Recep Cengiz -15 Aralık 2023 Rizespor maçı sonrası Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın sahaya inerek hakem Halil Umut Meler'i yumruklaması, bizlere çok şey hatırlatıyor. 

- 2015 Çaykur Rizespor ile oynadığı maçın ardından otobüs ile yola çıkan Fenerbahçe takım kafilesini taşıyan otobüs kurşunlanması, 

- 2016 Trabzonspor Fenerbahçe maçında bir taraftar, maçın çizgi hakemlerinden Volkan Bayarsalan’ın üzerine saldırması,

- 2019 Rizespor Başkanı Hasan Kartal’ın, Çaykur Rizespor-Galatasaray maçının ardından hakem Serkan Çınar’ı hedef göstererek, “Silahım olsa hakemi vururdum. İnsanın yanında silahı olsa bunlar insanı katil eder” söylemi,

- 2021-2022 futbol sezonunda Bursapor-Amedspor maçında tribünlerde 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle özdeşleşen "Beyaz Toros" ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın pankartları açılması, Amedsporlu bir taraftara linç girişimin bulunulması, sahaya bıçak ve mermi atılması,

- 2022-2023 futbol sezonunda Ankaragücü Beşiktaş maçında sahaya giren bir taraftarın, Beşiktaşlı futbolculara uçan tekme atması, 

- 2022 Hakem Halil Umut Meler’e sahada saldırıp yumruklayan Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın yılında verdiği bir röportajda “Sabrediyorum yoksa farklı yöntemlere başvuracağım” söylemi, 

- 2023 Kulüpler Birliği ve Fenerbahçe Kulüp Başkanı Ali Koç’un “Bir gün bizden biri federasyona gidip birini tokatladı çıktı diye bir haber çıkarsa hiç şaşırmayın. Ciddi söylüyorum iş o noktaya geliyor” öngörüsünde bulunması,

- 2023 Süper Lig yönetiminde olup bahis davası ile yargılanan yönetici ve sanal bahis oynayan futbolcuların var olması,

- 2005-2023 Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu çok hırslı, öfkesini kontrol edemiyor mazeretinin arkasına sığınıp, “küfür edip parmak sallama alışkanlığını” sürdürmesi sonrası yumruklama olayı linç kültürünün devamlılığını işaret ediyor. 

Kulüplerin ekonomik kriz yaşadığı, oyunculardan daha çok başarı talep edildiği, yasa ve etik kuralların çiğnendiği, amansız rekabetin olduğu futbol dünyasında bir hakemin maç sonunda yumruklanmasını görmek hiç de şaşırtıcı değil, futbolumuzun bir özetidir.  Asıl şaşırtıcı olan hoşgörü ve centilmenliği özümsememiş bu kişilere, TFF tarafından eskilerin “nefsi-i emare” dedikleri içindeki şeytanı yenmesi olarak tanımladıkları, “Faır Play, Başkan/Yönetici” ödülünün verilmesidir. 

Bu süreçte; saygı kaybolduğu saygının yokluğunda otokontrol sağlanamadığı, sorumluluk duygusu zayıfladığı,  centilmenliğin değer olmaktan çıktığı,  ahlaki yükümlülüklerin skora yenik düştüğü ve mutlak kazanma düşüncesinin saldırganlığın mazeret yapıldığını unutmasıdır.

Unutulmamalıdır ki, ikilemde kaldığı durumlarda “Adil olma, adaletli davranma ve eşitliği sağlama” becerisi olarak da tanımlanan faır play “özelde “nasıl davranmalı?”, genelde “nasıl yaşamalı?” sorularının cevabıdır. Bu nedenle “faır play ödülü verilmez hak edilir.” 

Faır play, kişinin sorunu akılıyla çözümleyip vicdanına göre değerlendirmesi, aklı ve vicdanı ile baş başa kaldığında önemli sorunlara ve büyük güçlüklere yol açmadan doğru ve özgür kararlar alabilmesidir.

Faruk Koca’nın, Savcılık ifadesinde fotoğraflar ve video kayıtlarına rağmen, "Kesinlikle suçlamaları kabul etmiyorum. Amacım hakeme sözlü tepki gösterip yüzüne tükürmekti. Hakemin verdiği yanlış kararlar ve tahrik edici davranışlardan dolayı bu olay gelişmiştir. Bu esnada hakemin yüzüne bir tokat attım. Benim atmış olduğum tokat kırığa sebebiyet vermez. Benim attığım tokattan sonra hakem yaklaşık 5-10 saniye ayakta durdu. Daha sonra kendisini yere attı. Kalp rahatsızlığım bulunması sebebiyle beni olay yerinden hemen uzaklaştılar. Bunun dışında gerçekleşen hiçbir olaydan haberdar değilim. Söyleyeceklerim bu kadardır" beyanı etik ilke ve prensipler ölçütlere göre tutum ve davranışlar sergilemediği, söylemlerinde dürüst ve tutarlı olmadığı, yalan beyanda bulunduğunu, şiddetin yerine hoşgörü,  etik ilke ve değerleri koyamadığını gösteriyor.

Faır play ödülü, “ Saygı, centilmenlik, dürüstlük, hoşgörü, kişisel, örgütsel ve kitlesel sorumluluk gibi sportif ve sosyal değerlerin varlığını işaret eder. Kişiye fayda değil, etik ve ahlak bilinci kalıcılığının sağlar.

2022 yılındaki faır play ödül töreni konuşmasında, "Fair-Play ruhunu yaşatmak için elimden geleni yapacağım" "Bu ödülü almak bundan sonra atacağımız adımlarda bize daha fazla sorumluluk yüklüyor. Bu ivmenin taşınması için kulüp başkanı olarak elimden geleni yapacağım" ifadelerini kullanmıştı. Sözünde dur(a)madığı anlaşılıyor.

Sonuç olarak, fair play’i özümsemiş bir yönetici aynı zamanda sempatik bir karakterdir. Söylem ve eylemlerinde tutarlılık vardır. İnsanları skordan çok önemser. Yasa ve etik dışı hiçbir şeye izin vermez. Öfkesini kontrol edebilir. Saldırganlığı engelleyebilir, dikkatli ve kontrollü davranmayı becerebilir. Sorumlu davranmaya teşvik eder, katı tutum ve önyargıları giderir.

Ankaragücü kulüp başkanı Faruk Koca örneğinde olduğu gibi fair play’in oturmuş davranış kalıpları arasında yer almadığı durumlarda “işine geldiği gibi” veya “işine geldiğinde” uygulamaları şiddetle mücadele gücünü zayıflatır. Hak edilmeden verilen faır play ödülleri kavramın içini boşaltır. Bu nedenle, ekranlarda "Artık yeter demek istiyoruz" diye haykıran, Federasyon başkanı Mehmet Büyükekşi ve faır play komisyon üyelerine “Artık yeter, liyakatli seçim yapın ve hak kişilere ödül verin” denmesi,  Faruk Koca’ya verilen “faır play” ödülünün geri alınması ve ödülü verenlerinde özür dilemesi gerekiyor. {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş