Bizim Bize Ait Başarı Hikayelerine İhtiyacımız Var
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Müslüm GÜLHAN Bizim Bize Ait Başarı Hikayelerine İhtiyacımız Var

Bizim Bize Ait Başarı Hikayelerine İhtiyacımız Var

rocky-top-ten-sylvester-stallone-movies

Müslüm Gülhan- 8 Eylül 2017 Öğretmenlik ve akademik hayatımda, derslerin anlatım aralarında muhakkak o derse uygun hikayelere anlatmaya çalışırdım. Bu, hem motivasyonu artırıyordu hem de yaşamın içindeki karşılığı bulmak açısından derse anlam katıyordu.

 

Gerçek hikayeler, yaşamın tamamını kapsayan yaşam kültürü içindeki kırılganlıkları gidermek için önemli bir öğreti kaynağıdır.

 

Özellikle spor ve sanat alanı emek yoğunlu başarı odaklı olmasından dolayı bu konuda açlık çekmektedir.

 

Mukayese odaklı hikayeler; yapılanlarla olan arasındaki farklılıkları ortaya koyma açısından önemli içeriğe sahiptir.

 

Spordaki başarı ve başarısızlık olguları üzerine yorum yaparken, en önemli kıstas ortaya konan mücadele ve emek yoğunlu var oluş sürecinin sonucunda, tüm Dünya tarafından hem taktir edilen hem de sonuç olarak geçerli başarı kıstası seviyesi sahip olmak gerekmektedir.

 

Hikaye olarak geçerliliği ancak bu şekilde oluşur ve kabul görür.

 

Bu hikayelerin her halde en iyilerinden biri de Sylvester Stallone’nun var oluş hikayesidir.

 

İtalyan asıllı olan Stallone, küçükken geçirdiği yüz felcin dolayı yüzü hale bu iz içinde, konuşması ağır aksak ve kırıktır. Oyuncu olmak için her yola başvuran Stallone, artık öyle bir noktaya gelir ki; karısının mücevherlerini satmasına rağmen kendini New York sokaklarında ve otobüs terminalinde köpeği ile yaşamın içinde bulur.

 

Karısının zatürre oluşu ve işsizlik, sıfırı tüketmesi ile en son olarak çok sevdiği köpeği Butkus’u 25 dolara satmasına neden olur ki; günlerce acı çeker, ağlar ve bu ayrılık onun için dip nokta olur.

 

Sokaklardayken, bir gün televizyonda Muhammed Ali ile Chuck Wepner arasındaki maçı seyreder. Wepner’in 36 yaşında olmasına rağmen, Ali karşısında 3 raund dayanamayacağı söylenirken, 15 raund dayanmış ve üst düzey bir maç çıkarmıştır.

 

Stallone, Wepner’İn iradesinden ilham alarak bir boksörün hikayesini yazmaya karar verir. Rocky senaryosunu 20 saatte yazar ve Hollywood stüdyolarının yolunu tutar. Filmi 25 bin dolara satmaya karar vermiştir…

 

Ama tek şartı vardı: Rocky karakterini kendisi oynayacaktı. Tabi yapımcılar bu öneriyi komik bulur ve teklifi ret ederler. Stallone tekrara sokaklara döner…

 

Bir gün bir mucize olur ve yapımcı Stallone’ye filmi 250 bin dolara alabileceklerini söylerler. Fakat Stallone kendisi Rocky karakterini oynamayacağı sürece filmi satmayacağını söyler ve bu teklifi ret eder.

 

Düşünebiliyorumsunuz; aç, sefil durum içinde, karısı zatürre ve köpeğini kaybetmiş durumda, cebinde bir doları bile yok ve iradesinden taviz vermiyor. Çünkü tüm bu bedeli aktör olmak için ödüyor. Eğer, eline geçicek bir fırsatı sırf tek bir kereye mahsusu para kazanmak uğruna feda ederse, yaşadığı tüm olumsuzlukların karşı beklentisini ret etmek anlamına gelirdi. Karısına, köpeğine ve kendisine karşı büyük haksızlık yapmış olurdu.

 

Yapımcılar film için 350 bin dolara kadar çıkmasına rağmen Stallone tekrar teklifi ret eder ve artık yapımcılar dayanamayıp Stallone’nin oynama teklifini 35 bin dolar vermek karşılında kabul ederler. İrade sonuç verdi…

 

Stallone bu 35 bin dolara ne yaptı dersiniz?..

 

5 bin dolarını köpeği Butkus’u bulmak için harcadı ve bulup, 25 dolara sattığı köpeğini,15 bin dolara geri almak zorunda kalmasına rağmen tekrar köpeğine kavuştu. Filminde de köpeği Butkus’a rol vermeyi unutmadı. Kalan 15 bin dolara ise karısını tedavi ettirdi.

 

Filmin çekimleri sırasında yaşadığı tüm olumsuzlukları aşma gayreti ile sonuca ulaşması, onu Rocky efsanesinin kendisi ile özleşmesini sağladı. Tüm Rocky filimleri  200 milyon dolarlık bir hasılat yaparak, onun yaşamını farklı bir alan içinde tutma başarısını göstermesine neden oldu.

 

Sonrasında; Oscar’da kazanan Stallone, hayat ile ilgi şu sözcükleri kullanarak geldiği yeri ve içinde bulunduğu yeni yeri çok iyi analiz etmiştir:

 

“Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen seni dizlerinin üstüne çökertir, sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey!.. Kendine inanmaya başlayana kadar, kendine ait bir hayatın olmayacak!"

 

Bizim bize ait başarı hikayelerine ihtiyacımız var!

 

Özellikle spor alanında…

 

Spor başarıya endeksli bir alandır. Bu alan içinde çalışmak ciddi misyon ve hedefleri beraberinde taşır. Bir hikayenin, motivasyon özelliği ve anlam taşıması için Dünya’da değer kazanacak bir sonuca ihtiyacı vardır.

 

Emeğin karşılığı bir ürün olarak spor alanında ortaya konulduğu zaman, onun tüm dünya tarafından saygınlık içeren bir marka olması lazımdır.

 

Sonuçlarının getirisi kişi yada kişiler için ve ülke için ‘değer’ olarak kabul edilmelidir.

 

Ülke içine sıkışıp kalmış bizlerin, uluslararası alanda başarı hikayelerine ihtiyacımız vardır.

 

Bu, şu andaki kamu kurumları veya kulüpler, Milli Takımlar veya teknik adamlar ve sporcularla mümkün gözükmemektedir.Sıkışıp kaldığımız “rant” kargaşası içinde maddi beklentileri emek kazanımlı saygınlıklarına karşı üstün kılmaktayız.

 

Tüm kurgu bunun üzerinedir.

 

Özellikle futbol alanı bu kurguyu adeta sistem haline getirmiştir.

 

Bizlerin bize ait gerçek başarı hikayelerine ihtiyacımız var!

 

Demirören’e, Yıldırım’a, Orman’a, Özbek’e, Güneş’e, Kocaman’a, Terim’e,Lucescu’ya ihtiyacımız yok.

 

Amaçları için bedel ödemiş ve ne yapması gerektiğini bilen idealist uygulamacılara ihtiyacımız var. Ve onların başarı hikayelerine…

 

Bu bir yeniden tanımlamadır.

 

Geleceği aramak ve geleceği yaklamak için.{jcomments on}   

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2718  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 2335 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53482058

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1