Futboldaki Maçoluk, Futbolla Sınırlı Değil!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Futboldaki Maçoluk, Futbolla Sınırlı Değil!

Futboldaki Maçoluk, Futbolla Sınırlı Değil!

d 901679468

Ahmet Talimciler- 4 Ağustos 2017  Ülkemizde futbolun her dönem sevilen ve ilgi çeken bir spor dalı olma özelliği, özel televizyonların yayın hayatına başlaması sonrasında doruk noktasına ulaşmıştır.

 

Geçmişte de futbol, gündemin her daim içerisinde olan ve ilgiyle takip edilen bir alandı. Buna karşın 1990’lar ile birlikte hem Avrupa kupalarında elde edilmeye başlanan başarılar hem de değişen ülke koşulları futbolun başka bir boyuta oturmasına yardımcı olmuştur. Televizyonla olan beraberliğinin artması sonrasında futbolun magazinel boyutu da hayatlarımızın içerisine dahil edilmiştir. Televole gerçeği bu açıdan dikkat çekicidir ve bu program formatı sonrasında bugün halen daha yıldız futbolcuların hem kendilerinin hem de eşlerinin giydikleri, evleri, arabaları kısacası yaşam tarzları gündemde yer almayı sürdürmektedir.

 

1980’li yılların kabuğunu kırma ve yırtma anlayışının ete kemiğe bürünmüş halini görebildiğimiz alanlardan bir tanesi olarak futbol ve futbolcular, kamuoyu nezdinde giderek daha fazla önemsenen bir konuma oturtulmuşlardır. Tabii burada başarı kavramına bize özgü yapmış olduğumuz değerlendirmelerin ve bunu ortaya koyan kişilere vermiş olduğumuz payelerin de büyük katkısı bulunduğu gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz. Futbolun, bu topraklar üzerinde siyaset ile kurduğu ayrılmaz birliktelik sonrasında aslında hep var olan ancak 12 Eylül darbesi sonrasında çok daha fazla rol biçilen bir alanla ve o alana atfedilen değer yargıları ile karşı karşıya bırakılmış olduk!

 

Hayatımızın içinde yer alan ve tüm ülke nüfusunun santrada olması ile sonuçlanan bir bakış açısı üzerinden futbola yaklaşılmaya başlandı. Bu durum hem milli birlik ve beraberlik vurgusunu hem de futbol üzerinden yapılabilecek olan incelikli göndermeleri beraberinde getirdi. İşte tam bu noktada futbolun iktidarı kurumsallaşırken hayatımıza dahil olan ve bugün halen varlığını sürdüren futbolun kanaat önderleri olarak nitelendirebileceğimiz kişiler ortaya çıktılar. Bu isimlerin bazıları geçmişte futbolcu, hakem, teknik direktör, yönetici, gazeteci olarak da bu yapının içinde yer alıyorlardı. Ancak bir taraftan futbol dünyasındaki zenginleşmenin yarattığı yeni olanaklar ve öte taraftan medyanın futbola çok daha fazla yer ayırması ile birlikte bu yeni dönemde futbol bambaşka bir konuma büründürülmüş oldu.

 

Geriye dönük yapılacak bir arşiv taraması bile son yirmi yıl içerisinde bu alanda ön planda yer alan isimlerin üç aşağı beş yukarı hep aynı kişiler olduğu gerçeğini bizlere gösterecektir. Futbolun toplumsal hayatın bir minyatürü olduğu gerçeğinden hareket etmek suretiyle bu durumu irdelemeye çalıştığımızda ise karşımıza son derece tuhaf bir yapı çıkmaktadır. Çünkü rol modeli olarak bıçkın delikanlılık üzerinden gitmekte olan ve maçoluğu normalleştiren bir anlayışın futbol üzerinden toplumsal yaşama aktarıldığı gerçeği bizi karşılamaktadır.

 

Futbolun kanaat önderlerinin saha içinde ve dışarısındaki kavgacı bir yapıyı ekranlar aracılığıyla hayatlarımıza aktarmakta oldukları gerçeği üzerinde durmak zorundayız. Burası hem çok fazlasıyla ilgi çeken hem de kitlelerin var olan sorunlardan çok daha fazla etkilendiği bir alan görünümündedir. Ve burada yaşananlar sadece futbol dünyasının problemleri olarak kalmamakta, tüm ülke gündemine hızla taşınabilmektedir! Sorun da zaten işte burada karşımıza çıkmaktadır; spor sahalarında şiddet veyahut toplumsal hayattaki şiddet üzerinde yaptığımız değerlendirmeler de bu öncül(l)eri göz ardı ettiğimizde teşhis eksik kalmaktadır! Çünkü söz konusu olan bu kişiler konuşmalarıyla olduğu kadar vücut dilleriyle, mimikleriyle ve davranışlarıyla da birer rol model olarak takip edilmektedirler.

 

Onların basın toplantılarındaki söylemleri hızla dolaşıma sokulabilmektedir. Gündelik hayat içerisinde taraftarların birbirlerine yönelik kızdırma, şakalaşma eylemleri bile artık eskiden var olan naiflikten uzaklaşmıştır. Burada sadece bu rol modellerinin etkisi olduğunu söylemek haksızlık olacaktır ancak onların da bir katkısı olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

 

