Recep Cengiz- 8 Eylül 2020 Milli takımda her şeyin iyi olacağına inanıyoruz ama her şeyin takımımızın iyi olacağı fikrinde belirleyici olan ‘nasıl’ sorusunun cevabını veremiyoruz. Başarı için duygusallığın ötesine geçmemiz gerektiğini bir türlü anla(ya)mıyoruz.

 Milli, Macaristan’a yenilmesi üzerinde durmayı ertelemiş olduğumuz genç futbolcu problemini anımsattı. Macaristan’ın yıldız adayı futbolcuları oyunun geneli ve maçın skorunda belirleyici oldu. Bu bizim gençlerimizin kötü olduğu anlamına gelmiyor. Ama haz yaratacak, heyecan verecek bir takım oyunu oynadığımız anlamına da gelmiyor.

Macaristan maçını kazanmış olsaydık, Sırbistan maçında genç futbolcuların çoğu oynayacak ve bu oyunculara methiyeler dizilecek miydi?

Büyük bir olasılıkla evet…

Sırbistan maçından sonra bu oyuncular hangi maçta, ne zaman forma şansı bulacaklar?

Belli değil…

Genç futbolcu oynatmak, bugünün sorunlarını atlatmak, yarının sorunlarını da göğüsleyecek güç ve güvenin varlığı anlamına gelir. Bu anlamda Şenol Güneş’in kararlı, sabırlı ve cesur davranması gerekiyordu.

Yapamadı!

Türk futbolunun sorunu olarak yönetimsel anlamda yaptığımız planlama hatalarını teknik olarak sahada da yapıyoruz. Aday kadroya çağrılan hangi futbolcuyu, hangi maçta, hangi pozisyonda, ne kadar süre ile oynatacağımız konusunda doğru kararlar veremiyoruz. Ya maç yanlış ya pozisyon hatalı ya süre sorunlu…

Futbol realitesinde, genç futbolcuları oynatma teorisiyle oyunun pratik gerçekliği arasında ince bir nüans vardır. Doğru düşünceyi doğru pratikle eşleştirmek gerekiyor. Ülke, lig, takım ve oyun kalitesini düşünmeden kıyaslama yapmak yanıltıcı olabiliyor. Asıl mesele, milli maçlarda genç futbolcuların ‘ne yapacaklarına’ bakılmadan ‘ne yapacakları bilinen’ futbolcuların davet edilmesidir. Çünkü doğru şeyi yapmak için lazım olan güç buraya bağlanmış oluyor. Bu nedenle, milli takımda seçme olmaz, seçilmiş futbolcu oynar.

A milli takım fikirlerin formülleştirileceği yer değil, statü gereği formüllerin uygulanacağı en üst nokta olmalıdır. Futbolcuların bu seviye gelmeden oynatılması prestij kaybıdır. Üstelik alt yaş grupları milli milli takımların amacı öngörülen yıldız adaylarını A milli takıma hazırlamak olduğunu unutmamak gerekiyor.

Bir işi doğru yapmamızın üç yolu vardır. Birincisi “akıl yürütmek" ki en saygı değeridir. İkincisi “benzetmek" ki en kolayıdır. Üçüncüsü “tecrübeyle” ki en acısıdır. Konfüçyüs

Son olarak, bir başka hata maç sonu demeçlerde Covid- 19 gibi dış faktörlerin arkasına sığınmaktı. Şenol Güneş açık sözlü olarak Pandemiden dolayı iyi hazırlanamadıklarını ifade etti. Ancak, Pandemi sadece bizim için negatif bir durum değildir. Pandemiden her ülke, her takım ve her futbolcu etkilendi. Yani “Biz neysek rakip o, rakip neyse biz o” pozisyonunda oynadık. Yenilmemiz takım kurgusu ve oynadığımız/oynayamadığımız oyunla ilgili bir meseledir. Ayrıca, soyut konuşmalardan vazgeçip, sadece “kötü oynadık ve yenildik” demek yeterlidir. Sonraki maçlar için umutsuzluk aşılamanın, kendimizi bu kadar zorlamanın anlamı, iddia oynar gibi tahmin yürütmenin reel bir tarafı yok. {jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş