Şenol Güneş ve Guardiola
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Müslüm GÜLHAN Şenol Güneş ve Guardiola

Şenol Güneş ve Guardiola

Müslüm Gülhan- 11 Şubat 2017 İkili arasında birçok farklılıklar olmasına rağmen, mesleki donanımları edinim şekli olarak benzerlikleri taşımaktadır.

 

Guardiola, Barcelona’da yetişip, uzun yıllar A-Takımında top oynayan ve kulübün tüm özelliklerini benimsemiş, özellikle Cruyff’un felsefesini oturttuğu dönemin futbolcusu. Oyuncu karakteri ve kişisel donanımları bu felsefenin benimsenmesi ve uygulanmasında büyük önem taşımaktadır. 

Cruyff ile beraber Barcelona kurumsal futbol oynamaya başlamıştır. Kural ve taktiksel tüm içerikleri alt yapıda verilen ve A-Takıma kadargelen bir istikrar ve sürdürülebilir sisteme sahiptir.

Oyunculuğundan sonra, alt yapıda ve A-Takımda teknik direktör olarak çalışması, onun bu kurumsal futbol anlayışı içinde yetişmiş bir antrenörlük kimliğini ortaya koymaktaydı.

Barcelona’da çalıştığı ve çok başarılı olduğu dönemlerde,bu kurumsal futbol kimliği ile yetişmiş,kendisi gibi futbolcuların takım içinde fazlalığı onun başarısında büyük etkendi. Diğer bir husus,teknik direktör olarak bu kurumsal oyun içine çok müdahale edemediği için, sadece ufuk nüanslar uygulayarak kendini test edebiliyordu. Tüm bunların yanında, İspanya Futbolunun bir ekole sahip olduğunu da belirmek de yarar var. 

Ama ne zaman B. Münih’e gitti, o zaman kendi kimliği ile baş-başa kaldı. Fakat o kimliğinin temeli Barcelona’da edindiği kurumsal oyun hakimdi. Bunu takıma uyguladığı zaman çelişkiler ortay çıktı.

Öncelikle, Almanya gibi mekanik futbol oynayan bir ekolde, çok pasa dayalı oyun kurgusunu uygulamak, sonuç bakımından sorun oldu, olması normal. Diğer husus, Münih, kendi alt yapısında az oyuncuyu içinde barındırır ve çoğu farklı ekol ve sistemlerde yetişmiş, oyuncuları transfer ederek politika yürütür. Yani Guardiola kurumsal futbolu oynatması zordu. İstediği ve beklenesonuçları alama. BuAlmanya şampiyonluğu için ölçü olamaz. Hedef Şampiyonlar Ligidir.

Bechenbauer, Guardiola’nın oyun sistemi içi:” Biz gol atmak için niye bu kadar pas yapıyoruz” diyerek, Alman mantığını net ortaya koymuştu.

Guardiola, aynı sorunları fazlasıyla M City’de yaşamaktadır.

Şenol Güneş, Trabzonspor’da yetişmiş ve A-Takımında uzun yıllar görev almış oyuncuydu. Güneş’te Trabzonspor’un o dönem için geçerli olan kurgunun içinde yetişmişti. Kurgunun iki önemli temeli vardı. Biri tamamı yerli olan ve Trabzon alt yapısından yetişmiş oyunculara sahip olması, diğeri ise Ahmet Suat Özyazıcı’nın kendi deneyimlerine göre bir yapının geçerli olmasıdır.Burada her hangi bir kurumsallıktan bahsetmek mümkün değil

Daha sonraki süreçte de, Özkan Sümer ile devamında gene antrenörün deneyimleri ve kuralları üzerine kurgulanmış yapı geçerliydi ve Özyazıcı’dan daha farklı, değişken bir kurgu söz konusuydu. Fakat her iki teknik adamın oyun kurgularının içerikleri tartışılmaya açıktı.

Şenol Güneş’in, Trabzonspor deneyimlerinden elinde kalan sadece alt yapı ile ilgili geçerli olan kazançlardı. Kulüp olarak, antrenörler olarak ona ve diğerlerine katabilecek kurumsal ve mesleki prensip anlamda bir katkı yoktu. Güneş, alt yapı anlayışını ise hiçbir zaman antrenör olarak benimsemedi. Sanırım sonuç endeksli bakış açısından kaynaklanıyor.

Güneş’in diğer açmazı; Türkiye Futbolunun bir ekole sahip olmamasıdır. Çünkü Güneş, kendi prensiplerini geliştirecek elinde yol haritasına sahip değildi. Tek çıkar yolu kendisi ile mücadele ederek, teknik direktörlük mesleğinin tüm sistematik bilgilerine ve buna bağlı olarak kendi prensiplerine sahip olmasıydı. 

Ama maalesef kendisi adına tutarlı ve geçerli prensipleri bir türlü oluşturamadı.

Guardiola, küresel bir alanda, kendi prensiplerini uygulamaya çalışıyor ki kökeni Barcelona’dan edinmiş olduğu kurumsal futboldur. Güneş ise yöresel bir alanda, kendi doğrularını (prensipleri değil) uygulamaya çalışıyor.

Son derbi maçında, çıkardığı kadro ile oynadığı oyun arasındaki çelişkinin temeli; futbol için geçerli olan bu prensiplerin olmayışıdır.

Altı tane ofansif oyuncu ile sahaya çıkılırsa, oyun kurgusunun tamamı rakip alanda, yani üçüncü bölgede olma gerekir. Ancak o zaman sonuç alınır. Bu anlamda, rakibin önde baskı yapacağı hamleye karşı,  farklı bir organizasyon, muhakkak kurgu içinde olması gerekirdi. Bu,stratejik olarak kriz yönetme becerisidir. Ama olmadı ve takımın içine girdiği krizin parçası olmak zorunda kaldı.Hele hele on kişi kaldıktan sonraki yapılmayan hamleler ve geciken hamleler çok tartışılacak konular.

Bunların tamamı yöresel donanım tepkimeleridir. 

Futbol değişkenlikleri içinde barındırır, bu değişkenlikler artık zenginlik olarak değil, zorunluluk olarak futbolun içine girmiştir. Bunları benimsemek ve kullanmak, yada kullanamamak ise donanım sorunudur.

Guardiola’nın tek düze anlayışı ve değişkenlikleri bile bu yapı içinde benimsemesi, farklı kültürlerdeki kurgu içinde sonuç verememektedir. 

Şenol Güneş’in ise oluşturamadığı prensipler yerine, kendine has doğruları (tartışılır) kullanmasının,futbolun oyun kurgusu bakımından sonuç vermemektedir. Türkiye Liginde elde edilen şampiyonlukların, dış etkenlere açık olmasından dolayı, başarı için bir kıstas olarak kabul edilmesi çok mantıklı ve doğru değil. Ama genede hedef Türkiye Ligi şampiyonluğudur. Mecburen…

Guardiola en azından sahip olduğu entelektüel yapısı sayesinde neyin, ne olduğunu çok net ortaya koymaktadır ve başarısızlıklarını da kabullenmektedir. Özeleştiri yaparak kamuoyu ile paylaşması farklı bir değerdir.

Güneş’in, masa başındaki tutarlı görünümündeki duruşu ile saha kenarındaki duruşu arasındaki çelişkiler, donanımlarındaki tutarsızlığın nedeni olarak açığa çıkmaktadır. Başarısızlıklarla ilgili öz eleştiri maalesef yapamamaktadır.

Güneş, saha içi ve saha dışı değerlendirmeleri bakımından önemli bir figürdür. O yüzden kıyaslamada bizim penceremiz oldu.

Guardiola’nın başarısızlık nedenleri ile Güneş’in ve diğer tüm yerli hocaların başarısızlık nedenlerinikıyasladığımızda ve futbolu adınaiç dinamiklerini ortaya koyduğumuz da, Guardiola’nın başarısızlıkları bizim için bir ütopya olarak görünmektedir. 

Tartışılacak çok şey var. Kaybedilen de çok şey var.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3390  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1053 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55339898

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1