Futbolun maçolaşması ve erkekçe diye tabir ettiğim dilin dolaşıma her geçen gün biraz daha fazla sokulmasında bu aktörlerin büyük etkisi bulunmaktadır. Bu durum aynı zamanda sadece futbolla sınırlı olmayan bir ruh halinin ve etkileri çok daha derinlere inen bir durumun, toplumsal hayatımız içerisinde kökleşmesiyle sonuçlanmaktadır. Futboldaki bu maçoluk ve ağır abilik dili, hızla gündelik hayatımız içerisinde karşılık bulabilmekte ve normalleştirilmektedir. Çünkü burada tüm yaşananlar sadece burada kalamayacak kadar kamusal bir hale bürünmüştür. Çok uzağa gitmeden son iki ay içerisinde futbol dünyamızda yaşanan krizleri şöyle bir hatırladığımızda bütün hakkında kanaatlerinizin oluşacağını düşünüyorum. Haziran ayı başında milli takımın kaptanının, milli takım uçağında gazeteciye küfürler ederek saldırması. İkinci olarak Türkiye futbol direktörü Fatih Terim’in, Alaçatı’da bir mekanı basma görüntüleri. Son olarak ise Fenerbahçe kulübü başkanı Aziz Yıldırım’ın, trafikte kendisine sinyal ver diyen motorsiklet kullanıcısı ile yaptığı münakaşa ve ardından korumaların olaya müdahil olmaları.

 

Buraya saha içerisinde futbolcu tokatlamaktan, hakem tartaklamaya, tribünlerden rakip takım taraftarlarına bir takım nahoş hareketler yapmaya hatta yönetici tokatlamaya kadar pek çok örneği de verebiliriz.

 

Unutmadan hakemlerin soyunma odalarına kapatılma direktiflerinin verilmesi ve kapılarının tekmelenmesini de ilave edebiliriz. Ancak tüm bunlar ve daha fazlasını teşkil eden örnekler var olan bu maçoluk meselesinin arkasındaki saikleri tartışmamızdan çok örnekler üzerinden değerlendirmelere yol açabilir. Oysa asıl üzerinde durmamız gereken futboldaki bu maçoluğun sadece futbolla sınırlı kalmadığı gerçeği olduğu kadar, bu alanın beslenip büyütülmesine katkıda bulunan güçlerce de gözetilmesi meselesidir.

 

Gündelik hayatımız içerisinde kurallara uyan, saygılı, beyefendi diye tabir edebileceğimiz insanlarla olan etkileşimimizle bunun tam aksini temsil edenlerle olan ilişkilerimiz bile farklılık gösteriyor. Toplumsal hayatın adaletsizliği ve beraberinde getirdiği boşlukların doldurulması ile ortaya çıkan mekanizmalar da söz konusu olan bu maçoluğun gündelik hayat içerisinde yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor.

 

Siyasetin dilini ve karşılıklı ifadeleri de buraya eklediğiniz vakit, güç ile birlikte işleyen bir anlayış karşımıza çıkartılmış oluyor. Burası o kadar etkili bir mecra olarak işliyor ki, başta medya olmak üzere tüm kesimlerle ilişkili bir network sizi karşılayıveriyor.

 

Aynı kişileri farklı kanallarda, farklı gazetelerde buna karşın hep aynı söylemle ve hep aynı sırıtan dişlerle görmeye devam ediyorsunuz. Aslında bu sahte gülüşler ve hep bir örnek yapmacık yüzler de 1980 sonrası yaşadığımız büyük dönüşümün en bariz görüntüleri olarak değerlendirebiliriz. Sorulamayan sorular, abartılı tanımlamalar, var olan durumdan ziyade var olacağına yönelik niyetlerin havada uçuştuğu yargılar.

 

Son on yıldır futbolumuzu yönetenlerin sürekli olarak devrim lafını kullanmaları buna karşın bırakın devrimi futbolumuzun evrimini bile bir türlü tamamlayamamasının üzerinde bile duramıyoruz! Bu ruh hali öylesine etkileyici ki, abartılı paralar üzerinden konuşulur ve vatan, millet, aile gibi kutsallar üzerinden devam edilirken asıl konuşulması gerekenler hiç ama hiç konuşulmaz!

 

Futbolun maçoluğu ve onun önce sahalarda ardından ekranlar aracılığıyla gündelik hayatımıza olan etkileri, bu görmezden gelinenler sayesinde her geçen dakika biraz daha fazla hayatlarımızı esir almaya devam ediyor. Aynı yüzler, aynı sesler, aynı teraneler ile sürdürülen buna karşın elimizden kayıp giden yıllarımız, umutlarımız, yarınlarımız. {jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2780  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

18/032025

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

10.802,23

-0,55

 bjk BJKAS

3,92

-0,51

 fb FENER

48,96

+2,21

 gs GSRAY

2,03

+0,50

 trabzon TSPOR

1,09

+5,83

   SPOR ENDEKSİ

3.190,01

+2,25

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 46723119

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 27 22 5  0 68 27 41 71
2 Fenerbahçe 26  19   5 2 63  23  40

62

3 Samsunspor 27 15 6  6

44

30 14

51

4 Beşiktaş 26  12  8 6 39 26 13 44
5 Eyüpspor 27 12 8  7 40  29 11 44
6 G.Antep 26 11 5 10 36  35 

 1

 38 
7

Göztepe

26 10 7 9 44 34 10 37
8 Başakşehir 26 10 6

10

41 37 4 36
9 Trabzonspor 26 9 8 9 43   31 12 35
10 Kasımpaşa 27 8 11 8 47 52 -5 35
11 Ç.Rizespor 27 10 3 14

34

46  -12 33
12 Antalyaspor 27 9 6 12 30 

51

-21 33
13 Konyaspor 27 8 7

12

33  40  -7 31
14 Alanyaspor 27 8 7 12 31 40 -9 31
15 Bodrum FK 27 8 6 13 20 29 -9 30
16

Sivasspor

27

7

6 14 33 45 -12 27
17 Kayserispor 26 6 9 11 27 46 -19 27
18 Hatayspor 26 7 15 29 46 -17 19

19

A.Demirspor 26 2 4 20 25 60 -35 -2

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.