Tüm Kupaları Zengin Takımlar mı Kazanır?
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Tuğrul AKŞAR Tüm Kupaları Zengin Takımlar mı Kazanır?

Tüm Kupaları Zengin Takımlar mı Kazanır?

kupa7

Tuğrul AKŞAR/26 Temmuz 2010

Futbolda çok tartışılan bir konudur. Zengin takımlar tüm kupaları kazanabilir mi? Ya da daha açık ifadeyle sportif başarıya ulaşmak için para birinci faktör müdür?

Takımımızın bütçesi büyükse, zenginse tüm kupalar sizin ambargonuzda mıdır? Parasal olanaklar ne ölçüde futbolda başarıyı belirliyor? Eğer gerçekten böyle olsaydı futbol ne kadar sıkıcı bir oyun olurdu. Daha maçın başından kimin galip geleceğinin belli olduğu bir maçı da sanırım hiç birimiz oturup izlemezdik. Ne bu maçları televizyonlar yayınlar, ne insanlar heyecanla tribünleri doldururdu. O zaman da tatsız tuzsuz sıradanlaşan maçların keyifsizliğine doksan dakika tahammül edebilir miydik bilmiyorum.

Aslında bu hafta bu konuya nereden geldiğimizi kısaca anlatmalıyım. Bildiğiniz üzere Dünya Kupası biteli neredeyse on beş gün olacak, son şampiyon bir nevi Bursaspor vari bir performans ortaya koyarak daha baştan favori takımları turnuva dışına atarak ilk şampiyonluğuna ulaştı. Bir ilki gerçekleştirdi ve bugüne kadar 70’li yıllardan itibaren Almanya, Brezilya, İtalya, Fransa, Arjantin’in tekelinde devam edip giden şampiyonluğu deyim yerindeyse bileğinin hakkıyla söküp aldı ve ilk şampiyonluğuna ulaştı. Bu Dünya Kupası organizasyonları açısından da çok önemliydi. Dünya Kupası turnuvalarında bugüne kadar en büyük başarısı yarı final oynamak olan bir ülke bu kupayı kazanıyordu. Olaya bu açıdan bakıldığında çok heyecan verici bir sonuç. Ancak İspanyolların  zaten Avrupa futbolundaki egemenliği göz önüne alındığında hiç de şaşırtıcı bir sonuç değil. Hatta çoğu yorumcu, futbolsever İspanya’yı turnuvanın favorisi olarak ta görüyordu. Beklenen oldu ve sonuçta İspanya tarihinde ilk kez Dünya Kupası’nı evine götürme başarısı gösterdi.

 www.futbolekonomi.com’ da Neville Wells tarafından “Does Market Value Equal Value for Money?” başlıklı çok enteresan bir yazı kalem alındı. Türkiye’de yaşayan bir “expat”in gözünden  Dünya Kupası’nda mücadele eden takımların sportif performansları ile onları piyasa değerleri ve FIFA sıralamaları arasında bir korelasyon olup olamayacağını irdeleyen analiz eden nefis bir yazıydı. Neville ile bu yazıyı da uzun uzadıya tartıştık. Gerçekten çok ilginç yaklaşımları ve gözlemleri vardı. www.futbolekonomi.com’ da yayınlanan ve tartıştığımız bu makaleden sonra  böylesi bir yazıyı kaleme almaya karar verdim. Aslında Doç.Dr.Kutlu Merih ile birlikte kaleme alıp yayınladığımız kitaplarımızda ve çoğu makalemizde  bu konuda daha önceden değerlendirmelerimiz ve analizlerimiz mevcut. Ancak Dünya Kupası özelinde bu konuya yaklaşmak bana ilginç geldi. Bu nedenle bu konuyu Dünya Kupası çerçevesinde değerlendirmeye ve bazı analizler yapmaya çalışacağız.

Futbolun En Önemli Paradokslarından Birisi: Beşinci Paradoks

Doç.Dr. Kutlu Merih ile birlikte futbolun iktisadi ve mali yapılanmasına ilişkin yaptığımız incelemelerde gözlemlediğimiz çok ilginç bir gelişme vardı. Futbol ekonomisinin klasik ekonomi gibi çalışmadığını zaten tespit etmiştik ama asıl bizi hayrete düşüren olay, futbol kulüplerinde kar maksimizasyonu ya da maliyet minimizasyonu yapılmasının neredeyse mümkün olamadığıydı. İşin finansal boyutunu değerlendirdiğimizde futbol takımlarının maliyet minimizasyonu kapsamında düşük maliyetli “ucuz” bir kadro oluşturup, bu kadroyla maksimum sportif performansa ulaşıp önemli bir organizasyonda kupa kazanma şansı neredeyse artık tarih olmuştu. Düşük bütçelerle çok önemli turnuvalarda rekabet edebilme olanağı çok daralmış,  giderek ortadan kalkmıştı. Belki arada bir takım çıkıp bu gidişe meydan okuyabilir hatta kupayı da kazanabilirdi ama bu sadece bir istisna olurdu. Futbolun endüstriyel aşamaya geçmesiyle rekabet şansını yitiren küçük kulüpler artık sadece birer figüran durumuna düşmüşlerdi. Ancak 2000 yılında Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kazanması ya da 2003-04 sezonunda Şampiyonlar Ligi finalini Monaco ile Porto’nun oynaması gerçekten sıra dışı bir gelişmeydi. Avrupa’nın görece en düşük bütçeli takımlarından birisi UEFA Kupası’nı müzesine götürürken, yine Avrupa’nın en düşük gelire sahip iki takımının finalde karşı karşıya gelmesi gerçekten istisnai bir durumdu. Ancak istisnalar genel kuralı bozmuyordu. Nitekim Şampiyonlar Ligi’nin kurulduğu 1992 yılından bu yana kupayı kazananlara baktığımızda karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor.

1992-2010 Arası Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Olan Takımlar

Yukarıdaki tabloya bakıldığında 2003-04 sezonundaki Porto’nun efsanevi başarısını çıkartırsak tüm şampiyonların beş büyük ligden çıkmış olduğunu görüyoruz.  Beş büyük lig arasında bile bir kopmanın yaşandığı burada görülüyor. Özellikle Alman ve Fransız liglerinin bu yarışmada geride kaldıkları gözlemleniyor. 1992-2010 arasındaki geçen 18 yıllık süre içinde Almanlar ve Fransızlar sadece birer kez bu kupayı müzelerin götürürken; İspanyollar 6, İtalyanlar 5, İngilizler 4 kez kupayı kazanabilmişler.

Futbolun endüstriyel aşamaya geçmeden önceki 1990 öncesi aşamaya bakıldığında ise durumun daha farklı olduğunu görüyoruz. Şampiyon Kulüpler Kupası olarak geçen bu dönemde beş büyük ligin dışından daha mütevazı takımların da bu kupayı kazanabildiklerini aşağıdaki şampiyonlardan görüyoruz.

1955-1991 Arası Şampiyon Kulüpler Kupası Şampiyonu Takımlar

Yukarıdaki tablo bize beş büyük ligin dışında yedi farklı ligden şampiyonun daha bu kupayı kazanabildiğini ortaya koyuyor. Yani rekabet düzeyinin bugüne kıyasla daha yüksek olduğunu ve daha düşük bütçeli kulüplerin de bu organizasyonda şampiyon olabilme fırsatının bulunduğu görülüyor.

Ancak futbolun giderek parasal bir karaktere bürünüp, endüstri haline gelmesiyle küçük bütçeli kulüplerin rekabet düzeylerinin giderek kaybolduğu ortaya çıkıyor.

En Zengin Kulüpler Tüm Kupaları Alamıyorlar

Beşinci paradoks yukarıdakinin aksine çok para harcayarak tüm yıldızları kadrolarında toplayan kulüplerin de sportif performansa ulaşmalarının çok  kolay olmadığını bize gösteriyor. Eğer böyle olsaydı dünyanın en zengin kulübü Real Madrid’in ve dünyanın en değerli takımım Manchester United’ın tüm kupalara ambargo koymaları beklenirdi. Ama durum hiç de öyle değil. Yıllık 563 milyon dolarlık geliriyle Avrupa’nın en zengin kulüplerinden Real Madrid’in ve 459 milyon dolarlık geliri ve 1,8 milyar dolarlık piyasa değeriyle Manchester United’ın tüm kupaları toplaması gerekirdi. Ne var ki, durum böyle değil. Yukarıdaki tablolardan da görülebileceği üzere Real Madrid Şampiyonlar Ligi’nde 2001/02’den beri kupa havaya kaldıramıyor. Manchster United ise son 18 yılda sadece iki kez bu kupayı kazanabilmiş…

Yıldızlara dayalı astronomik değerlere ulaşan kadrolar futbol gelirlerini artırırlarken giderleri de çığ gibi büyüyor. Bir noktadan sonra giderler gelirlerden daha hızlı artmaya ve çok ciddi operasyonel zararlar oluşmaya başlıyor. Bugün Avrupa futbol pastasının yüzde yirmi üçünü tek başına yaratan İngiliz kulüpleri futbolun ekonomisindeki ağırlıklarını her geçen gün artırırken, oluşan devasa borçlar 5,5 milyar dolara yükselmiş durumda. Yıllık geliri yaklaşık 3,5 milyar dolar civarında olan Premier Lig’in sahip olduğu 5,5 milyar dolarlı borç kulüplerin operasyonel zararlarının giderek artmasına ve bazı kulüplerin yönetimine kayyum atanmasına neden oluyor. Kısacası gelirlerin artması futbolda ölçek ekonomisini çalıştırmıyor, zaman içinde giderler daha fazla artmaya ve operasyonel verimlilik düşmeye başlıyor.

Dünya Kupası’nda Takımların Piyasa Değerleri ile Başarıları Arasında Bir Korelasyon Var mı?

Neville Wells’in çalışmasına göre Dünya Kupası’na katılan takımların bonservis bedelleri üzerinden takım değerleri ile onların FIFA sıralamasındaki yerleri turnuva öncesi bu takımların turnuvadaki favorilikleri ile bahis oranlarını da belirledi. Neville’a göre futbol ile para arasında performansa yönelik  bire bir ilişki belirlemek çok kolay olmasa da takımların bonservis bedelleri ile sahadaki performansları arasında bir ilişkinin olduğu konusunda hemen hemen herkes hemfikir.

Biz de şimdi bu konuya bir bakalım. Öncelikle Neville’ın yaptığı gibi takımların FIFA sıralamasını ve takım değerlerini Alman  transfermarkt verilerine göre birlikte değerlendirmeye çalışalım.

Dünya Kupası’na Katılan Takımların Değeri ile FIFA Sıralamaları Arasındaki İlişki

Dünya Kupası’na katılan takımların FIFA sıralamasındaki yerlerine göre ilk 10’da yer alan ülkeler ve bunlara ilişkin takım değerleri aşağıdaki tabloyla gösteriliyor. Tablo çok sürprizler içeriyor. Gördüğünüz üzere aşağıdaki tabloda Avrupa futbolunda çok önemli yeri olan ve toplan Avrupa futbol büyüklüğünün parasal olarak %17’sini oluşturan iki lig Fransız ve İtalyan ligleri yer almıyor. 14,6 milyar Euro büyüklüğündeki Avrupa futbol pazarından İtalyan Serie-A yıllık yarattığı 1.4 milyar Euro’luk parasal değer ile % 10, beş büyük lig içinde de %19’luk bir pay alıyor. Yine Fransız Lig 1 de Avrupa futbol pastasından yarattığı 990 milyon Euro’luk değeriyle %7’e yakın; beş büyük lig içinde de %13’lük bir paya sahip görünüyor. 

FIFA Ülke Sıralaması ve  14.07.2010 İtibariyle Takımların Transfermarkt Değerleri

Sıra

 

Ulus

Oyuncu sayısı

Takımın Toplam değeri

1

 

  İspanya

23

£585,000,000

2

 

  Hollanda

23

£226,620,000

3

 

  Brezilya

23

£319,770,000

4

 

  Almanya

23

£263,250,000

5

 

  Arjantin

23

£317,970,000

6

 

  Uruguay

23

£125,775,000

7

 

  İngiltere

23

£403,650,000

8

 

  Portekiz

23

£261,540,000

9

 

  Mısır

24

£30,420,000  

10

 

  Şili

23

£73,125,000

 

 

 

 

 

Tablo Neville Wells’in “Does Market Value Equal Value for Money?” isimli yazısından www.futbolekonomi.com dan alınmıştır.

Yukarıdaki tabloda sizin de görebileceğiniz üzere İtalya ve Fransa yer almıyor. İlk 10’un dışında kalan İtalyan ve Fransızların FIFA sıralamaları sırasıyla 11 ve 21.  Oysa bu takımların bonservis bedelleri üzerinden yapılan sıralamadaki yerleri ise 4 ve 3. Yani büyük bir sürprizle karşı karşıyayız.

Bonservis bedelleri üzerinden tekrar bu ülkeleri de kapsayan yeni bir sıralama yapıldığında aşağıdaki tabloyla karşılaşıyoruz. Aşağıdaki tabloya göre takım değeri sıralaması en yüksek ülkelerden (Dünya Kupasına katılmayan ülkeler dahil) sadece yedi ülke FIFA sıralamasında ilk 10’da yer alıyor. Bu ülkeler, (İspanya, İngiltere, Brezilya, Arjantin, Almanya, Portekiz ve Hollanda).

Takım değeri yüksek olup, takım değeri sıralamasına göre ilk 15’te yer alan içinde ülkemizin de bulunduğu ülkelerin FIFA sıralamasına bakıldığında yedi ülkenin dışındaki kalan sekiz ülkenin sıralamalarının 13. Sıra ile 40. Sıra arasında değiştiği görülüyor.

 

Takım değeri Sıralaması

FIFA Sıralaması

Ulus

Takımın Toplam Değeri (Bin Sterlin)

1

1

 İspanya

£585,000

2

7

  İngiltere

£403,650

3

21

Fransa

£334,125

4

3

  Brezilya

£319,770

5

5

  Arjantin

£317,970

6

11

Italya

£287,550

7

4

  Almanya

£263,250

8

8

  Portekiz

£261,540

9

2

  Hollanda

£226,620

10

17

Rusya

£185,000

11

13

Sırbistan

£170,955

12

15

Hırvatistan

£165,015

13

26

Fildişi Sahilleri

£156,712

14

28

Türkiye

£147,960

15

40

Kamerun

£132,840

Tablo Neville Wells’in “Does Market Value Equal Value for Money?” isimli yazısından www.futbolekonomi.com dan alınmıştır.

Aslında buradan çıkan sonuçları kısaca sıralarsak;

  1. Takım değeri en yüksek 15 ülkeden sadece yedi tanesi FIFA sıralamasında ilk 15’te yer alıyor. (İspanya, İngiltere, Brezilya, Arjantin, Almanya, Portekiz ve Hollanda).
  2. FIFA sıralamasında ilk 10’da yer alan Uruguay, Mısır ve Şili takım değerleri sıralamasında ne yazık ki, ilk 15’te bile yer alamıyorlar.
  3. FIFA sıralamasında ilk 10’da Avrupa’dan 6; Latin Amerika’dan 3 ve Afrika’dan sadece 1 ülke  yer alıyor.
  4. Takım değerleri sıralamasında ise ilk 10’da Avrupa’dan beş takım yer alırken; bu takımların toplam parasal değeri ilk 10’un %82’sine karşılık geliyor. Diğer beş takımın değeri ise toplamın sadece %18’ini oluşturuyor.

Yukarıdaki verilerin ışığında şunu söyleyebiliriz. Takımların parasal değerleri ile (FIFA sıralaması tamamen sportif performansa göre yapıldığı için) sportif performansları arasındaki ilişkinin yüzdesi çok yüksek değil. Bu korelasyon yüzde elli civarlarında.  Ancak Avrupa futbol pazarının önemli devleri olan İtalya ve Fransa’nın bu ilişki dışında kalması para ve sportif performans arasındaki ilişkinin sorgulanmasını gerektiriyor.

Yine FIFA sıralamasına göre Şili, Uruguay, Mısır gibi ülkelerin ilk 10’da yer alması lokal rekabetin kalitesi ve gücü açısından da sorgulanmalı. Zira Afrika ve Latin Amerika futbolundaki rekabetin kalitesi ve yüksekliği ülkelerin sportif performansına doğrudan etki ediyor. Nitekim, 2010 Dünya Kupası’nda çeyrek finale Avrupa’dan dört, yarı finale 3, finale ise 2 Avrupalı ülkenin yükselmesi bu dediğimizi doğruluyor.  Ya da daha açık ifadeyle Avrupa futbolu hem parasal hem de sportif olarak Dünya futbolunu domine ediyor.

Pahalı Oyuncu Fiyaskosu

Bu dünya kupası aslında pahalı yıldızlar için tam bir fiyaskoydu.

Bu bağlamda, 318 milyon Sterlinlik Arjantin takımının parasal değerinin %23’ünü tek başına oluşturan 63 milyon Sterlinlik Messi; yaklaşık 320 milyon Sterlinlik Brezilya takımının parasal değerinin %11’ini oluşturan 40 milyon Sterlinlik Kaka ve yine takımın parasal değerinin %18’ini oluşturan 59 milyon Sterlinlik Ronaldo; 403 milyon Sterlinlik parasal değeri ile Turnuvanın en değerli takımlarından İngiltere’nin %12’sini tek başına oluşturan 48 milyon Sterlinlik Rooney; 334 milyon Sterlinlik yıldızlar topluluğu Fransız milli takımının %13’ünü oluşturan 45 milyon Sterlinlik Ribbery ve %8’ini oluşturan 27 milyon Sterlinlik Anelka ilk akla gelen örnek olarak verilebilir.

Takım Değerleri İçinde Oyuncuların Ağırlıkları Nasıl?

Neville Wells ilginç bir konuyu daha saptamış. O da bazı oyuncuların takım değerleri içinde çok önemli bir ağırlığa sahip olmaları. Örneğin,  Fildişi Sahilleri’nin kadrosunda yer alan Drogba, Kolo Toure ve Yaya Toure milli takımın parasal değerinin yaklaşık %40’ını; Kamerun takımının as oyuncularından Eto ise takımın %27’sini tek başına oluşturuyor. Bu turnuvanın en büyük düş kırıklıklarından birisini oluşturan Christian Ronaldo da yine Portekiz Milli takımının %25’ini oluşturuyor. Yine bir diğer önemli hayal kırıklığı yaratan oyunculardan Messi de Arjantin’in parasal değerinin yüzde yirmi beşlik kısmını tek başına oluşturuyor.

Takım içinde ağırlığı parasal anlamda önemli büyüklüğü oluşturan futbolcuların sportif performanslarındaki düşüş, doğal olarak takımın da performansını etkiliyor.

 Sonuç

Günümüzde futbolun hızla parasallaşıp endüstriyel bir karaktere bürünmesi bir yandan futbol gelirlerini geometrik artırırken, diğer yandan da kulüpler arasında da giderilmesi mümkün olmayan dengesiz bir rekabeti ortaya çıkarttı. Kulüplerin bütçeleri arasındaki fark giderek açıldı ve denge büyük takımların lehine bozuldu. Bu ise zaman içinde dengesiz rekabetin haksız rekabete dönüşmesine neden oldu. Günümüz modern futbolu için bu, büyük bir paradoksu oluşturuyor ve futbolun sağlığını ve geleceğini tehdit ediyor. Özellikle küçük bütçeli takımların devler karşısında rekabet edemez duruma gelmeleri, rakibin kalitesini olumsuz etkiliyor.

Bütün bu olumsuzluklara karşın hala yel değirmenlerine karşı mücadele eden ve bazen de bu mücadelede başarıya ulaşan Bursaspor gibi takımlarımız bulunuyor. Bu sadece ülkemizde değil tüm dünyada aynı problem yaşanıyor.

Parasız rekabet olmuyor. Burası açık ancak, parayla da saadetin gelmediği futbolda aşikar. Yüzmilyonluk bütçeleriyle taraftarın beklediği sportif performansı ortaya koyamayan takımlarda olduğu gibi bu dünya kupasında da bir Gana, bir Uruguay, bir Meksika oynadıkları futbol ve ortaya koydukları performansla parmak ısırttılar. Gerçekten büyük iş başardılar. Ama esas düş kırıklığı İtalya, Fransa ve İngiltere gibi dünya futbolunu sportif ve finansal olarak domine eden takımlardaki düşüştü.

Para ile sportif performans arasında şüphesiz ki önemli bir ilişki bulunuyor ancak bunun pratikteki somutlanmasına bakıldığında FIFA sıralaması bunu çok teyit etmese de bu ilişki varlığını ne yazık ki devam ettiriyor. Günümüzde paranın dediği oluyor. Dünya kupasının finalini de Avrupa’nın  ve Dünyanın en büyük ekonomilerinden ikisinin oynaması; her yıl Şampiyonlar Ligi finallerine beş büyük ligden takımın yükselmesi, ülkemizde olduğu gibi çoğu Avrupa ülkesinde büyük bütçeli takımların şampiyonluklara ulaşması paranın futbola hakimiyetini gösteriyor.

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  17018  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43233317

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.