Recep Cengiz- 26 Şubat 2019Anlatılması kolay, kabul edilmesi zor bir ölüm…Gazete, facebook ve internet sayfalarında sadece özge’nin melek yüzlü fotoğrafları var. Fakat fotoğraf kareleri yan yana getirilip onu hareketlendirmiyor. Yani hakem, sporcu ve öğrencim Özge Kanbay artık yok…
Gerçekten hayat çok enterasan aynı gün, Beşiktaş-Fenerbahçe maçı oynanacak, futbolcuların yapabilecekleri birşeyler var ama Özge’nin yapabileceği bir şey yok, kansere yenik düşüyor.
***
Maç başlıyor, saha da müthiş bir Beşiktaş var. İlk yarı skor 3-0 tahminler tarihi fark olacağı yönünde. Bu duygularla ikinci yarı başlıyor. Fenerbahçe’ye bir sihirli el dokunuyor. İki canlı hücre ile Fenerbahçe muhteşem bir dönüş yapıyor.
Fenerbahçe’nin ilk golünden sonra aşırı stres Beşiktaşlı futbolcuların koordinasyon ve karar verme yeteneğini bozuyor. Bu nedenle oyuncununpas ve şut oranında isabet oranın düşmesi kaçınılmaz oluyor. Bu durumu fırsat bilen, Fenerbahçe skoru eşitliyor ama Özge bu kadar şanlı değil, kendinden yorulmuş koşamıyor, hakk’a yürüyor.
***
Futbolda hayatın her şartı ve durumu vardır. Bu yüzden çok severim futbolu. Gel gör ki, hayat denen maçta, her karşılaşma 0-0 başlamıyor. Ne yazık ki, Özge yönettiği maçı takımlar değil, kendi kaybetti… Bir dostun yürek yakan “Bütün ölümler acıdır/kim ne derse desin, birinciliği Özge’ye verdiler” sözünü haklı çıkarırcasına…
***
Fenerbahçeli futbolcularla Özge aynı sayfada. Fenerbahçeli futbolcular gülüyor, Özge, şairin dediği gibi “Kuşkanadı kalem olsa, ah yazılmaz benim derdim!” der gibi masum ve mahsun bakıyor.
Derler ki, bülbül aşkının şarkısını söylerken, bir dikenle bağrını delermiş. Hepimiz onun gibiyiz. Başka türlü olsa Özge için nasıl ağlaya bilirdik?
***
Hakemin “son” düdüğü sanki Özge için çalıyor. Maç tarihe yazılırken, Özge yüreklere kazınıyor.
Yürek parçalayan ölüm, Özge’ye yeni bir anlam yüklüyor… Keşke kaderi güzel yüzüne benzeseydi.{jcomments on}