Basketbolda “12 Dev Adam” ruhu
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ömer GÜRSOY Basketbolda “12 Dev Adam” ruhu

Basketbolda “12 Dev Adam” ruhu

12-dev-adam-a-rio-mujdesi--1956616 

Ömer Gürsoy- 17 Ekim 2016 Başkan olduğu gün şöyle yazmışım: Bazı insanlar vardır başarı’nın üzerine paraşütle düşer, bazı insanlar kalıcı olana uzun bir koşunun sonunda varır.

 

Daha 2 yaşında o zamanların efsanevi basketbolcusu Harun Erdenay’ın babasının yanında basketbol salonlarında başlayan serüvenin Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığa uzanan öyküsünü anlatmıştım.

 

17 ay süren Başkanlığını 26 Ekim’de bir başka efsane Hidayet Türkoğlu’na devredecek Erdenay kısa sürede basketbol ailesinde ki dağınıklığı ve küskünlükleri ortadan kaldırdığı gibi çok önemli sponsorluk anlaşmalarına da imza attı. Kaptanlıktan Başkanlığa giden süreçte çizgisini değiştirmeden soğukkanlı zarafetini yakından izleme fırsatım oldu. Bayrağı Hidayet Türkoğlu’da devrederken de -doğal olarak iç dünyasında büyük hayal kırıklıkları yaşasa da- bu zarif üslubundan da asla vazgeçmedi.

 

Üslup deyince de benim aklıma öğrencilik dönemlerimde (ANKARA Üniversitesi Gazetecilik bölümünde) Türkçe öğretmenimiz Emin Özdemir’in ‘Üslup’ konusunu işlediği ders aklıma gelir. Üslup; tarz, yol, biçim, anlatım yolu demek.
Emin Hoca, sözcüklerin seçiliş ve bunların cümleleştiriliş biçimine bakarak üslubu çeşitlendiren Falih Rıfkı Atay’ın bir yazısından da bahsederdi:
“Bizim idadinin edebiyat kitabında üslup üç türlüydü: Üslub-u sade, üslub-u müzeyyen, üslub-u âli. Sadesi belli: Ben senden vazgeçemem. Müzeyyeni: Gül bülbülsüz, bülbül nağmesiz olur, gönlüm sensiz olamaz... Alisine gelince: Zamin çâk, asuman çakçâk olsa, tufan içinde tekne-i Nuh belirip onu bırak da sen yalnız gel dense, gitmem.
Muallim Naci sadesine, Recaizade müzeyyenine, Abdülhak Hâmid de âlisine meraklıydı.”
Tabii üslup sadece edebiyatta değil diğer birçok alanda da çok önemlidir.
Özellikle spor yöneticiliğinde… Harun Erdenay’ın gerek yıldız oyuncu iken gerekse de Başkanlığını edebiyatın Muallim Naci’sine benzetiyorum.
Hani sevgisini göstermek için “ben senden vazgeçemem” diyen edebiyatçı sadeliğine. Başarıları ile ülkeye malolmuş, insan sevgisi mütevaziliği, hay huyun içinde olmayan aynı çizgisini koruyarak, felsefesini yaşamına ve iş hayatına uygulayan bir kişilik Erdenay.. Ne kadar büyük iş yaparsa yapsın sade üslubundan vazgeçmeyerek kısa sürede bile olsa Basketbolda gerginliği azaltmayı başaran birisi oldu. Eğer ülke Basketbolunun gelişimi konusunda bir olumlu bir eleştiri veya bir öneri varsa Erdenay’ın olduğu yerde kızgın ve sağır kulaklara düşmedi, hiçbir komplekse kapılmadan değerlendirildi.

 

O yazımda Hido’nun CEO olarak Harun Erdenay ile çalışmasına da değinmiştim:

 

“Hido’nun CEO olması ile de artık Türk Basketbolu 2024’e kadar önünü rahatlıkla görebilen ve uzun soluklu projelere imza atabilecek bir sürece girmiştir.Henry Ford’un dediği gibi; ‘hata değil çare bulun’ diyen bir ekip iş başında.”

 

26 Ekim’den sonra artık Basketbol’un dümenine Hidayet Türkoğlu geçecek. Kadrosunda yer alacak isimleri görünce aklıma 2001 yılında içinde yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğum ve katkı yaptığım “12 Dev Adam” ruhunu sahada yansıtan oyuncu grubunun bugün Türk Basketbol’unun yönetimine soyunduğunu görüyorum.. Kerem Tunçeri, Ömer Onan..

 

Bir zamanlar biz onların yöneticisiydik, şimdi onlar bizim yöneticilerimiz olacaklar..

 

Asla pes etmeyen ve ülke spor tarihine damga vuran 12 Dev Adam kadrosu “Hata değil çare bulan” bir anlayışla örnek bir federasyon modeli oluşturabilirler.

 

Türk Basketbolu her ne kadar büyük başarılara imza atsa da bugün çözüm bekleyen bir çok sorunu da bulunuyor.

 

Benim gördüğüm en büyük tehlike A Milli Basketbol Takımımızın üst düzey rekabette geri kalması.. Yabancı oyuncu statüsünde yapılacak değişiklikler de kolayca çözülecek bir sorun değil bu.. Geleceğe yönelik olarak yeni projeksiyonlara ve farklı çözümlere ihtiyaç var.

 

Ancak yine de temel sorunlardan birisi de; faal basketbolcu sayımızın azlığı ve tesis eksikliği..

 

Nüfusu bizim 10’da birimiz olan Sırbistan’da 180 bin, yine nüfusu bizim yüzde 18,5 daha az olan Fransa’da 470 bin faal basketbolcu bulunurken bu sayı bizde sadece 65 binlerde..

 

Yaptığım hesaplamalara göre ülkemizin faal basketbolcu potansiyeli 600 binlerde..

 

Bir kaç yıl içerisinde bu sayıya ulaşabilmek için Hido ve ekibinin projeleri çok önemli bir yer tutuyor.

 

Burada karışımıza şu soru çıkıyor: Bir branşın faal sporcu arttırma görevi sadece federasyona mı düşmektedir?

 

Bu sorunun cevabıba tek kelimeyle “hayır” derim. Diğer sorumluluk ve görev de devlete düşmektedir. Aslına bakarsanız, federasyonlar bir bakıma devletin taşeronlarıdır.. dolayısı ile kamu adına sporun geliştirilmesini federasyonlar sağlar.

 

Basketbol örneğinde olduğu gibi; faal basketbolcu sayısının arttrılması hem devletin hem de hem federasyonun ana görevidir. Dolayısı ile burada da bir işbirliği kurulması gerekiyor. Faal sporcu sayısının arttırılması konusunda Federasyon planlamalarını ve stratejilerini hazırlar, devlet hem kaynak ve tesis konusunda destek sağlar.

 

Ankara örneği ile konuyu biraz daha açmak istiyorum: Bir zamanların basketbolda ki efsanelerini çıkaran Ankara’da sadece 5 bin faal basketbolcu (halbuki Belgrad’da 22 bin basketbolcu var) bulunuyor. Ancak bu 5 bin kişinin basketbol oynaması için Basketbol Federasyonu sadece 5 salonu sisteme sokabiliyor, o da binbir güçlükle.. Halbuki Ankara’nın gerçek potansiyeli 55-60 bin seviyelerinde..

 

Diyelim ki, Federasyon bu sayıya ulaşacak stratejiyi buldu, finans oluşturdu ve 60 bin sayılarına ulaştık. Bu sefer karşımıza tesis sorunu çıkacak. Yani en az 50 yeni salona ihtiyacımız olacak. Bunun için spor teşkilatı ile federasyon arasında işbirliğine gidilmesi ve ekonomik 250 kişilik portatif basketbol salonlarını Ankara’nın bir çok yerinde hizmete sokulması gerekecek.

 

Bir diğer temel sorun da 11 ilimizde sıfır faal basketbolcumuz olduğunu hatırlatayım.

 

Hido ve arkadaşlarına yeni dönemde başarılar dilerken bu sorunların çözümünde de kolaylıklar diliyorum.{jcomments on}

   

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  5071  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ömer Gürsoy Pazartesi, 21 Haziran 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1266 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52496690

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1