Türkiye’de Futbol, En Az Futboldur!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Türkiye’de Futbol, En Az Futboldur!

Türkiye’de Futbol, En Az Futboldur!

futbol-6

Ahmet Talimciler- 25 Ekim 2017 Türkiye’de futbolun, siyaset ile kurduğu derin bağlantıların kökleri çok eskilere dek uzanmaktadır. Buna karşın siyasetin yanına, ekonomi ve kültürel dünyamızda olup bitenleri de eklediğimiz andan itibaren, futboldan başka her şeyin konuşulduğu bir görünüm ile karşı karşıya kaldığımız gerçeğini ortaya koymak durumundayız.

Çünkü ne oynanan futbol, ne tribünlerde yaşananlar, ne de sonrasında olup bitenler üzerinde futbol neredeyse hiç ama hiç bulunmamaktadır.

 

Futbolla yatıp kalktığı söylenen, buna karşın futbolun her defasında siyasetin kenar süsü haline dönüştürüldüğü bir anlayışla karşı karşıya bırakılıyoruz aslında. Oysa, tüm bu ve bunun gibi bütün değerlendirmeler esnasında bizlere hep, futbolu ve futbol sahalarını siyasileştirmemek, ideolojik hale dönüştürmemek gerektiği salık veriliyor. Federasyon başkanından, futbolcusuna, yorumcusundan, kulüp başkanlarına kadar siyasi açıklamalar yapmak serbest. Buna karşın taraftarlara geldiğimizde ise ‘bu kadar da olmamalı’ diyoruz.

 

Taraftarlar açısından durum oldukça mayınlı bir alan görünümü şeklinde cereyan ediyor. Çünkü var olan iktidar ve buna yönelik bir takım uygulamaları dolaşıma soktukları takdirde cezalandırılma riskleri oldukça yüksek. Buna karşın, var olan durumu kabullenme hatta ona eşlik etme şeklinde bir teamül geliştirirlerse, destek görmekle beraber bu kez kendi içlerinde sıkıntı yaşama tehlikeleri mevcut.

 

Tribünleri ve orada yer alan taraftarları var olan siyasal düzeni eleştiren unsurlar olarak düşünmek ve bunun üzerinden çıkarsamalar yapmak, çok insaflı bir girişim olmayacaktır. Elbette futbol da içinde yapıldığı ülkenin dinamiklerinden beslenen hatta bizim gibi ülkelerde bu yapıyı besleyen de bir alandır. Buna karşın farklı ideolojik bakış açılarına sahip olmakla birlikte aynı takımın renkleri üzerinden hayata bakmayı tercih eden insanları, bir örnek gibi düşünmek de problematik bir durumdur.

 

Uzun yıllardır tek taraflı ev sahipliği üzerinden stadyumları arenalar haline dönüştüren zihniyetin, tribünlerdeki uzantıları için, derbi müsabakaları bir nevi ezeli düşmanlarının kurban edilme görüntülerinin sergilendiği görsel şovlardır. Bunun için uzun uğraşlarla hazırlanan kareografiler dolaşıma sokulur ve ne kadar fiyakalı bir taraftar grubu oldukları böylece teyit edilmiş olur.

 

Tek tipçi zihniyetin en kolay ve çabuk şekilde dolaşıma girdiği yerlerin tribünler olması üzerinde daha çok kafa yormak durumundayız. Ülkemizin dört bir köşesine sinen racon kesme halinin, tribünlerde de yer etmesi ve burada da aynı dilin dolaşıma sokulması tesadüf değildir. ‘Gereğinin yapıldığı’, ‘reisin bildiği’ ve ‘farklı tribün gruplarına’ izin verilmediği yeni bir tribün kültüründen söz ediyoruz. Taraftar gruplarının kendi ‘askerlerini’ devşirmelerine olanak sağlayacak olan, bu yeni yapı sayesinde işin hem maddi hem de manevi yanı fazlasıyla karşılanmış oluyor.

 

Tribünlere hakim olan mikro iktidar sahipleri ile kulüplerin yönetimleri arasındaki adı konmamış gizli anlaşmalarla futbolcu dövdürmekten, yorumcuların korkutulmasına hatta kulüp yönetimine aday olanlara göz dağı verilmesine kadar uzanan bir dizi eylem, futbol için gerçekleştiriliyor. Bu anlayışın medyadaki uzantılarının olması, yaşanan gelişmeler sonrasında doğrudan muhatap alınmalarına ve görüşlerine başvurulan muteber kişiler haline dönüştürülmelerine de olanak sağlıyor.

 

Aslında futbol adına yapılan, buna karşın futbolun dışında içerisinde her türlü ilişkinin devşirildiği bir düzen ile karşı karşıya bırakılıyoruz. Vıcık vıcık cinsiyetçi bir dilin matah bir halt ediyormuş gibi dolaşıma sokulduğu ve bel altı vuruşların ‘adam’lık sayıldığı bir futbol kültüründen söz ediyoruz. Dostluk, kardeşlik, fair play cümlelerinin havada uçuştuğu buna karşın her fırsatta ana avrat küfürlerin dolaşıma sokulduğu bir futbol dünyamız var.

