Recep Cengiz- 30 Eylül 2019  Sevdiğiniz bir denizde yüzdüğünüzü hayal edin. Güneş günü yeni yeni aydınlatıyor, deniz çarşaf gibi durgun, martılar üstünüzde süzülerek uçuyor. Koşullar mükemmel.

Elinizden geldiğince yüzmeye odaklanmışsınız. Hangi stilde nasıl yüzeceğinizi biliyorsunuz. Stres yok, kaygı yok, endişe yok. Sadece an var. Deniz, güneş ve denizdeki tüm canlıları, bedeniniz de tek bir varlık olarak hissediyorsunuz. Tamamen suyun akışı ve hareket akışına yoğunlaşmışsınız, dikkatinizi hiçbir şeyin dağıtmasına müsaade etmiyorsunuz. Suyun bir parçası olmuşsunuz.

Sevdiğiniz ve haz aldığınız bir eylemi yaptığınız için zaman algınızı hissetmiyorsunuz. Zaman su gibi akıp geçiyor. Saatlerce denizde olmanıza rağmen yorulmuyor, acıkmıyor veya susamıyorsunuz. Yatığınız tek şey ‘an’ın zevkini çıkarmak. Bu çok güzel bir şey...

Denizden çıkmanın zamanı geldiğinde susadığınızı, acıktığınızı hissediyor, duş alıp yatağa uzandığınızda yorulduğunuzu anlıyorsunuz. Ertesi gün kaslarınız ağrımaya başladığınızda vücudunuz ne kadar zorladığınızı fark ediyorsunuz.

Tersi de olabilir. İstemediğiniz halde yakınlarınız tarafından zorla uykunuzdan uyandırılıp yüzmeye zorlanabilirsiniz. Denizde geçirdiğiniz her dakika size saat gibi gelir. Kendinizi saate bakmaktan ve huysuzluk yapmaktan alıkoyamayız. İşte burada Einstein’ın izafiyet teorisi devreye girer: “Elinizi sıcak bir sobanın üzerine koyduğunuzda bir dakika bir saat gibi geçer. Hoş bir kızla geçirdiğiniz bir saat ise bir dakika gibi geçer¹. Bu deneyim insan yaşamını olumlu veya olumsuz açıdan tepeden tırnağa etkiler.

6 haftada 5 puan alabilen Beşiktaşlı futbolcuların rol model konumlarının devamlılığı ve dayanıklılığı için bundan sonra yapması gereken de budur. Takım yargılanmadan kötü futbol kişiselleştirilmeden sorgulanmalıdır.

Son Trabzonspor maçı 4-1 gibi farklı bir skorla bitince basın toplantısında, Beşiktaş’ın harfleri Abdullah Avcı’nın boğazında düğümlendi. Çünkü, kendisine duyulan güven azalıyor.

Abdullah Avcı, Beşiktaş’ta kalıcı olmasını istiyorsa öncelikle köklü bir kulüpte nasıl teknik direktörlük yapılır? Sorunun cevabını öğrenmesi, yeri geldiği zaman imkansızlıkları aşması gerekiyor.

Futbolcuların, Beşiktaş tarihine olan saygı ve futbola olan inançlarını korumaları, emeklerine olan saygılarını kaybetmemeleri ve karakterlerine uygun olanı yapmaları yani kulüp kültürü ve realitelerine sahip çıkıp mücadeleye devam etmelidir.

Beşiktaşlı futbolcular, geçen sezon Fenerbahçe’nin düştüğü duruma düşmemek için puan kayıpları bir kenara bırakarak, kaybettikleri özgüvenlerini tekrar kazanmalı, düştüğü yerden kalkmasını bilmelidir.

“Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz.” Edwin Louis Cole

Kaygı verici bu günlerde, Beşiktaşlı futbolcuların unutmamaları gereken “İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar ve bilebilecekleri şey, yapmış oldukları şeylerdir².” Çünkü “Bugün Beşiktaşlılar gün görmüyor ama günler çok başarılı Beşiktaş gördü.”

Kaynaklar:

1. Garcıa H, Mıralles F (2017). Ikıgaı, Japonların Uzun ve Mutlu Yaşama Sırrı, 30. Baskı, (Çev. Meltem Uzun), İndigo Yayınları, İstanbul, s. 58.

2. Saıd, E.W. (1999), Oryantalizm, 2.baskı, Pınar Yayınları, İstanbul, s.6

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş