Müslüm Gülhan- 2 Haziran 2023 Şampiyonluk analizini yapmadan önce Kerem'i başlığa eklememin nedeni başladığı yerle geldiği yer konusundaki aşamanın öneminden kaynaklanmasındandır.

Bir önceki yıl ligi 13'üncü bitiren Galatasaray’ın hem yönetimi hem de antrenörünü seçme konusunda dar bir zamana sahip olmasına rağmen, sürecin içinden siyasi birtakım görüşme ve desteklerle kolayca çıktı. Çünkü işin içinde Florya ve Riva projeleri (!) vardı. Bu ayrıca konuşulması gereken konu olduğu için şampiyonluk sürecini irdelemeye devam edelim. 

Erdem Timur’un futboldan sorumlu olmasıyla, çabuk hamleler yaparak transfer üzerinden şampiyonluğa oynayacak bir takım yaratma zorunluluğu, onu bilmediği konu olan futbol içindeki menajerler içinden doğru olan ile yola çıkmak gibi bir karar aşamasına getirdi. Bu önemliydi, çünkü önünde bu konudan mustarip Ali Koç gibi bir örnek vardı ki ayrıca da en önemli rakibiydi. Onun hatalarına düşmeden süreci yönetmeyi başarırsa en önemli rakibini başlarken geçme şansını yakalayabilecekti. 

İlk hamlesi Abdülkerim oldu. Ali Koç’un bitmiş transfer üzerinden oyuncuyla görüşerek sürece zarar vermesi neticesinde, Erdem Timur, Abdülkerim’i adeta masadan kaldırarak aldı. Sonradan Fenerbahçe’nin almak zorunda kaldığı Samet’in yarı parasına.

Diğer önemli başlangıç; Erdem Timur’un Ali Koç gibi tek bir menajer üzerinden gitmeyerek Uğur Avadan, Georgi Gardi ve Fazıl-Fırat Özdemir’le çalışmasıydı. Bu futbolu bilmeyen biri için önemli bir başlangıçtı; profesyonel bir ekiple çalışmak. Uğur Avadan’ın katkısı qönemliydi ki onun önerileri neticesinde takım şekil aldı. Özellikle Torreira, Oliveira ve Mertens.  

Diğer husus: Seferoviç transferi neticesinde şampiyonluk için önemli bir katkı olacağı var sayılırken, Okan Buruk’un süreci kötü yönetmesi neticesinde Seferoviç’in bu tutum karşısında kötü performansı, Gomis’in devreye girerek sorunu anlık çözüme kavuştursa da kalıcı bir çözüm gerektiği çok açıktı. İşte o an Icardi ismini Erdem Timur’a önerdiler. Tartışmalar sonunda Erdem Timur ağırlığını koyarak Icardi transferini yaparak, bugün görüldüğü gibi şampiyonluk için olmazsa olmaz isim ile anlaşma sağladı. 

Kadro kalitesi ortadaydı ve iş artık sürecin doğru işletilerek istikrar ve sürdürürülebilir başarıyı sağlayarak şampiyonluğa ulaşmaya kalmıştı. Takım şampiyon oldu ama hem Kerem konusunda hem de sürecin içindeki değişimler ve işleyiş konusunda konuşmakta yarar var. Öncelikle Galatasaray’ı Fenerbahçe’den ayıran temel özelliği ortaya koyalım. 

Fenerbakçe’nin oyun aklı Jesus’du. Galatasaray’ın ise Toreira, Oliveira, Mertens ve Icardi’ydi. Fenerbahçe’de süreç kenardan içeriye doğru işlerken, Galatasaray’da süreç tam tersi içeriden dışarıya doğru işledi. Okan Buruk için de tek çözüm buydu. Çatışma ve bilgi iradesi dayatmaları üzerinden bir kıyaslama Buruk için tartışmalara neden olacağından doğru olanı o da kabul etti. Ve bu stratejiyle başarılı oldu, takımı şampiyon yaptı! 

Jesus’un Dünya Kupası sonra Brezilya transferi bu iradenin kaybolmasına neden olurken, Galatasaray için özellikle Icardi motivasyonu açısından Arjantin’in şampiyon olması ve bu kadar donanımlara sahipken o kadroda olmamasının Galatasaray’a olumlu yansıması oldu. 

Ve Jesus kaybettiği güveni çabalasa da oyunculardan ve kamuoyundan geri alamadı. En önemi kırılma burasıydı. 

Icardi’nin hakkını vererek, bu 4 ismin sahada oyun aklı olması karşılaşılan sorunlara hızla müdahale ederek, çoğunda başarılı olundu, çözüm üretildi. İkili üçlü konuşmalar, birebir anlatımlar genç oyuncuların yapması gerekenleri yaşayarak öğrenmelerini sağlarken, davranış bütünlüğü içerisinde antrenman ve soyunma odasındaki tutum ve davranışlarda bir tutarlılık oluşturdu. Bu 4 oyuncu ve Mata, eğitici ve yarışmacı oyuncu olma özellikleri nedeniyle, yani ‘tudor’ oyuncu olma özelikleri nedeniyle şampiyonluğun dışında genç oyunculara özel katkıları kaçınılmazdı. Hagi, Popescu, Taffarel ve Prekazi gibi… 

Bu ‘tudor’ oyuncuların en büyük katkısı Barış’la beraber Kerem’e oldu. Topu kullanma süresi, oyunu genişlemesine düşünme ve alan değişikliği gibi konularda gelişim gösterdi. Kenar oyunundan içeriye kat etmesi ve Mertens’in yanında ikinci bir 10 numara olması süresinde yaptığı asistlerdeki kalite oyununu başka bir boyuta taşıdı. Emre, Okan, Suat, Bülent’ten sonra, ‘tutor’ oyuncular yanında en büyük gelişimi Kerem gösterdi. 

Galatasaray ciddi para harcayarak şampiyonluğa ulaştı. TL kazanıp Euro harcamak Türkiye’de bir kulüp için iflastır. Galatasaray için de bu süreç söz konusu. Türkiye’de bir kulüp euro bazlı olarak iki şekilde katma değer yaratır. Birincisi; Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalarak puan toplaması ve son 16'ya kadar ilerleyebilmesiyle... 

İkincisi; bu süreçte düşük maliyetle aldığı veya yetiştirdiği oyuncuları ciddi bonservis bedellerine satmasıyla… Başka türlü Euro üzerinden katma değer yaratamaz. 

Şampiyonlar Ligi’ne kalmak Galatasaray için olmazsa olmazdır. Umarım Okan Buruk bunun farkındadır. 

Öncelikle 4 oyuncu ve Mata oyun aklı olarak sürecin yönetilmesi Okan Buruk için fırsat oldu. Bunu kabul etmesi lehine sonuç yarattı. Ama Gomis’i aralarında kalması gereken konu üzerinden kamuoyuna yem atması kabul edilir değildi. Yönetimin Gomis’in kalması yönünde karar vermesine rağmen Okan Buruk onu oynatmayarak cezalandırıyor. 

İkinci vaka Zaniolo ile yaşandı. 17 milyon Euroya alınan 23 yaşındaki oyuncu için farklı düşünmek zorundaydı. Bonservisi kendilerinde olan ve gelecekte para kazanılması planlanan bir oyuncuyu oynatmayarak, sürekli yedek bırakıp yerine kiralanan oyuncu oynatarak beklentilerini yok etmek, onun oyun direncine zarar vermesi sonucunda kırmızı kart görmesine rağmen ve ortada çözülmesi gereken sorun varken hâlâ aynı tavırda olması anlaşılır gibi değil. Yıldız oyuncuyu yönetmek bir mühendisliktir. Hele hele finansal açıdan ciddi beklenti içinde olunan bir oyuncu için… 

Erdem Timur’un son hamlelerinden dolayı ortaya çıkan bir tehlike var. Umarım diğer yönetici başkanlar gibi, egolarının esiri olup kendisinin süreci yönetme zaafına düşüp bu profesyonel yönetim anlayışına sekte vurmaz. Yoksa Galatasaray zarar görür. 

Çok önemli bir ayrıntı da, şampiyonluk sayesinde Galatasaray öğretilmiş çaresizliği olan Fatih Terim sendromundan kurtuldu. Bu eşiği aşmak çok önemliydi. {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş