Recep Cengiz- 25 Ocak 2021Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun ülkemizde aldırmazlığın, kaygısızlığın ve sorumsuzluktan kaçmanın sembolü olarak bilinir. 

Budizm inancına göre anlamı derin olan bu deyim şeytanı “görmedim, duymadım, bilmiyorum” olan “Üç Maymunu oynamak” çoğu insan tarafından kötü şeyler olduğunu/olacağını hissettiğinde gerçeklere sırtını dönüp başını derde sokmamak, Adam sendeci bir tavırla gördüğünü görmemiş, duyduğunu duymamış ve bildiğini bilmiyormuş gibi yapmak, ‘suya sabuna dokunmadan’ kurnazlıkla aradan sıyrılmanın güvenli bir yolu olarak algılanır.

Oysa üç maymunun simgelediği değerler bundan çok farklıdır.

Üç maymunun kökenleri, eski Japon Koshin Folk geleneklerine dayanır.

Japonca isimleri Mizaru, Kikazaru, İwazaru olan bu üç maymun, bilge maymunlardır.

- İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kötü gözle bakmamayı simgeler.

-Kulaklarını kapatan Kikazaru'nun mesajı, kötüyü dinlememektir.

-Ağzını kapatan İwazaru, kötü söz söylememeyi öğütler¹.

Düşünmeye değer!

Üç maymunu sorumsuzluk ve kayıtsızlığın sembolü gibi mi algılıyoruz, yoksa edepli, ahlaklı olmanın bir yolu mu?”²

Bu düşünceden hareketle futbol felsefesi yaparsak:

• Federasyon kararlarını duyuyoruz ama kararın ‘nasıl ’aldığını ve ‘gerekçelerini’ konuşmuyoruz.

• Kulüplerin borçlarını konuşuyoruz ama borçların ‘nasıl’ olduğu söz konusu olduğunda susuyoruz.

• Bir takımın şampiyon olduğunu görüyoruz ama ‘nasıl’ küme düştüğünü bilmiyoruz.

• Teknik direktörün nasıl kovulduğunu görüyoruz ama ‘nasıl’ geldiği sorulduğunda susuyoruz.

• Antrenörlerin belge aldıklarını görüyoruz ama sonra ‘nasıl’ geliştiklerini bilmiyoruz.

• Futbol yorumcularının yorumlarını duyuyoruz ama ‘nasıl’ yorumcu olduklarını bilmiyoruz.

• Sakatlayan futbolcuyu görüyoruz ama özellikle alt liglerde sakatlanan futbolcunun ‘nasıl’ tedavi olduğunu bilmiyoruz.

• Kulüplerin ekonomik sorunlarını konuşuyoruz ama YeniMalatyaspor örneğinde olduğu gibi konu futbolcuların ekonomik sorunlarına geldiğinde susuyoruz.

• Futbolcunun kadro dışı bırakılmasını konuşuyoruz ama kadro dışı kaldığı sürece hangi zorlukları yaşadığını bilmiyoruz.

• Hakem kararlarını konuşuyoruz ama bu kişilerin hakem olmasına ‘kim, nasıl karar veriyor’ bilmiyoruz.

• Futbolcuyu bağrımıza basıp göklere çıkarıyoruz ama futbolu bıraktıktan sonra ‘nasıl’ yaşadığını bilmiyoruz.

• Futboldaki problemleri görüyoruz ama çözüm için formülün ‘nasıl’ uygulanacağını bilmiyoruz.

• Futbolun sivil toplum örgütleri olan dernek, vakıf veya sendikaların olduğunu duyuyoruz ama icraatlarını görmüyoruz.

• Futbol konusunda bilimsel çalışmaları biliyoruz ama bu çalışmaların pratikteki karşılığını görmüyoruz.

• Pandemiden dolayı BAL ve Amatör maçların oynanmadığını biliyoruz ama binlerce futbolcu ve antrenörün ekonomik sıkıntılar içinde yaşadığını görmüyoruz...

          Bu durumda “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışının benimsemiş eylemi olarak çözemediğimiz her sorun eksiklik her eksiklik yetersiz anlamına geliyor.        

          Sonuç olarak, aradığını bilmek bir ihtiyacı ne aramadığını bilmek bilinç düzeyini işaret ediyor. Yani "olması gereken" ve "akil" ifade eden; yüzdür bu.

          Şöyle ki;

          Görmedim'in karşılığı "görmek"

          Duymadım'ın karşılığı "duymak"

          Bilmiyorum'un karşılığı "bilmektir"³

Bilmenin anlamı ise sorumluluk bilinci, dürüst bir yaşam için hatalı ve yanlış olanı görmek ve bilmek, bu sorunları çözmek için çaba sarf etmektir.

          Yoksa!

          Şu hayatta; gözler neler görüyor, kulaklar neler duyuyor ve Allah’ın garip kulları neler biliyor...  {jcomments on}    

Kaynaklar:

1. Nakajima, Ş. Üç Maymun'un Gerçek Hikayesi, Son Nokta Gazetesi, (Erişim 01Haziran 2020).

2. Savcı Deniz, B. Yanlış Biliyormuşuz,  https://www.2eylul.com.tr/yazarlar/bircan-deniz-savci/yanlis-biliyormusuz/28725 (Erişim 25 Ocak 2021).

3. Büyüktimur, Ö. Üç Maymunu Oynamak!  https://www.diyarbakirsoz.com/yazarlar/obuyuktimur/UC-MAYMUNU-OYNAMAK!-4403 (Erişim 25 Ocak 2021).

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş