Recep Cengiz- 6 Haziran 2024 Fenerbahçe’nin büyük bir transfer başarısı Mourinho; “bilimsel düşünce, entelektüel derinlik ve kalitesinden doğan sinerjiyi takımına yansıtması; takımına, bazen alışılmışın tersini oynatarak risk alsa da sistematik, dengeli, yenilikçi ve tutarlı bir oyun anlayışının olması, rakipleri karşısında psikolojik bir üstünlük kurması ile” Dünya’da bir teknik direktörden daha fazlası olarak kabul görüyor.

Fenerbahçe’de teknik direktör değişti, muhtemelen taraftarın hayal gücünü süsleyen transferlerle kadro da değişecek ya futbol algı ve anlayışımız! 

Örneğin, 

Mourinho’dan, ülke futbolu nasiplenecek mi? 

Mourinho’nun nitelikleri, Türk futbolunun değerine dönüşecek mi?

Mourinho, Jupp Derwall’den 40 yıl sonra Türk futbolunun seyrini değiştiren ikinci teknik direktör olabilecek mi?

Avrupa kulüpleriyle rekabet edebilecek, Türk futbolunun marka değerini artırabilecek, yapısal reformlar ve esnek yapılar oluşturulabilecek mi?

Medya, Mourinho’yu “nasıl” takip edecek?

Hakemlerin, Mourinho’ya karşı tutumu “ne” olacak?

Sorularına kompleksiz cevaplar aranmalıdır.

Fenerbahçe ve Türk futbolunda sürdürülebilir bir başarı sağlanması, başarısızlık kadar başarı yönetimi hakkında önemli bir teknik direktör olan Mourinho’nun projelerine verilecek “finansal, yönetim ve organizasyon” desteğine bağlıdır. 

Futbol yönetim politikasının değiştirilmesini işaret eden bu transferle öncelikle kurumsal ve stratejik yönetim sistemiyle yapısal sorunların çözülmesi, futbol anlayışının geliştirilmesi, uluslararası imajın zenginleştirilmesi ve aidiyet duygusunun güçlenmesine kadar geniş bir yelpazede yeni kazanımlar hedeflenmelidir.

Mourinho, ülke futbolunun “makyaj yüzü değil tanıtım yüzü olmasını” isteyen yöneticilerin önce “değişmeden, değiştirmenin mümkün olmayacağının” farkında varmaları sonra “girişimci, yenilikçi ve sabırlı olmaları ” gereklidir.

Mourinho’yu küresel anlamda başarılı kılan yenilikçi futbol anlayışı bizde oluşacak mı? Sorusunun cevabını zaman gösterecek. Ancak, şimdiden görünen o ki, Teknik direktörler, Fenerbahçe’ye karşı oyun stratejisi geliştirirken çaba ve arayış içerisinde olacaklar. Mourinho’nun oyun zekâsını hesap ederek daha üretken olmak zorunda kalacaklar. Futbol muhabirleri daha kısa, öz ve zekice soru sormanın yollarını arayacaklar. Artan bilinçle beraber taraftarlar, Mourinho’dan öğrendiklerini kendi takımlarında görmek isteyecekler... 

Sonuç olarak, Avrupa futbolunda bilip edinemediğimiz fırsatları, Mourinho sayesinde edine biliriz. 

Selfie çekmeyi ve basın toplantılarını televizyonların gündüz kuşağı programlarına benzetmeyi bir tarafa bırakıp, Mourinho’yu iyi gözlemleyerek, doğru analiz ederek kazanımlarını sistematik olarak kullanmayı becerebilmeliyiz. 

Niteliklerinden kuşku duyulmayan, Mourinho’dan, Fenerbahçe ve Türk futbolu için beklenen yüksek talep yüksek arz doğurmalıdır.

“El elden üstündür, taa arşa kadar” boşuna söylenmiş bir değil.

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş