Dünya Kupası Denen Ayin!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Müslüm GÜLHAN Dünya Kupası Denen Ayin!

Dünya Kupası Denen Ayin!

85e3

Müslüm Gülhan- 17 Kasım 2022 Her maç bir ayin gibi kutsallaştırılıyorsa, o zaman futbol modern bir dindir. İlkel toplumların dinleri gibi çok tanrılı bir dindir. Tanrılarımız futbolculardır. Her yıl değişen tanrılarımız var; tapıyoruz, atıyoruz sonra yenilerini alıyoruz. Futbolun bir oyun olarak verdiği etkisinin ne kadarı illüzyon ne kadarı gerçek? Bu yoruma açık bir değerlendirme. 

Futbolu spor olarak görmemek gerek. Futbol her şeyimizi içine aktardığımız ama hiçbir beklentiye sahip olmadığımız bir hayal dünyasıdır. Duygularımızı, zihinsel becerilerimizi deneyebileceğimiz, heba ettiğimiz bir hayal dünyası.

Futbol bizim için bir seviyedir. Futbol skora göre belirlenen ve 90 dakika içinde istediğimiz gibi yuhaladığımız, küfürler edebildiğimiz, söylenmemesi gereken şeyleri söylediğimiz bir psikoterapi seansından ibarettir.

Her maç bir ayin gibi kutsallaştırılıyorsa, o zaman futbol modern bir dindir. İlkel toplumların dinleri gibi çok tanrılı bir dindir. Tanrılarımız futbolculardır. Her yıl değişen tanrılarımız var; tapıyoruz, atıyoruz, yenilerini alıyoruz. Ve bir dinin kurallarını uyguluyoruz, tartışmıyoruz, sorgulamıyoruz. Dinler de öyledir ya… Tartışılmaz, sorgulanmaz, hiç kimseye hesap verilmez. Futbol böyle bir rol oynuyor; kuralına göre oynanan bir inanç sistemi.

İşte Dünya Kupası da futbol adına yapılabilecek en büyük ayin törenidir. Futbol başlangıçta ‘küresel bir cismin ayak ile tekmelenmesi’ kuralına dayanan, Çin’de 2. ve 3. yüzyıllarda ‘Cuju’ adı verilen askerî eğitim amaçlı oynanan bir oyundur. Mısır’da M.Ö. 2500’lü yıllara tarihlenen mezarlardaki duvar resimlerinde ayak ile top oynayan insan figürlerine rastlanmıştır. 7,5 santim çapında deri veya ketenden yapılmış toplar günümüze kadar ulaşmıştır.

Yıllardır yasak ve cezalara rağmen kuralları ve standartları olmadan, amaçsızca topun peşinde koşan kitlelerin aktivitesi olan futbol, diğer bir ismiyle ‘Mob Football’ (Ayaktakımı Futbolu), 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Eton, Westminster, Harrow, Shrewsbury, Winchester ve Charterhouse gibi önde gelen İngiliz okullarının takımlar kurup, kurallarını belirledikleri bir oyun haline geldi.

‘Cambrigde Kuralları’ denilen ilk kurallar, modern futbolun başlangıcı anlamındaki ilk kurallarıdır. Artık oyuncular topa sadece ayaklarıyla vurabilecekler, sadece kaleciler topu elle tutabilecek ve aynı takımdan olan oyuncular aynı renkten formalar giyeceklerdi.

İngiltere’nin Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan hammadde ihtiyacı onu yeni sömürgelere muhtaç kıldı. Bu amaç çerçevesinde dünyaya yayılma politikasını kültür emperyalizmi ile tetikleyen İngiltere, elindeki tüm olanakları kullanarak gittiği her ülkede yerli halk ile bu sayede diyalog kurmayı başardı. İşte bu yüzden futbol, İngiltere’nin sınırlarını aştı.

Ancak sömürge haline getirilen ülkelerde, bu kurallı oyun İngiltere’ye karşı bir başkaldırı ve eşit koşullarda mücadele alanı da yarattı.

İlk büyük ayin; 1930 Dünya Kupası’nda Uruguay ile başlayan başkaldırıdır “Uruguaylı yazar Eduardo Galeano’nun deyimiyle “Aynen tango gibi futbol da gecekondularda çiçeklendi.” İngiltere’nin aksine geniş alanlarda değil Buenos Aires ve Montevideo’nun yoksul mahallelerinin dar sokaklarında gelişen futbol, yeni bir stil yarattı. Artık sahalarda rakiplerini dans eder gibi ekarte eden sanatçılara rastlanır olmuştu. Bu yeni stil, zamanla taktiksel yenilikleri de doğuracaktı. Uruguay da Arjantin de İngiliz durağanlığıyla yetinemez olmuştu. Uruguay’da düzenlenen 1930 Dünya Kupası bu yenilikleri sergilemek için en uygun yerdi.”

Ayrıca dezavantajlı gruplar, siyahlar ve işçilerin futbolu arka sokaklarda, fabrika bahçelerinde oynamasıyla beraber futbola yeni bir stil geldi. Tıpkı Rio De Janeiro’nun sokaklarında dans eden ayakların futbolda oynaması gibi… Futbol, artık kendi kültür kodları olan karnaval ve capoeria gibi Brezilya ile bağdaştırılan şeylerle, gerçek Brezilya stili yaratılmaya başlanmıştı. Melez bir futbol ile yeni imaj ortaya çıkmıştı.

Pele ile beraber Brezilya’nın 1958, 1962 ve 1970 yıllarında Dünya Kupalarındaki şampiyonluklarıyla özellikle Avrupa takımlarının ağır ve güce dayalı futbolunun, Brezilya’nın hafif ve estetik oyununa karşı çaresiz kalmasıyla, Brezilya futbol tarihindeki yerini almaya başlıyordu.

1978 Arjantin’de Cunta ile yapılan Dünya Kupası’nda, ayinin tamamı başarı ve zafer üzerinedir. Bu kurallı oyunda farklı kimlik altında bir oluşuma ahlaki denetim mekanizması sayesinde izin verilmez. Ama futbol dışı bazı siyasi etkenler, oyunu bozarak, zafer kazanmayı amacı dışında kazanmak ya da ne olursa olsun kazanmak yolunu seçmeye çalışırlar. İşte burada da yine, futbolun içinde kalan oyuncu ve antrenörlerin çabaları bu kırılmayı yok etmek üzere ki başaramazlarsa, zararı en aza indirmeye çalışırlar. Bu da bu oyunun ahlaki denetimidir. Bunun kökeni İtalyan diktatör Mussolini tarafından atılmıştır. Tüm diktatörler Mussolini dönemindeki uygulamaları referans olarak kabul ederler.

Çünkü kitleleri izole edip, bir eksen etrafında toplayarak konsolide etmek için, futbolun nasıl kullanılması gerektiğine dair tüm detaylar o dönemden örnek alınmıştır. 1934 yılındaki Dünya Kupasından önce ve Birinci Dünya Savaşı sonrası, İtalya’da iki rüzgâr esiyordu: biri faşizm, diğeri futboldu.

Mussolini’nin öncülüğündeki faşist hareket, terör ve şiddetin ülkeyi yönetmeye yeterli olmayacağını biliyordu. Kitleleri saran başka bir araç daha onun yardımına koşulmalıydı ki bu da futboldu. Ve 1934 Dünya Kupası bulunmaz fırsattı.

İşte bu ortamlarda futbolu korumaya çalışıp, onun hikâyesini bozdurtmayanlar ortaya çıkarak hem düşünce bazında hem de yetenek kullanımı olarak, bu sürecin her ne olursa olsun futbolun içinde kalmasını sağlamaktaydılar.

1978’de Oyunu Gören Cruyff'tu

 

 Dünya Kupası’nın en büyük favorisi olan bir takımın en iyi oyuncusu ve kaptanı olan biri, çıkıp, koşulların futbol için uygun olmadığını açıkladı. Yaşamında en büyük isteği Dünya Kupasına ulaşmak olan Cruyff bundan vaz geçebilecek bir erdeme sahip bir davranışta bulundu. Bunun altında yatan yegâne tavır futbolun araç haline getirilerek kullanılmasını önlemektir. Cuntanın ve Videla denen diktatörün yönetim mekanizması, 30.000 kişiyi yok etmesine, ülke içinde faşist baskı ve hanedanlık kurmasına karşın, her diktatör gibi IQ sorunu yaşamasının sonucu kaçınılmaz olarak ülkeyi çıkmaza sürüklemişti. Her faşist yönetim gibi, krizi yönetmedeki çaresizlik, yine yeni krizlerle sonuç alma kısır döngüsü içine sıkışıp kaldığından, bu Arjantin’deki rütbeli canlı türü de çareyi Falkland Adaları’na saldırarak yeni bir kaos ile beslenmeye çalışmıştır.

 

1986 Azteka'da 'Tanrının Eli'

 

1986’da Arjantin çeyrek final maçında İngiltere ile karşılaşınca ister istemez süreç futbol dışındaki Falkland Savaşının sonuçlarına odaklanmaktaydı. Bu Arjantin üzerinde daha fazla olmak kaydıyla iki takım üzerinde de baskı oluşturdu.

İngilizler dışında kimsenin kızıp eleştirmediği hatta eleştirmek istemediği o ‘Tanrı’nın Eli’ golü ve 10 saniye içinde 5 İngiliz futbolcuyu 6 kez çalımladıktan sonra FİFA tarafından ‘yüzyılın golü’ seçilen ikinci golü ile Maradona savaşa bulaşmadan ve o dönemin liderlerinin aksine, insani tavırlarla zafer kazanarak, ülkesini ve İngilizleri de bu kısır döngü içinden bu muhteşem oyun sayesinde kurtarmıştı.

Sanırım Azteka büyük ayinlerin yapıldığı panteonlar arasında en değerli konuma erişmiştir.

1970 Brezilya ve Pele, 1986 Arjantin ve Maradona 

 

İki farklı tarihte ve tarihin görebileceği en yetenekli ilahi kişilerin yeteneklerini seyretme ve zaferlerine şahit olmak, her stadyumun veya her ülkenin harcı değildir. Bu büyük bir ayrıcalıktır. Azteka Stadı, 1970’te, 107 bin 412 seyircinin izlediği ve Brezilya’nın İtalya’yı 4-1 yendiği maça ve 1986’da, 114 bin 600 seyircinin izlediği ve Arjantin’in Almanya’yı 3-2 yendiği final maçlarına ev sahipliği yapmıştı. Bu ayinler arasındaki en büyük ayrıcalıktı.

Azteka Stadyumu, dünya futbolu adına özel güce sahip iki tanrıya ev sahipliği yapma özelliğine sahip tek panteondur.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  665  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

13/12/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10125,46

+0,66

 bjk BJKAS

4,33

-0,92

 fb FENER

103,30

-0.58

 gs GSRAY

6,54

-0,91

 trabzon TSPOR

0,90

-1,10

   SPOR ENDEKSİ

3.021,26

-0,87

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 44143240

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 14 12 2  0 38 15 23 38
2 Fenerbahçe 14  10   2 2 36  13   23

32

3 Samsunspor 15 9 2  4

29

17 12

29

4 Eyüpspor 15  7   5  3 24 15 9 26
5 Beşiktaş 14 7 4  3  23  15 8 25
6 Göztepe 14 7 3 4 27  20 

  7

 24 
7

Başakşehir

14 6  4  4 24 18 6 22
8 Konyaspor 15 5 4

6

17 22 -5 19
9 Rizespor 14 6 1 7 15    21  -6 19
10 Gaziantep  14 5 3 6 20 21 -1 18
11 Sivasspor 15 5 2 7

20

25   -5 17
12 Antalyaspor 14 5 3 6 18  26 -8 18
13 Trabzonspor 14 3 7

4

20  18  2  16
14 Kasımpaşa 14 3 7 4 18 21 -3 16
15 Kayserispor 14 3 6 5 15 25 -10 15
16

Alanyaspor

14

3

5 6 12 18 -6 14
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 14 5 8 12 23  -22 8

19

A.Demirspor 14 0 2 12 10 34 -24

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.