Sayıların Söylediğini Es Geçmemeliyiz
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Sayıların Söylediğini Es Geçmemeliyiz

Sayıların Söylediğini Es Geçmemeliyiz

800x450-noPad

Ahmet Talimciler- 25 Eylül 2023 Sayılar bize ülke futbolunda işlerin hiç de iyi gitmediğini açık bir biçimde gösterirken Türkiye Futbol Federasyonu ise ısrarla Play Off ve Play Out adı altında uygulamaları hayata geçirmek için hazırlık içerisinde bulunuyor.

 

Ülke futbolunun asıl sorununun lig tamamlandıktan sonra ilk dört sırayı alacak olan takımların Play Off sistemi ile tekrar birbirleri ile karşılaşmaları olmadığını belirtmeliyim.

 

 

Türkiye'de uzun yıllardır besleyip büyütülen bir futbol balonu söz konusu ve gerek kulüp yönetimleri gerekse de futbol federasyonu ile futbol medyası bu yalanı sürdürmeye devam ediyorlar. Türkiye süper liginin Avrupa'nın en kaliteli liglerinden bir tanesi olduğunu ve ülke futbolunun marka değerinin her geçen yıl biraz daha fazla yükseldiğini iddia ediyorlar. Ancak sayılar bu durumun hiç de kendilerinin söylediği gibi olmadığını net bir biçimde ortaya koyuyor. 

Geçtiğimiz günlerde UEFA tarafından Avrupa futbolunun durumuna yönelik olarak yayınlanan rapor işlerin hiç de bize anlatıldığı gibi gitmediğini göstermekte:

"Avrupa genelinde genç oyuncular için fırsatların arttığını ortaya koyan raporda Türkiye, Yunanistan ile bu futbolculara liglerinde en az forma veren ülke oldu. Türkiye liginde 20 yaş altı oyuncuların şans bulma oranı yüzde 2, 20-23 yaş aralığındakilerin oynamaları yüzde 14'te kaldı. 24-29 yaş aralığı yüzde 52 ile kıtanın üçüncüsü olurken, 30 yaş üstü oyunculara ligimizde yüzde 32 oranında fırsat tanındı. Yunanistan'da bu oran yüzde 34'e ulaştı. Danimarka ve İsveç ligleri yüzde 11 oranıyla, 20 yaş altı oyuncuları kulüplerinde en çok kullanan ligler olarak tespit edildi. Avrupa'nın beş büyük ligiyse yüzde 20 ila 30 arasında değişen bir ağırlıkta 20-23 arası futbolcuların sahaya çıktığı yerler olarak dikkat çekti." 

Genç oyuncuların forma bulma şansının en az olduğu iki ülkeden bir tanesiyiz. Bu durum gerek kulüp takımları düzeyinde gerekse de milli takımlar düzeyinde oyuncu havuzunun şekillenmesinde sürekli olarak ülke içi kaynaklarının değil yurt dışı ülkelerin alt yapılarının kaynaklarının kullanımı ile durumun kurtarılmaya çalışılmasına yol açmaktadır. Bir başka ifadeyle ülkenin yüzlerce kulübünün alt yapıları ne yazık ki işlevsiz bir konuma daha en baştan hapsedilmektedirler!

Bir diğer ilgi çekici istatistik ise yine genç oyuncularla bağlantılı olarak ülkelerin kulüplerinde yetişen 'altyapıdan gelme oyuncular'da da Türkiye'nin sonlarda yer alıyor olmasıydı:

"Bu kategorideki futbolcuların kulüplerinde forma giyme oranları, her bir takımın ilk 11'lerinde 1'den az oyuncuya tekabül etti. Türk kulüpleri, alt yapılarından çıkan oyuncuların sahaya çıkmasında yüzde 5 ile Avrupa'nın en düşük ortalamasına imza attı. Yunanistan, İtalya ve İskoçya; Türkiye'nin hemen üzerinde yer alırken, ulusal ligindeki maçlarda kendi ülkesinden yetişen futbolcuların oranı yüzde 24 olan Danimarka, bu istatistikte ilk sırayı aldı, Norveç ise yüzde 19 ile ikinci sırada geldi. Türkiye ülkeden yetişme oyuncuların forma giyme oranlarında ise yüzde 23 ile son sırada yer alan Yunanistan'ın bir sıra üzerinde sondan ikinci oldu." 

Kendi gençlerine güvenemeyen ülkenin, liginin marka değerinin yüksek olup olmamasının herhangi bir değer ifade edemeyeceğini anlayacağımız gün, ülke sporu/futbolu açısından işler çok daha farklı bir şekilde değerlendirilmeye başlanacaktır. Bu gerçekleşinceye kadar ise görünen o ki, bütün eleştirilere karşın takımların başlarına getirilen gerek yerli teknik direktörler gerekse de yabancı teknik direktörlerin hepsi kendilerini güvenceye alma adı altında önceliği yabancı oyunculara ve tecrübeli isimlere vereceklerdir. Böylesi bir davranış ise sürekli olarak genç oyuncuların kulübede beklemelerine ve tecrübe kazanabilme şanslarına ulaşabilme olanağından yoksun kalmalarına yol açacaktır. 

Marka değerinin açık göstergelerinden bir tanesi sizin liginizin başka ülkeler tarafından takip edilebilirliğinin yaratılması durumudur ki bu ne yazık ki bizim ligimiz için söz konusu değildir. Öte yandan pandemi süreci sonrasında Avrupa liglerinde azalan seyirci sayılarının tekrar artışa geçtiği raporda net bir biçimde görülür iken durum süper lig açısından hiç de iç açıcı bir görünüm arz etmemektedir. "Avrupa futbolunda pandemi sonrasında tribünlerin yeniden dolmaya başladığı ve seyirci sayılarının artışta olduğu belirtilen raporda, 2022-23 sezonunda Süper Lig'deki seyirci sayısı toplamda 3.9 milyon olarak tespit edildi. Bu sayı, Türkiye'yi, değerlendirmeye alınan önde gelen 15 ülke ligi içerisinde 7'nci sıraya yerleştirdi. Türkiye Kupası maçlarını izleyenlerin toplam rakamı ise 500 binde kaldı. Süper Lig'in maç başına ortalama seyirci sayısı ise 11 bin 400 olarak rapora yansıdı ve değerlendirmeye alınan liste içeriğinde Avrupa 10'unculuğu anlamına geldi. Sayılar, diğer görece az nüfuslu ülkelere göre kalabalık bir ülke olduğumuz göz önünde bulundurulduğunda, düşük seviyelerde kalmasıyla dikkat çekti. Türkiye'deki seyirci, pandemi öncesi 2018-19 sezonuna göre yüzde 10 azaldı. Toplam 1 milyon taraftarı aşan 17 kulüp arasında hiç Türk kulübünün bulunmaması dikkati çekti. Premier League'de bu sezonun ilk kırk dokuz karşılaşmasına giden seyirci sayısının 1.108.464 olduğunu bu vesile ile buraya not edelim ve bu rakamın ligin henüz yüzde 13'lük kısmının oynanmasına karşılık geldiğini de belirtelim. Geçtiğimiz sezonun şampiyonu olan ve ligin en yüksek ortalamaya oynayan takımı Galatasaray bile toplamda bir milyon seyirci rakamına ulaşabilmiş değildi. Aslında bütün bu sayılar bize durumun hiç de anlatıldığı gibi olmadığı gerçeğini fazlasıyla gösteriyorlar. Ülkenin futbolu da tıpkı içinden çıktığı ülke gibi kafası fazlasıyla karışık bir görünüm arz etmekte. Bu nedenle de futbolu yönettiğini zannedenler sürekli olarak yeni 'icat'lar çıkartmak suretiyle iş yapıyor görünmeyi maharet addediyorlar. 

Madem sayılardan bahsediyoruz o halde son dönemin gündemdeki konusu olan milli takım teknik direktörünün değiştirilmesine dair de sayılara başvuralım. 2000 yılını milat olarak alarak son yirmi üç yıl içerisinde kaç teknik direktör ile çalıştığımızı sıralayalım.

 

Alman teknik direktör Stefan Kuntz ile yolların ayrılmasından sonra bu kez İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella ile anlaşma yapıldı. Son dönemdeki bu tablonun bize gösterdiği ortalama iki yılda bir teknik direktör değişikliğine gittiğimiz ve her gelen teknik direktörle yolları ayırdığımızda bir hayli yüksek bir tazminat ödeme yoluna gittiğimizdir. Arada Fatih Terim'le iki kez ve Şenol Güneş ile bir kez dörder yıllık zaman diliminin yaşandığını da not etmeliyiz çünkü bu durum söz konusu istatistiğe daha fazla teknik direktör isminin eklenmesini de önlemiş oluyor. Üstelik gelip gitmeler konusunda zamanında müdahale etmeyi de başaramadığımız için bu süre içerisinde dünya kupasına sadece bir kez 2002 yılında gidebildik, Avrupa Şampiyonasına ise 2000 yılında Mustafa Denizli yönetiminde çeyrek finalde elendikten sonra göreve Şenol Güneş getirildi ve son yirmi üç yıl içerisinde 2008 ve 2016'ya katılan takımın başında Fatih Terim yer alırken, 2020 şampiyonasında milli takımın başında ise Şenol Güneş vardı. 

