Yrd.Doç.Dr.Recep CENGİZ- 15 Ağustos 2016 Sayın Başkan… Vatan için canını yok sayıp, tankın altına yatan insanların stadyumları dolduracağı, duygularıyla müsabakaları biçimlendireceğini düşündünüz.

 Vatana bağlılık dirayetinin, etik değer ve spor ahlakına bağlılık çabasında yer bulması hayal değil dediniz.  

Küfür, saldırganlık ve şiddetle takımımız kazanacağına, centilmenliğimizi koruyalım “vatan, millet kazansın” dediniz. 

Süper kupa’nın oynanacağı “hoş görü” şehri Konya’da, Mevlana’dan utanırlar dediniz. 

Taraftar yasağını kaldırdınız.    

Sayın Başkan…  

Birlik-Beraberlik, Sevgi-Saygı, Etik-Değer veya Hoşgörü-Fair paly gibi kavramlar inanç yüklü göstergelerdir.  

Kazanılması zordur. İnanç ister, Eğitim ister, Kültür ister, İrade ister, Emek ister, Sabır ister. Yani, kendiliğinden oluvermez “omurgalı insan” ister.    

Sayın Başkan…  

Bir grup zavallı! 

Süper kupa öncesi, Pawlov’un Klasik şartlanma deneyinde olduğu gibi ezeli rakiplerini görünce dayanamadılar.  

Dört taraftarı bıçakladılar. 

Otobüsleri taşladılar. 

Sahaya yanıcı maddeler attılar. 

Yani, kardeşlik fikrinin bu kadar öne çıkarılmasının sebebini algılayamadılar. Kardeşlik fikrinin oluşmasının koşullarının “Saygı” olduğunu anlayamadılar.  

Sayın Başkan…  

Bilimsel araştırmalar şiddetin; kötü bir çocukluk, sorunlu aile, kalitesiz bir eğitim ve, yoz bir kültürün dışa vurumu olduğunu işaret ediyor.  

Bilim adamları üşenmemiş, şiddet katsayısı yüksek olan insanların beyinlerini incelemiş; sosyal etkileşim, empati ve kendini kontrol etme ile ilgili işlevlerin yürütüldüğü prefrontal kortekslerinin diğer insanlardan az gelişmiş olduğu tespit etmişler.  

Ayrıca erkeklik seks hormonu testesteron seviyesi saldırganlık üzerinde etkili olduğunu görülmüşler.  

Üşenmemişler, laboratuvardan çıkınca ölçek sonuçlarına bakmışlar; özetle Düşünme, Duygu, Duyarlık ve Sezgi bozukluğu saptamışlar. Yani klinik vaka, bozukluğunun her sürümü var.  

Sayın Başkan…  

Lig başlarken, bu durumdan nemalanan, provakatör, fırıldak gibi rüzgâra göre dönen, hacı yatmaz gibi sahtekâr insanlar çoğalacak, çoğaldıkça işiniz çok zorlaşacak… 

Bu kararı tekrar gözden geçirmeniz, bazı maçlarda uygulamamanız, kısmen uygulamanız önerilecek.  

Bu kararı kaldırmanız için algı kirliliği yaratıp, üzerinizde baskı oluşturmaya çalışacaklar.  

Futbol programlarında “bunlar adam olmaz, yasak şart” nutukları atılacak…Yani, Gözlük camındaki buğu, net ve şeffaf görmenize mani olacak.   

Sayın Başkan…  

Bunlar sizi yıldırmasın. 

Neden mi? 

• Toplumumuz neye tanıklık yapıyorsa, o toplumun insanları ona değer vermeyi öğreneceği için,

• Hatırladığımız değerleri unutmak için,

• Futbolsever insanları umutsuzluğa sürüklememek için

• Ruh hastalarının “ tribünlerden temizlenmesi” için,

• Bu birlikteliğin, gelecek nesillere aktarılması gerektiği için,

• Centilmen olmak ve centilmen kalmanın gittikçe zorlaşacağı için,

• Doğru düşünceden yanlış çıkarımlar olmaması için,

• Artık, centilmen taraftarın, tribün kalabalığında kendini yalnız hissetmemeleri için “kararınızdan dönmeyin”. Kararınızdan dönerseniz, futbol değil siz oynatılmış olursunuz.

Sayın Başkan...

İnsan anladığı kadar yaşar. Yasaları nasıl uyguladığınız, nasıl yorumladığınız yasanın kendisi kadar önemlidir. İşletilmesine müsaade edilirse, her yasa şiddetin önlenmesinde etkilidir. Uygulanabilirse her karar şiddete bir önlemdir. {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş