Koç, İmamoğlu ve Diaspora
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Müslüm GÜLHAN Koç, İmamoğlu ve Diaspora

Koç, İmamoğlu ve Diaspora

1651921357511-123131123132

Müslüm Gülhan- 16 Mayıs 2022 Ali Koç ile Ekrem İmamoğlu ortak hareket edecek bir çıkar kurgusuna sahip. Yani, büyük resme baktığımız zaman, iş dönüp dolaşıp siyasi ve ekonomik kurgunun yönetilmesine geldiğinde aslında farkları yok.

 

Kapitalist kurgu içinde sektör olarak asıl alanları futbol olmayan uluslararası sermaye, futbolu sektör haline getirerek kontrolünü elinde tutmaya başlamasıyla sağlanan finans girdisinin büyüklüğü, futbolu kıtalarda ve ülkelerde farklılaştırmaya başlattı.

Futbolun sadakat etkisiyle pazarlanan ürün haline gelmesi, çabuk ve seri biçimde kitleleri etkisi altına alma özelliği ve etkileşim aracı medyanın bu alandaki gücü birleştiği zaman, haliyle finansal anlaşmalarının etkili olmasını sağladı. Futbolun tüm hedef kitleleri içinde barındırması ve manipülasyona açık bir alan olması nedeniyle, medyanın spor-futbol alanında etkin bir pazarlama aracı oldu. Uluslararası sermayenin yayın haklarını alması, endüstriyel anlamda futbolu ve sporu sektör haline getirdi. Finansman girdilerinin büyüklüğü sayesinde, futbolun ticari alanındaki anahtar faktör olan medya, spor kültür kurgusu içinde etkili büyük bir alan buldu.

Medyanın ulusal ve ulus ötesi sermayenin eline geçerek bir yaptırım gücü haline gelmesiyle birlikte, küresel yapılanma içindeki kuvveti siyasette, ekonomide, sanatta olduğu gibi sporda da özellikle futbolu medya üretim unsurlarını alınan ve satılan bir mal haline getirilmesiyle, yaratan ve dağıtanlarla birlikte bütünleşerek, sürecin kültür kapitalizmine ve kültür emperyalizme indirgenmesine neden oldu. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi futbol ve medya ilişkisi, futbolun sosyal ve ekonomik özerkliğini azaltarak, medyanın ve siyasetin müdahil olmasına olanak vermiştir.

Ve siyasi kurgu, her alanda olduğu gibi medya içindeki tetikçileri sayesinde bu fırsatı kaçırmayarak, kitleleri konsolide edecek bu alanı kendi çıkarı doğrultusunda manipüle ederek, kendine yeni bir propaganda alanı açtı. Futbol iradesi kaybederek hizmetkâr haline getirildi. Her ne kadar kuralları 19. yüzyılda belli olan kurguya sahip olsa bile, her an müdahaleye açık pozisyonda tutulmakta.

ÇIKARLARI ORTAK

İşte bu noktada süreci ekonomi-siyaset ilişkisi üzerinde ele aldığımızda, aslında sayın Ali Koç ile sayın Ekrem İmamoğlu’nun ortak hareket edecek bir çıkar kurgusuna sahip olduklarını görürüz. Yani, büyük resme baktığımız zaman, iş dönüp dolaşıp siyasi ve ekonomik kurgunun yönetilmesine geldiğinde aslında farklarının olmadığı da ortaya çıkmakta.

Sayın İmamoğlu’nun çok başarılı bir belediye başkanı olmasına rağmen, Karadeniz gezisindeki verdiği siyasi mesajlar bu sistemin devamlılığından yana olduğundan pek panik yapacak bir şey yok aslında. Ki Ali Koç da memnun oldu.

Ama, siyaseti ve sporu kullanma şeklinin ülkelerdeki kültür kodlarınca belirlenmesinin ortaya çıkardığı ifade şeklindeki farklılıklar, bizi ayrıştıran temel öğe olmaktadır. Sosyal alan içindeki tüm kurumsal etkileşimi ve iletişim şekillerini belirleyen ve bize ait olan feodal bakış açısı, futbolu da kullanılan araç haline getirdiği zaman, ortaya alt kültür başlıkları içinde farklılaşmalar çıkmakta.

YA DEMOKRATSIN YA DEĞİL

Sayın İmamoğlu’nun “Ben çiftçi çocuğuyum” demesi, işte tam bu noktada kendini ifade etmekte. Belki anlık belki değil ama kriz yönetme zafiyetinin ortaya çıkmasıyla, feodal anlamda mazlumu oynama zorunluluğunu belirince, bize ait olan bu farklılık net olarak görünmektedir. Tıpkı “Ben en demokrat Karadeniz siyasetçisi olacağım” demesi gibi. Halbuki bir insan ya demokrattır ya değil.

Kendi aile içindeki burjuvazi kültürü içerisinde yetişmiş olan Ali Koç, eleştirilen seyirci manipülasyonu dahil bu konuda daha net tavır ortay koydu. Fenerbahçe başkanı kimliğini hiç kaybetmeden olayları yorumlarken, haklı olarak takımını ve camiasını koruma duygusu çerçevesinde söylemlerde bulundu. Kravat yorumu da bunun bir parçasıydı. Fakat ne hikmetse sayın İmamoğlu bu olayı tekrar farklılaştırarak bu alanı terk ederek süreci Koç ailesine çevirirken siyasetçi kimliğini net ortaya koydu.

Aynı bayramlaşma isteği çerçevesinde Karadeniz gezisine çıkarken bir siyasi kimlik ve aday kimliğini ortaya koyarak birçok yere mesaj vermesi gibi… Belki de bu bir siyasi stratejidir.

Futbol, kapitalist sistem içinde meta haline gelirken endüstriyel bakış açısı çerçevesinde kullanılma şekli ülkeden ülkeye farklılık gösterir.

İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya’da bu sektörü kullanım şekli ile bakış açısındaki kültür birikimi bizim gibi az gelişmişlik sendromu içinde yaşayan feodal toplumlardaki kültürel içeriği ve bakış açısı farlılık gösterir.

Futbolun bu beş ülkede sektörel bir yapıya dönüşmesine rağmen, spor alanı içinde amaç olarak değer görmektedir. Biz de ise, çıkar odaklı bir yaşamın etkisiyle ve sitemin sınırları her alanda bir sömürü mekanizması içerisinde her şeyi araçsallaştırarak kullanması, bakış açımızı ve bunun sonucunda oluşan tepkileri farklı bir sürece everilmesine neden olmakta.

İşte sorun burada başlamakta…

Siyasetin bu mekanizma içerisinde sporu özellikle futbolu kullanmak istemesi ve bunu bir propaganda aracı haline getirmesi beraberinde dışa açık müdahalesinde oluşmasına neden olmakta.

Bu dış müdahalenin etki sınırlarını da tekrar belirleyen mevcut siyasi kurum olduğu için de bu kısır döngü bir açmazı da beraberinde getirmekte. Bir çemberin içine sıkışıp kalmış durumdayız.

Futbolun araç haline getirilerek siyasetin ve sermayenin bir propaganda alanı haline gelmesi neticesinde, haliyle saha içi mücadelenin etkisi kırıldığından, her birim saha dışı mücadele etkisine odaklanır. Bunun temelinde feodal ilişkiler içerisindeki alt başlıklar ve çıkar ilişkileri yatar.

Bu ilişki konsepti taktir edersiniz ki sadece futbol için geçerli değil. Her türlü siyasi, ekonomik, sosyal ilişkiler içerisinde de aynı metotlar geçerlilik kazanır.

Bizim gibi ülkelerde feodal kültürün dayattığı en kuvvetli alt başlık ise ‘hemşericilik’ olur.

Futbolda, İstanbul’daki üç büyük takımın, siyasi alanda da ülkenin baş edemeyeceği en kuvvetli feodal tepkime de bu olmakta.

O yüzden Karadeniz diasporası etkili ve kuvvetli erişim ağına sahip olmakta ve kurduğu hemşericilik dernekleri, iktidarın sağladığı ayrıcalıklar üzerinden farklı şehirlerde örgütlenerek gücünü konsolide etmektedir.

Bu hemşericilik üzerine kurulan derneklere sosyolojik açıdan bakıldığında, cemiyetten ziyade içerisinde tek kimlik üzerinden milliyetçi ve muhafazakâr davranış kodlarını barındırdığı için bir cemaat olarak değerlendirmek gerekir.

Bu yapılanma içerisinde yer alan her birey, sahip olduğu kimliğe karşı sadakat duygusunun zaman zaman ‘ultra-milliyetçilik’ etkilerine ulaşacak kadar yüksek olmasından dolayı, asıl görevi ve sorumluluğu ne olursa olsun bu tip yapılanma içinde mensup olduğu kimliğin çıkarlarını her şeyin üstünde tutar.

BJK Mali Genel Kurulundaki Divan Başkanı Engin Baltacı’nın, Fenerbahçe Stadyumunda Şenol Güneş’in ve Uğur Dündar ile buluşmasında Ekrem İmamoğlu’nun takmış oldukları bordo mavi kravatın altında yatan gerekçe de budur.

BJK Başkanının ‘Beşiktaşspor’ açıklamalarının ve taraftar ile Trabzonspor üzerinden tartışıp aşırı tepki göstererek duygusal boşluğa düşmesinin altında yatan gerekçe de budur.

Ülkenin mevcut siyasi kurgusu içinde, iktidarın kendi sermaye gurubunu oluşturmadaki çabası neticesinde, yapmış olduğu sermaye aktarımının kimlere yapıldığına ve yapılan işler ile işlem hacimlerini, maliyetler ile kar marjlarını karşılaştırıldığında, ortay çıkan manzara hiç iç açıcı olmadığı gibi, daha çok bölgesel bir kimlik üzerinden sermaye aktarımının olduğunu görmekteyiz.

Bu, hem rekabet kurgusu içindeki eşitlik ilkesini bertaraf ederken, sınıfsal ve hukuki açıdan da birtakım imtiyazların ve ayrıcalıkların bu bölge sermayesine aktarıldığını görmekteyiz. Bu kabul edilebilecek şey değil.

İşte bu ayrıcalıklar neticesinde Trabzon ve Rize grubunun oluşturduğu Karadeniz diasporası, siyasi ve ekonomik ayrıcalıklardan sonra, özellikle TFF üzerinden futbolu da yönetme ayrıcalığına sahip olmak istemektedir. Hazır güç elimizde diyerek…

Bu sadece Ali Koç’u ilgilendiren bir durum değildir. Sorunun sonuçları tüm ülkeyi ilgilendireceğinden, sağ duyulu Trabzonlu ve Rizeliler dahil olmak üzere bir ortak akıl etrafında-tepkiden ziyade bir strateji belirlenerek sürecin hukuki değerler üzerinden yönetilmesi ve rekabet eşitliğinin sağlanmasına ciddi şekilde çaba gösterilmesi gerekmekte.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  811  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Müslüm Gülhan Cuma, 20 Nisan 2012.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43128527

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 11 10  0 32 11 21 31
2 Fenerbahçe 11  8   2 1 27  9   18

26

3 Samsunspor 12 8 1  3

24

13 9

25

4 Eyüpspor 12  6   4  2 18  11 7 22
5 Beşiktaş 11 6 3  2  19  10 9 21
6 Göztepe 11 5 3 3 19  13 

  6

 18 
7

Sivasspor

12 5  2  5   17 20 -3 17
8 Başakşehir 11 4 4

17  14 3 16
9 Kasımpaşa 12 3 5 4 16    19  -3 14
10 Konyaspor 12 4 2 6 14  20 -4 14
11 Antalyaspor 12 4 2 6

15

24   -9 14
12 Rizespor 11 4 1 6 10  19 -9 13
13 Trabzonspor 11 2 6

3

12  14  -2  12
14 G.Antep FK 11 3 3 5 15 18 -3 12
15 Kayserispor 11 2 6 3 11 16 -5 12
16

Bodrumspor

12

3

2 7 10 16 -6 11
17 Alanyaspor 11 2 4 5 9 14  -5 10
18 Hatayspor 11 3 7 10 18  -8 6

19

A.Demirspor 11 0 2 9 9 25 -16

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.