üzerinden veya spor federasyonları tarafından düzenlenmesi vergisel bir bağışıklığa da yol açmamaktadır.



[1] Sözleşme akdine dair diğer düzenlemelere örnek, Kulüp Lisans Talimatı Md. 38:Lisans adayının bir stadyum sahibi olmaması durumunda, TFF‟ye, kullanacağı stadyumun/stadyumların sahibi/sahipleri ile yapılmış yazılı bir sözleşme sunmalıdır. Sözleşme düzenlenmesini gerektirir diğer hükümlerin yer aldığı maddeler: 8,10,39,42,43,48,64, EkIV

[2]TEKNİK ADAMLARIN STATÜSÜ VE ÇALIŞMA ESASLARI TALİMATI IV. TEKNİK ADAM SÖZLEŞMESİ

MADDE 9 – GENEL ESASLAR :(1) Teknik adam sözleşmesi taraflarınca imzalanmış olmalı ve sözleşmenin süresi ile profesyonel teknik adama ödenecek ücreti içermelidir. (2) Her halükarda sözleşmelerin bitiş tarihinin 31 Mayıs olarak tespit edilmesi zorunludur. Sözleşme bitiş tarihinden sonra resmi müsabakaların devam etmesi halinde, sözleşmenin süresi müsabakaların bitimine kadar uzamış sayılır. (3) Teknik adamların amatör kulüplerle yapmış oldukları sözleşmelerinin bitiş tarihlerinin lig kategorilerine göre 31 Mayıs olarak tespit edilmesi zorunludur. (4) Tarafların birbirlerine yapacakları her türlü tebligat, sözleşmede gösterilen adreslerine iadeli taahhütlü mektupla yapılır. Taraflar adreslerinde olabilecek değişiklikleri, iadeli taahhütlü bir mektupla birbirlerine ve TFF’ye bildirmek zorundadırlar. Aksi takdirde sözleşmede yer alan adreslere yapılan tebligat geçerli sayılır.

MADDE 10 – SÖZLEŞMENİN İBRAZI :(1) Sözleşmelerin imzalandıkları tarihi takip eden 3 gün içerisinde ilgili kulüp tarafından TFF’ye sunulması zorunludur. Teknik adam da aynı sürede sözleşmeyi TFF’ye sunma hakkına sahiptir. TFF’ye ibraz edilen sözleşmeler yabancı dilde düzenlenmişse, Türkçe tercümesinin de TFF’ye sunulması zorunludur. (2) Bir teknik adamın birbiriyle çakışan süreler içinde birden fazla kulüp ile sözleşme yapması halinde, uyuşmazlığın çözümlenmesine kadar herhangi bir kulüp adına tescil yapılamaz. Uyuşmazlığın taraflar arasında iyi niyetle çözümlenememesi halinde, söz konusu ikinci sözleşmenin tarafları hakkında Futbol Disiplin Talimatı hükümleri uygulanır.

MADDE 11 - ÜCRET :Ücret, sözleşmede belirlenmesi zorunlu olan ve profesyonel teknik adama aylık asgari ücret tutarının altında olmamak kaydıyla ödenen tutardır.

[3] İktisadi işletmenin varlığına dair ayrıntılı açıklama olarak: Bilindiği üzere dernekler, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, Vakıflar ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmaktadırlar.

Kurumlar Vergisi Kanununun l inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmüne göre,dernek veya vakıflar tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisinin konusu dışında olup, bunlara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesine göre dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler olarak tanımlanmıştır.

Bu durumda, dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler kurumlar vergisi mükellefidirler. İktisadi işletmenin belirlenmesinde Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında belirlenen koşullar dikkate alınacak olup işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir.

Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Dernek veya vakfa ait bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilebilmesi için iktisadi işletmenin dernek veya vakfa ait veya bağlı olması (ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade eder), sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olması, ticari, sınai veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunulması gerekmektedir.

Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.

Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir.

Örneğin;

- Bir dernek tarafından telif ve yayın hakkı elinde bulundurulmak suretiyle bir kitabın yayınlanarak satışa sunulması halinde, bir defada yapılmış olsa dahi piyasaya sunularak birden fazla kişiye pazarlanması nedeniyle devamlılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Pazarlama işleminin bir defada herhangi bir dağıtım şirketi aracılığı ile yapılmış olması da durumu değiştirmeyecektir.

- Bir dernek tarafından daha önce herhangi bir şekilde basım ve dağıtımı yapılmamış bir kitabın telif ve yayın hakkının satılması halinde ise iktisadi işletmeden söz edilemeyecektir.

- Bir derneğin bir defaya mahsus olmak üzere basımını yaparak satışa sunacağı kitaptan elde edilecek gelir de devamlı olarak yapılan bir faaliyet sonucu elde edilmiş sayılacağından iktisadi işletme oluşacaktır ve söz konusu gelirler de kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

- Bir derneğin nakit varlıklarının bir kısmının, derneğin amaçlarını gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu gelirleri sağlamak amacıyla menkul kıymet alımına kanalize edilmesi, daha sonra bu menkul kıymetlerin yıl içinde farklı tarihlerde birkaç kez elden çıkarılması veya itfa tarihinde neması ile birlikte tahsil edilmesi durumunda, devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai bir faaliyetten söz edilemeyeceğinden derneğe bağlı bir iktisadi işletmenin varlığı söz konusu olmayacaktır. Ancak, söz konusu derneğin, üyelerinden aidat veya bağış adı altında topladığı ve/veya üyelerin değerlendirilmek üzere verdikleri paralarla menkul kıymet alım-satım faaliyeti için devamlı olarak personel istihdam etmek, piyasa koşulları ve alım-satım talimatlarını bu personel vasıtasıyla takip etmek suretiyle ticari bir organizasyonda bulunması halinde bu faaliyete ilişkin derneğe bağlı bir iktisadi işletmenin varlığı kabul edilecektir.

Ekonomik faaliyetin yılda birden fazla tekrar ettirilmesi halinde veya her yıl bir defa olmakla

beraber müteakip yıllarda tekrar etmesi ya da birkaç yıl arayla yapılmasına karşılık periyodik olarak tekrar etmesi ve organizasyonu gerektirmesi durumunda da bu faaliyetin devamlı olduğunun kabulü gerekmektedir.

Örneğin; bir vergilendirme döneminde birden fazla çay, yemek, tiyatro, kermes, konser gibi

faaliyetlerin düzenlenmesi ve bu faaliyetlerden dolayı gelir elde edilmesi nedeniyle oluşacak olan iktisadi işletme için kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir. Yapılan işlemlerin ticari mahiyet arz etmemesi durumunda ise devamlı bir ekonomik faaliyet söz konusu olmayacaktır. Örneğin, bir derneğin üç yıl önce satın aldığı nakil vasıtalarından aynı yıl içinde bir veya bir kaçını elden çıkartması durumunda, devamlı bir iktisadi faaliyetten bahsedilemeyecektir.

Faaliyetin dönemsel veya mevsimlik olması (havuz ve plaj işletmeciliği gibi) asıl olan işin

niteliği olduğundan, faaliyetin devamlılığına engel teşkil etmemektedir. Bütün bu koşulları taşıyan iktisadi işletmelerin sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamaları da şarttır. Aksi halde, iktisadi kamu kuruluşları olarak değil, sermaye şirketi ya da kooperatif olarak vergiye tabi tutulurlar.

Bu şartları taşıyan dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri;

- Kazanç gayesi güdüp gütmediklerine,

- Faaliyetin, kanunla verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,

- Tüzel kişiliğe sahip olup olmamalarına,

- Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,

- Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya iş yerlerinin olup olmadığına

bakılmaksızın vergiye tabi tutulurlar.