 

Futbolcularımız her pozisyonda konuşurken okunmasın diyerek elleri ile ağızlarını kapatıyorlar. Buna karşın sinirlendikleri anda gözleri hiçbir şey görmediği için ağız dolusu edilen o….. ç….. ifadeleri ise dikkatlerden kaçmıyor. Bu kadar çok argo ve küfrün kullanıldığı, buna karşın sanki hiç yokmuş gibi davranıldığı başka bir ülke var mıdır acaba? Futbol sahasının içi de dışı da, ülke insanı için ‘deşarj olma’ alanı olarak konumlandırılıyor.

 

Oysa, futbolun amacı ne şarj ne de deşarj etmektir, tam aksine eskilerin deyişiyle temaşa sanatının icra edilmesidir. Bizim yaptığımız ise futbol dolayımıyla hem kendimizi hem de bizim dışımızda kalan herkesi içerisine alacak bir cenderenin içerisine sokmaktır. Bunu yaparken başta medya olmak üzere kullanılan dilin cinsiyetçi, spekülatif ve argo üzerinden inşa edilmesi üzerine bilimsel açıdan yaklaşmayı çoğaltmak durumundayız. Böylece medya alanında ortaya konulan söylemlerin dekode edilmesini(çözümlenmesini) gerçekleştirebilir ve buradaki ideolojik arka planı ortaya koyabiliriz.

 

Dünya derbisi olarak adlandırmaktan keyif aldığımız buna karşın bizim kendimizi kandırdığımız karşılaşma sonrasında her zaman olduğu gibi futbolu değil, bambaşka konularla meşgul edildik. Derbi ile değil ama ‘ayağa kalk’ kareografisi hakkında soruşturma açılması ile dünyanın ilgisini çektik. Fakat hakikaten ne FETÖ’ymüş futbolun da içerisinde bulunduğu el atmadığı bir alan kalmamış. Taraftar grupları en FETÖ’cü kim diyerek birbirlerini işaret etmeye devam ediyorlar.

 

Ekranlarda program yapıp yorumlarla futbolu değil kendilerini görünür kılmayı sürdürenler açısından ise yapılacak şey son derece kolay. Ülkesini, bayrağını, milletini sevdiğini açıklamak, 15 Temmuz gecesi ne yaptığını/nerede olduğuna tanıklık etmek ve Cumhurbaşkanımıza bağlı olduğunu beyan etmek. Böyle yaptığınız takdirde hem kendinizi hem de konu ile ilgili programa bağladığınız kişiler hakkında yapılabilecek olan eleştirileri ortadan kaldırmış oluyorsunuz.

 

Peki futbol nerede? O zaten uzun zaman önce aramızdan ayrılmıştı bir başka deyişle ‘sizlere ömür’. Biz aslında hep futbolu değil kendimizi sevdiğimizi ve kendimizle kurduğumuz ilişki üzerinden futbolu adeta kötürüm haline dönüştürdüğümüz gerçeğini bir türlü kabul etmek istemedik! Futbolun yarattığı sanal büyüklük ve elimizdeki yegane kimlik sayesinde bize özgülüğün doruklarında yaşamayı, futbolu sevmek zannettik!

 

Oysa tıpkı mahallelerimizi kendi ellerimizle yıkarak daha modern haline geleceğimizi sandığımız gibi stadyumlarımızı arenalar haline dönüştürdükçe ve paraya gark oldukça, daha iyi takımlarımız olmadı! Tam aksine futbolun ruhunu bir daha yakalayamamak üzere elimizden kaçırdık. Bugün içinde yaşadığımız ülkede futbol görünümlü siyaset, ekonomi, kültür, gündelik hayat vb. gibi onlarcası bize futbol diyerek sunuluyor ve biz de tüm bu olup bitenleri tıpkı bir maçı izler gibi izlemeye devam ediyoruz. Buna karşın unuttuğumuz ise, izleyenlerin oyunun gidişatına müdahalede bulunamayacakları gerçeğidir. {jcomments on}  

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2736  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

18/032025

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10.802,23

-0,55

 bjk BJKAS

3,92

-0,51

 fb FENER

48,96

+2,21

 gs GSRAY

2,03

+0,50

 trabzon TSPOR

1,09

+5,83

   SPOR ENDEKSİ

3.190,01

+2,25

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 46699989

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 27 22 5  0 68 27 41 71
2 Fenerbahçe 26  19   5 2 63  23  40

62

3 Samsunspor 27 15 6  6

44

30 14

51

4 Beşiktaş 26  12  8 6 39 26 13 44
5 Eyüpspor 27 12 8  7 40  29 11 44
6 G.Antep 26 11 5 10 36  35 

 1

 38 
7

Göztepe

26 10 7 9 44 34 10 37
8 Başakşehir 26 10 6

10

41 37 4 36
9 Trabzonspor 26 9 8 9 43   31 12 35
10 Kasımpaşa 27 8 11 8 47 52 -5 35
11 Ç.Rizespor 27 10 3 14

34

46  -12 33
12 Antalyaspor 27 9 6 12 30 

51

-21 33
13 Konyaspor 27 8 7

12

33  40  -7 31
14 Alanyaspor 27 8 7 12 31 40 -9 31
15 Bodrum FK 27 8 6 13 20 29 -9 30
16

Sivasspor

27

7

6 14 33 45 -12 27
17 Kayserispor 26 6 9 11 27 46 -19 27
18 Hatayspor 26 7 15 29 46 -17 19

19

A.Demirspor 26 2 4 20 25 60 -35 -2

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.