Şerefinle Oyna, Hakkınla Kazan!
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Şerefinle Oyna, Hakkınla Kazan!

Şerefinle Oyna, Hakkınla Kazan!

fernando-muslera-vs-volkan-demirel 871912

Ahmet Talimciler- 18 Nisan 2016 Türkiye’de uzun bir süredir adalet ve onun erdemlerine vurgu yapan kelimelerin anlamlarını yitirdiğine hep birlikte tanıklık ediyoruz.

 

Toplumsal hayatımız içerisinde her geçen gün biraz daha şeref, haysiyet, gurur, onur, hakkaniyet, liyakat gibi kelimelerin içi boşaltılıyor. Öğrendiklerimiz ile yaşadıklarımız arasındaki denge her geçen gün daha çok açılıyor ve çocuklarımıza daha sıkıntılı bir gelecek hazırlamak durumunda kalıyoruz. Spor sahalarında olup bitenler de bu açıdan pek farklı bir durum arz etmiyor, hatta sık sık oradan toplumsal hayatımıza sirayet eden olumsuzluklara da rastlıyoruz.

 

Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan bütün müsabakalar (sadece futbol karşılaşmaları değil) gerilime ve öfke patlamalarıyla son buluyor. Bu takımlar arasındaki mücadeleler ezeli rekabet boyutunu aşalı çok oldu, yaşananlar ebedi dostun yok edilmesine indirgendi ve yöneticisinden taraftarına kadar herkes ezeli rakibine öfkesini, nefretini kusuyor.

 

Cuma günü Kadınlar Voleybol liginde oynanan karşılaşmada iki takım taraftarları arasında olaylar çıktı, maçın tamamlanabilmesi için tribünler boşaltıldı. Futbol karşılaşmalarına rakip takım seyircisi alınmıyor buna rağmen Çarşamba gecesi oynanan karşılaşmada maç boyunca Galatasaray seyircisi ezeli rakibine yoğun küfürlü yönelik tezahüratta bulundu. Hatta maç bitiminde meslektaşı Volkan Demirel’i oturduğu yerden kaldırmaya giden ve maçın en güzel hareketini sergileyen Fernando Muslera’nın uzun zamandır hasret kaldığımız kadirşinas hareketini bile gölgede bırakarak küfürlerini sürdürdüler.

 

Taraftar profilimizin kendisinin küfür etmesini hak olarak gördüğü buna karşın kendisine küfür edildiği zaman ise kendinden geçerek ‘delirmeye’ hakkı olduğu bir kişiliğe büründüğü bir dönemden geçiyoruz. Takımını desteklemeyi önce rakibe, daha sonra hakeme ve istediği gibi oynamadığını düşündüğü durumlarda kendi futbolcularına küfür ederek yapılabileceğini zanneden bir taraftarlık kültürü gelişti. Kazanmanın yüceltildiği, buna karşın kaybetmenin hayatın adeta sonu gibi algılandığı bir süreçte, oyunu baskı altına almak ‘vur, kır, parçala, bu maçı kazan’ sloganları atmak normalleştirildi. Şerefinle oynayan, hak ettiği için kazanan takım olmak muteber bir durum olmaktan çıkartıldığından bu yana iş bitirici yönetici profilinden başlayarak, teknik direktör, futbolcu hatta takımı ‘gazlayan’ taraftar temsilcisi bile başka bir konuma yükseltildi. Son yılların belki de en kötü iç saha oyununu oynayan Galatasaray futbol takımının yanında sadece küfür üzerinden var olabileceğini gösteren bir seyirci profili izledik. Bir yıl öncenin üç kupalı takımının yerinde kendi sahasında tarihi bir fark yemekten kurtulan ‘Avrupa Fatihi’ duruyordu.

 

Bunun karşısında ise üzerine gelemeyen ezeli rakibinin karşısında oyunun en etkili ve gole yakın ismini çıkartmak suretiyle büyük bir fırsatı elinin tersiyle iten Fenerbahçe yer alıyordu. Elinde böylesine güçlü bir kulübe olmasına rağmen bir türlü istenilen futbolu oynayamayan ve taraftarlarına da zevk vermeyen bir takım görünümünü ısrarla sürdürüyorlar. Başkanlarından başlayarak tartışmaların hiç ama hiç bitmediği bir kulüpten söz ediyoruz ve bu kulübün ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ olarak adlandırılması da tesadüf değil. Son yıllarda teknik direktör değişiklikleri ile anılan ve kim gelirse gelsin tartışmaların bitmediği bir kulüp var karşımızda, en fiyakalı transferleri de yine bu kulüp gerçekleştirmesine rağmen tartışmalar hiç ama hiç bitmiyor.

 

Son tartışma takımın sol beki Caner Erkin ile teknik direktörü Vitor Pereira arasındaki yedek soyunmak istememesi üzerine çıktı ve küfürler nedeniyle Caner kadro dışı kaldı. Hepimiz en iyisi olduğumuzu düşünüp, bu doğrultuda hareket ederiz ve karşımızdakilerin de bu şekilde hareket etmelerini bekleriz. Ancak işler istediğimiz gibi gitmediğinde vereceğimiz tepkiler hem kendimize hem de etrafımızdakilere ne kadar saygı duyduğumuzu da gösterecektir. Caner Erkin bu davranışıyla en büyük saygısızlığı aynı mevkiyi paylaştığı takım arkadaşı Hasan Ali Kaldırım’a yapmıştır. Aynı karşılaşma içerisinde Galatasaraylı Lucas Podolski de rakip takımdaki meslektaşları ile futbol oyun kuralları içerisinde mücadele etmek yerine sürekli olarak taraftara şirin gözükecek hareketler yapmıştır. Ülkemizin havasından ya da suyundan olsa gerek buraya gelen yabancı futbolcuların çok kısa bir süre içerisinde bizim gibi hareket etmeye başladıklarını ve bu şekilde bir davranış kalıbı geliştirdiklerini görüyoruz. Podolski de maç boyunca taraftara oynamaya gayret etti ve onların hoşuna gidecek buna karşın fair play ruhuna uymayan davranışları hayata geçirmiş oldu.

 

Komplo teorileri üretmeye çok alışkın olan ülkemizde ligin sonu yaklaştıkça gerek şampiyonluk gerekse de kümede kalma mücadelesini sürdüren takımlar arasında şaibeli maçlara yönelik açıklamalar artış gösterir. Önce Kasımpaşa ile Beşiktaş arasında oynanan karşılaşma için eski Beşiktaş kaptanı Rıza Çalımbay’ın maçı Beşiktaş’a bırakacağına vurgu yapıldı. Daha sonra da benzer durum Konyaspor-Fenerbahçe karşılaşması için Konyaspor teknik direktörü Aykut Kocaman’a yakıştırıldı. Her iki futbol emekçisi de oyunun hakkını verdiler ve şerefleri ile mücadele etmek suretiyle, söz konusu şaibe dedikodularını çıkartanların yüzlerini kızarttılar. Yazımızın başlığını konuşmalarında sık sık kullanma gereksinimi hisseden Beşiktaş kulübü başkanı sayın Fikret Orman ise, yeni stadyumun açılış karşılaşmasındaki rakiplerinin teknik direktörü için hiç de hoş olmayan ifadeler kullanabildi. Beşiktaş başkanının ‘Hamza hoca enteresan derecede istekliydi’ ifadesini Hamza Hoca teşvik almış şeklinde okuyabiliriz. Son dönemde başkanın yaptığı açıklamaları yanlış anlamalar üzerine yeniden yapmak zorunda kalmaları ilginç bir durumdur ve böyle yapmak suretiyle durumu kurtarmak yerine daha da zora sokarsınız.

Son bir nokta ise Avrupa Şampiyonasına gitmeden önce İngiltere ile yapılacak olan hazırlık karşılaşması nedeniyle süper lig takvimi kulüplere haber vermeden değiştirildi. Bu durumda kupa yarı finalisti olan dört takımın oynayacağı maç sayıları hem daha fazla hem de bu karşılaşmalar ile lig karşılaşmaları arasındaki süre daha da kısılmış olacak. Önümüzdeki yıl ülke futbolunu yönetmeye talip olan Kulüpler Birliğinin bile olanlardan haberdar olmaması ve takvimin yeniden düzenlenmesini istemesi işlerin ne kadar garip bir biçimde gittiğini gözler önüne seriyor. Ülkemizin içinden geçtiği ve ayrışmaların her geçen gün biraz daha arttığı şu günlerde futbol/spor sahalarında şerefinle oynamanın ve aslında mücadele etmeyi yüceltmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Asıl belirleyici olanın kazanmak olmadığını kaybetmenin çok daha fazla geliştirici bir etkisi bulunduğunu bir türlü görmek istemediğimiz için kazanmayı yüceltmeyi sürdürüyoruz. Şerefli mağlubiyetler haksız galibiyetlerden çok daha değerlidir buna karşın toplumsal hayat içerisinde söz konusu kavramların içeriğini boşalttığımız sürece şerefli olan her şeye yönelik akıl almaz tepkileri görmeyi de sürdürürüz. {jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3526  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1556 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55296230

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1