Diğer taraftan,

- Satılan mal veya hizmetin bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması,

- Kâr edilmemesi,

- Kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyecektir.

Kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlı olması durumlarında da dernek veya vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir. Aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemez. 5253 sayılı Dernekler Kanununa göre dernek; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.

Dernek veya vakıfların eğitim ve sağlık gibi hizmetleri, bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirmeleri halinde, bu faaliyetler dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme olarak nitelendirilmeyecektir. Ancak, sözü edilen hizmetlerin yerine getirilmesi için yapılan masrafların hizmet verilenlerden tahsil edilmesi veya bu kişilerden veya ailelerinden bağış adı altında bir bedel alınması durumunda, bu faaliyetler, dernek veya vakfa ait iktisadi işletme olarak kabul edilecek ve kurumlar vergisine tabi olacaktır.

Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olarak faaliyet gösteren ve tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerce elde edilen kazançlar üzerinden tarh edilecek kurumlar vergisinin muhatabı anılan iktisadi işletmelerdir. Ancak, bu işletmelerin ayrı bir tüzel kişiliklerinin olmaması halinde tarhiyatın muhatabı iktisadi işletmenin ait veya bağlı olduğu dernek veya vakıflar olacaktır. Bazı dernekler, Dernekler Kanunu dışında özel kanunlarla da kurulabilmektedir. Hangi şekilde kurulursa kurulsun yukarıda nitelikleri açıklanan derneklere ait veya bağlı iktisadi işletmeler, Kurumlar Vergisi Kanunu ile 1/1/2007 tarihinden önce yürürlüğe giren özel kanunlarda yer alan hükümler çerçevesinde kurumlar vergisinden muaf tutulmadığı sürece kurumlar vergisinin mükellefidir.

Örneğin; özel kanunu ile her türlü vergi ve harçtan muaf tutulan bir derneğin, maden suyu işletmeciliği yapması halinde bu faaliyet dolayısıyla derneğe ait bir iktisadi işletme oluşacağından, bu işletmenin faaliyet gelirleri, derneğin amacına tahsis edilse dahi kurumlar vergisinin konusuna dahil edilip vergilendirilecektir.

Ayrıca, derneklerin kamuya yararlı derneklerden sayılması veya vakıflara Bakanlar Kurulunca

vergi muafiyeti tanınmış olması, bunlara bağlı iktisadi işletmelerin vergilendirilmesine engel teşkil etmemektedir.

Yabancı dernek veya vakıflara ait olup da sermaye şirketleri ve kooperatifler haricinde kalan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesinde de yukarıda yapılan açıklamalar geçerli olacaktır.

Spor kulüpleri tarafından iktisadi işletmeleri eliyle yürütülen faaliyetin niteliği konusunda, Danıştay 3’üncü Dairesi’nin … spor faaliyetleri A.Ş. hakkında vermiş olduğu 2004/98 Esas ve 2004/97 sayılı Kararı ipuçları vermektedir.

                “6183      sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 71'inci maddesinde, aylıkların, ödeneklerin, her çeşit ücretlerin, intifa hakları ve hasılatın, ilama bağlı olmayan nafakaların, emeklilik aylıklarının, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirlerin kısmen haczolunacağı, ancak haczolunacak miktarın bunların üçte birinden çok,dörtte birinden az olamayacağı öngörülmüştür.

                Dosyanın incelenmesinden vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı şirketin naklen yayın hakkından dolayı Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı nezdinde doğan gelirinin tamamına uygulanan haciz işlemine karşı açılan davada vergi mahkemesince; şirketin sözü edilen gelirinin yukarıda açıklanan 71'inci madde kapsamında yer alan gelirlerden olduğu, bu gelirin en fazla üçte birinin haczedilebileceği gerekçesiyle, alacağın üçte ikisine isabet eden haciz işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.