 

Kulüp takımları düzeyinde de milli takımlar düzeyinde de futbol alanında harcadığımız paraların geri dönüşünün söz konusu olmadığı bir dönemden geçiyoruz. Buna karşın futbolu yönetenler ve bu alanı bizlere duyurmakla görevli olan medya mensupları ise bizlere bambaşka bir masalı sanki gerçekmiş gibi anlatmaya ısrarla devam ediyorlar. Bu ülkenin gençlerinin futbol tarlalarında yetiştirileceği haberlerini üç beş yılda bir tekrar tekrar yayınlamayı sürdürüyorlar. Buna karşın ligimizin keyif vermediği seyirci sayıları ile bir kez daha kendisini göstermekte. Topun oyunda kaldığı sürelerin de istatistiki olarak verildiği bir raporda bu konuda da Avrupa'nın ilk ikisi içesine girebilme olasılığımızın bir hayli yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim, tabii ki bu sayılar topun oyunda en az kaldığı ülke olma sayıları olacaktır. 

1695393784139

 

Sayılar bize ülke futbolunda işlerin hiç de iyi gitmediğini açık bir biçimde gösterirken Türkiye Futbol Federasyonu ise ısrarla Play Off ve Play Out adı altında uygulamaları hayata geçirmek için hazırlık içerisinde bulunuyor. Ülke futbolunun asıl sorununun lig tamamlandıktan sonra ilk dört sırayı alacak olan takımların Play Off sistemi ile tekrar birbirleri ile karşılaşmaları olmadığını belirtmeliyim. Üstelik bu sistemin ligi ilk sırada tamamlayarak şampiyon olma başarısını gösteren Bursaspor ve Başakşehir gibi kulüplerin bir daha bunu tekrarlayabilme olasılığını da ortadan kaldıracağını notunu da eklemeliyim. Çünkü dört takım arasına kalacak olan büyüklerden birisi her açıdan avantajlı olarak bu karşılaşmalara başlayacaktır. Play Out sisteminde ise küme düşen üçüncü takımın birinci ligden yükselen son takımla oynayacağı karşılaşmalar sonrasında hangisi kazanırsa onun süper ligde mücadele edeceği uygulamasında da eşitsizlik kendisini hissettirecektir. Bir tarafta birinci ligden son bileti almak için mücadele üstüne mücadele eden bir takım yer alırken diğer taraftaki takım rakibinin kim olduğunu bekleyecektir. Arada her iki ligdeki naklen yayın gelirinden gelen ücretler arasındaki uçurumu ve sponsorluk farkını eklemiyorum bile. 

 

Türkiye'nin kupası olarak nitelendirilen Türkiye Kupası'nı izleyen seyirci sayısının beş yüz bin bile olmadığını bununla birlikte ülke futbolunu yönetenlerin de daha en başından ülkenin takımları arasında net bir ayrım yaparak kuraları belirlediğini de hatırlamalıyız. Büyükler kategorisine oturtulan süper lig takımlarının sürekli olarak kendi evlerinde oynayacakları bir formatı sahiplenen bir kupayı heyecanlı kılabilecek bütün olasılıkları daha baştan kapattığınızda izlenir olmasını da kapatmış olduğunuzu niçin anlamak istemiyorsunuz? Bir angaryaya dönüşen organizasyon için yeni düzenlemeleri daha da ağırlaştırarak belki süper lig ekiplerinin doğrudan birbirleri ile karşılaşacakları bir lig takvimi belirleyebilir, bu sayede de hem kulüplerin kupaya olan ilgisini arttırabilir hem de maçların izlenirliğini çoğaltabilirsiniz. Bir de bunu deneyin! Ama o zaman Türkiye'nin kupası ifadesini de değiştirmeniz gerekecektir!{jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  336  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

26/04/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.915,62

+2,05

 bjk BJKAS

58,70

-9,97

 fb FENER

91,95

+2,99

 gs GSRAY

9,55

+0,44

 trabzon TSPOR

1,59

-1,85

   SPOR ENDEKSİ

4.875,33

-2,51

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 39842063

TRENDYOL SÜPER LİG 2023-2024 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 32 28  3   1  73 20 53  87 
2 Fenerbahçe  32  27    4  1 85  28   57

85

3 Trabzonspor  32  16 4  12 54  42 12 52
4 Beşiktaş  32   14   6  12 42  38  4 48
5 Rizespor 32 14 6  12   43  47 -4 48
6 Başakşehir 32  13 12 42  38 

  4 

 46 
7

Kasımpaşa

32  13  7  12   55 57  -2 46
8 Sivasspor 32 11 11

10 

38  43 -5  44 
9 Antalyaspor 32 10  12  10  36  37  -1 42 
10

Alanyaspor

32 10  12 10 41  46   -5  42
11 AdanaDemir 32 9 13  10

48 

43   5  40
12 Samsunspor 32 10  14 36  42 -6  38  
13 Ankaragücü 32  8 13

11 

40  41   -1  37
14 Kayserispor 32 10  10 12  36  45  -9  37
15 Konyaspor 32  12  12 34  45  -11  36
16 Hatayspor 32

7

12  13 36  44  -8 33
17 Gaziantep 32  7 17  35  50  -15  31 
18 Karagümrük 32  9 16  35 41  -6 30

19

Pendikspor  32 7 9 16 36 64 -28   30  

20

İstanbulspor 32 4 7 21 25 59 -34 16

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.