Derbiler Futbolda Büyükresimdir
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Müslüm GÜLHAN Derbiler Futbolda Büyükresimdir

Derbiler Futbolda Büyükresimdir

632x314-kocaman-ve-gunes-arasinda-tartisma-1506196337605

Müslüm Gülhan- 2 Ekim 2017 Derbiler futbolda büyük resimdir. Türkiye’de futbolu konuşursak derbiler üzerinden gitmek gerekir. Çünkü büyük resim orasıdır.

Geri kalan maçlar derbilerin türevini oluşturur ve içerik olarak daha zayıftır. Derbilerde eteklerdeki bütün taşlar düşer. Federasyon, MHK, başkanlar, yöneticiler, antrenörler, futbolcular ve yorumculara kadar gelen bir gerçeklik silsilesi vardır. Kalitenin (!) tescil yeridir! Renklerin kirletildiği alandır.

Önceliği saha içine vererek renklerin kirletilmesine sonra bakalım.

İki tane muhafazakar antrenör kimliğine sahip teknik adamın kurguları sahaya hükmedince, tabii ki kısır döngü içinde bir maç formatı ortaya çıktı. Fenerbahçe’nin sürekli bir buçuk kişilik hücum organizasyonları artık oturmuş bir organizasyon haline gelmiştir. Beşiktaş maçında sonuç bulması taktiksel başarıdan değil, defans zafiyetindendi. Bu sadece skor bakımından Fenerbahçe için lehine bir durumdu. Oyun kurgusu olarak maça hakimiyeti söz konusu değildi ki Akhisar maçında net belli oldu.. Her zaman bu yapıda bir oyunun sonuç vermesi mümkün değildir. Çünkü oyun anlayışı bu olunca Fenerbahçe istediği transferi yapsın, bu kısır döngü oyun şablonundan kurtulamadığı sürece istenilen, sürdürebilir başarıyı sağlayamaz. Ki Fenerbahçe’nin de oyuncu kalitesi Beşiktaş’tan aşağı kalır değil.

Yüksek oyuncu kalibresini bu kadar tutucu bir formata sokup, kısıtlamak artık günümüz futbolu için kabul edilemez bir anlayıştır. Kaybetme korkusu üzerine teknik şablon oluşturmak futbolun doğrularıyla çelişmektedir. Tabii ki hiçbir prensibi olmayan Konya’da bu şablon tutar. Ama burası Fenerbahçe…

Ve maç sonunda Kocaman’ın hakemler hakkında yaptığı yorum? Sanki suçluluk duygusu altında yapılmış bir itiraftı.

Maçın skorunu belirleyen antrenör Güneş oldu. Deplasmandaki derbi maçında, her bakımdan avantajlı olan ve bu kadar deneyimli bir hocanın stres yönetim zafiyeti yaşaması, takımının maçı kaybetmesine neden oldu. Maç öncesi, devre arası da dahildir sanırım buna, kulübedeki tutumu ve davranış göstergeleri son derece agresif ve oyunu ve oyuncunun kontrolünü kaybeden kimliğe sahipti. Bu Avrupa’da da devam ederse büyük sıkıntı yaşanır.

Saha dışında uygulamaya çalıştığı “olgun” format ile saha kenarındaki agresif tutum birbirine uymamaktadır. Haliyle, ikisinden biri gerçeği yansıtmamakta. Sanırım masa başındaki tutum buna daha yakın. Konuşmalardaki içerik ve devamlılıktaki kopmalar bunu belli etmektedir.

Kriz yönetmedeki yetersizliği, kendisinin de krizin parçası olup, ortamı kaotik hale getirip kendisine ve takıma zarar vermesine neden oluyor. Orta alandaki mücadelede ve maça hiçbir etkisi olmayan bir faule bu kadar büyük tepki gösterip, hakaret etmesinin nedeni budur.

Oyunda ise.

Taktiksel olarak üçüncü bölgede oyun kurgusunu başarıyla oynayacak çok etkili dört –beş oyuncuya sahip olan bir takımın, defans kurgusunu hala buna adapte edememesi uzun vadedeki maçlarda sıkıntılı süreçleri yaşatacak bir sorun olarak gözükmekte. Üçüncü bölge set oyunları, Beşiktaş için hem daha ekonomik hem de skor avantajını yakalamak için de daha doğru bir kurgudur.

Porto ve Leipzig maçlarında arkaya yaslanıp oynamak Güneşin elindeki taktiksel bir koz değil, aksine oyuncuların orta alandaki ve defans ortasındaki kaygıları refleks olarak kendilerini geriye çekmelerine neden olmaktadır. Şu an için ve bazı yüksek kalibreli maçlar için başarılı gözükebilir. Ama uç oyuncuların bu maç trafiğinde her maç 50-70 metre arasında gidip gelmesi sezon için çok rahat bir süreç olmayacağa benzer. Beşiktaş için önemli bir sorun olarak gözüken bu durumu, Güneş’in dikkate alacağını sanmıyorum. Çünkü böyle bir taktiksel tasarrufu yok. Eğer olsaydı, Negrodo, lens ve  Tolgay rotasyon için çok daha fazla süre bulmaları ve maç form seviyelerine gelmeleri gerekirdi. Hatta Cenk’in Leipzig maçında çok önceden çıkması lazımken devam ettirmesi de bunun belirtisidir. Bu kurgu için en önemli beklenti bir stoper ve bir sağ bekin ve ön liberonun bu kurguya uygun olarak transfer edilmesidir. Çünkü defansın ve iki ön liberonun bu oyun şablonuna uygun taktiksel donanımlara sahip olması kaçınılmazdır.

Gelelim derbideki renklerin kirlenmesine!

Saha dışındaki kirliliğe en önemli örnek Mahmut Uslu’dan geldi. Caner’in özel hayatıyla ilgili konuşma cesareti, hem etik, hem ahlaki, hem de insani değildi. Caner’in donanım sorunları onun davranış tutarsızlığına neden olmaktadır ve doğru değildir. Ama kalkıp bunu her kes için en masum ve dokunulmaz konulara adapte ederek açıklamak ve hakaret etmek kabul edile bilir bir şey değil.

Bir insan olarak nasıl buralara gelinir ve nasıl böyle konuşulur anlamak mümkün değil. Caner bir şekilde Fenerbahçe’ye hizmet etmiş bir futbolcudur. Bunun karşılığı bu olmamalı. Aksine saha içinde teşekkür edebilecek bir ortamın yaratılması sağlanmalıdır. Mahmut Uslu’nun yapması gereken bu olmalıydı. Çünkü Caner’e bir büyük olarak yön verecekse böyle vermeliydi. Şayet Mahmut Uslu böyle bir donanıma sahip se?

Diğer bir konu ise Fikret Orman’ın hafta içi katıldığı bir TV programında Beşiktaş’ın en iyi Müslüman takım olduğu yönünde yaptığı açıklamadır.

Anlaşılır gibi değil!

Spor dil, din, ırk ayrımı yapılmaksızın mücadele edilen ve saygı kurallarının geçerli olduğu bir alandır.

Kime, ne için, nasıl mesaj veriyor anlamak mümkün değil ve bu mesajdan beklentisini de çok merak ediyorum.

Hani, Leipzig maçında 11 oyuncunu sekizi Hıristiyan, üçü Müslüman’dı. Şimdi buradan nasıl bir anlam çıkarta biliriz ki? Evrensel bir oyun olan futbolda böyle bir bakış açısı son derece sakat, ayrımcı ve anlamsızdır. Bir Hıristiyan ortaladı diğer bir Hıristiyan gol attı. Bir Müslüman ortaladı, diğer bir Hıristiyan gol attı şimdi ne yapacağız? Böyle sakat bir bakış açısı olabilir mi?

Futbolu bu kadar araçsallaştırıp, kişisel beklentiler üzerine popülizm yapmak kimseye bir çıkar sağlamaz. Kısa vadede sağlanan çıkarların bir öneminin olması mümkün değildir. Sadece insanlar hakkında bir takım yargıların oluşmasını sağlar.

İşte Mahmut Uslu’nu Fikret Orman hakkındaki söylemi ve gelen tepkiler… Hepsi derinlemesine tartışıldığında kim bilir neler ortaya çıkar.

Futbolu daha ne kadar kirleteceksiniz bakalım.

Bu arada, Aziz Yıldırım başkanlığı  kongrede kaybetmez ancak statta kaybeder.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2854  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 793 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53471580

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1