                Türk Ticaret Kanununun 18'inci maddesinde, ticaret şirketlerinin de tacir sayıldıkları belirtilmiş, 271'inci maddesinde anonim şirketlerin kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulabileceği hükme bağlanmıştır.

                Bu hükümler değerlendirildiğinde, ticaret şirketlerinin iktisadi ve ticari organizasyon içinde örgütlenip kazanç sağlamak amacıyla faaliyette bulundukları sonucuna ulaşıldığından, anonim şirket olarak Türkiye Süper Liğinde mücadele eden davacı kurumun Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacir sayıldığı ve ticari işlemlerinin de bu kanunun tacirlere uygulanan hükümlerine tabi olacağı açıktır.

            Olayda, tacir olarak, kazanç elde etmek amacıyla, kanunla yasaklanmamış her türlü ticari faaliyeti gerçekleştirme imkanı bulunan davacı kurumun her ne ad altında olursa olsun elde ettiği tüm gelirleri ticari kazanç sayılacaktır.

                Buna göre, Türkiye Futbol Federasyonunca naklen yayın hakkına karşılık olarak davacı kuruma belli oranda bir pay verilmiş olması bu payın ticari kazanç olmadığını göstermeyecektir. Bu nedenle, ticari kazanç hükümlerine tabi olan bu gelirin tamamına haciz uygulanmasına yasal bir engel bulunmadığından naklen yayın hakkına karşılık ödenen tutarın 6183 sayılı Yasanın 71'inci madddesinde düzenlenen kısmen haczedilebilen gelirlerden olduğu kabul edilerek söz konusu gelirin ancak üçte birinin haczedilebileceği gerekçesiyle bu oranı aşan kısma isabet eden haczin kaldırılması yönünde verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”

[4] Kağıtların Damga Vergisi bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı nispet veya miktarlarda alınır. Şu kadar ki her bir kağıt için hesaplanacak vergi tutarı (1) sayılı tabloda yer alan sınırlamalar saklı kalmak üzere 800 bin Yeni Türk Lirasını(57 Seri No'lu Damga Vergisi  Genel Tebliği ile 1/1/2014 tarihinden itibaren 1.545.852,40 TL) aşamaz. Bir önceki yılda uygulanan bu azami tutar, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılır. Bakanlar Kurulu yeniden değerleme oranının % 50 fazlasını geçmemek ve % 20`sinden az olmamak üzere yeni oranlar tespit etmeye yetkilidir.

Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir. Bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte biri alınır.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  23708  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Murat Başaran Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

13/12/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10125,46

+0,66

 bjk BJKAS

4,33

-0,92

 fb FENER

103,30

-0.58

 gs GSRAY

6,54

-0,91

 trabzon TSPOR

0,90

-1,10

   SPOR ENDEKSİ

3.021,26

-0,87

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 44137413

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 14 12 2  0 38 15 23 38
2 Fenerbahçe 14  10   2 2 36  13   23

32

3 Samsunspor 15 9 2  4

29

17 12

29

4 Eyüpspor 15  7   5  3 24 15 9 26
5 Beşiktaş 14 7 4  3  23  15 8 25
6 Göztepe 14 7 3 4 27  20 

  7

 24 
7

Başakşehir

14 6  4  4 24 18 6 22
8 Konyaspor 15 5 4

6

17 22 -5 19
9 Rizespor 14 6 1 7 15    21  -6 19
10 Gaziantep  14 5 3 6 20 21 -1 18
11 Sivasspor 15 5 2 7

20

25   -5 17
12 Antalyaspor 14 5 3 6 18  26 -8 18
13 Trabzonspor 14 3 7

4

20  18  2  16
14 Kasımpaşa 14 3 7 4 18 21 -3 16
15 Kayserispor 14 3 6 5 15 25 -10 15
16

Alanyaspor

14

3

5 6 12 18 -6 14
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 14 5 8 12 23  -22 8

19

A.Demirspor 14 0 2 12 10 34 -24

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.