Kulüpler Yasası ve Fil
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ömer GÜRSOY Kulüpler Yasası ve Fil

Kulüpler Yasası ve Fil

Ömer Gürsoy- 13 Kasım 2012 Geçtiğimiz hafta Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve Başkanvekili Ufuk Özerten’in Bakan Suat Kılıç’ı ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’ı ziyaretinin ardından Kulüpler Yasası tekrar gündeme geldi.


Yıllardır bu konuda bir yandan devlet tarafında çalışırken diğer yandan da görüşlerimi sizlerle paylaştım.

Neredeyse, hangi spor adamını dinleseniz Türk sporunun kurtuluşunu “Kulüpler Yasası”na bağlar durur. Bu konu öylesine bir efsane olmuştur ki, içeriği hakkında en küçük bilgisi olmayan kişiler dahi, simyacılar misali, bu “mucize ilaç”tan bahsederler. Bakan Özak döneminde içlerinde kulüpler, federasyonlar,Kulüpler Birliği, TASKF,medya mensubu olmak üzere 325 kişiye mektup göndermiştik.Ne oldu biliyor musunuz, sadece 20 kişi geri dönüş yapmış ve dişe dokunur bir öneri de gelmemişti..

Nedense ne zaman Kulüpler Yasası gündeme gelse benim aklıma hemen Mevlana’nın meşhur fil hikayesi gelir: “Ahır o kadar karanlıktı ki gözle fili görmeye imkân yoktu. File ellerini sürmeye başladılar. Birisi, eline hortumu geçirdi, 'fil bir oyuğa benzer' dedi. Başka birinin eline kulağı geçti, 'fil bir yelpazeye benziyor' dedi. Bir başkasının eline ayağı geçmişti, dedi ki 'fil bir direğe benzer'. Bir başkası da sırtını ellemişti, 'fil bir taht gibidir' dedi. Herkes neresini elleyip nasıl tahayyül ettiyse fili ona göre anlatmaya koyuldu.”

Ne yazık ki bizdeki futbol aktörleri ve yorumcuları hangi uzvundan tutarsa fili öyle tarif ediyorlar.

Üstelik bu mucizevi ancak acı olan ilacı içecek bir kesim olduğu halde hemen herkesin bunu hararetle istemesini de bu fil hikayesindeki algıya bağlıyorum.

Yine de konjoktörün bu konunun layıkıyla tartışılması için çok uygun olduğunu düşünüyorum. Yıllardır “kulüplerimiz batacak”, “UEFA’dan ceza gelecek” diye bağırırken Beşiktaş’ın başına gelene kadar  “bize bir şey olmaz’ demedik mi? Bıçak kemiğe dayanmışken daha ne kadar bekleyebiliriz ki?

Son iki yıldır ifade ettiğim şu hususları tekrar tekrar vurgulamamız lazım. Federasyonların güçlü yapıya kavuşmaları onları oluşturan kulüplerin sağlıklı örgütlenmeleri ile mümkün. Ülkemizde kulüpler dernekler kanununa göre kuruluyor ve dünyadaki gelişmelere bir türlü ayak uyduramıyor.  Zaten ülkemizde yeteri kadar kulüp yok, olanlarda sağlıklı bir örgütlenme içerisinde değil. Kulüplerin “belirli standartlarla yönetilmesi” ve “mali disiplini sağlanması” gerekiyor. Elbette “ayağını yorganına göre uzatmayan” ve “yöneticilerin hesapsız-kitapsız harcamalarıyla borç batağına batmış” kulüplerin borçlanmalarının önüne geçmek gerekiyor. Alacakları için temlik koyan eski başkanlardan kurtulmak için her yönetimin kendi dönemiyle ilgili borçlarından sorumlu olmasını sağlayan düzenlemelere de ihtiyaç var. Sıkıca tutturduğumuz eski menteşelere benzeyen kulüp yapılarımızı zorlayıp gıcırdatmanın vakti çoktan geldi.

Peki, bunu kim yapacak?

İşte burada karşımıza hassas bir denge çıkıyor. Bir yandan başta futbol olmak üzere özerk federasyonlar diğer yandan devlet. Federasyonlar kendi evlerine çeki düzen vermeliler ama. Devlet, devletçi olmayan dört başı mamur ve uygulanabilir bir yasa ile bu menteşelere yağını sürsün de sonrası kolay..

 

 

İspanya ne yapmıştı?

Bundan 2 yıl önce İspanya Hükümeti futbol kulüplerine “720 milyon Euro tutarındaki vergi borcunuzu ödeyin talimatı vermiş, bunun yanında futbolcu ücretlerinin kısıtlanmaması ve 3,5 milyar Euro’luk borçlarının takvime bağlanmaması halinde, kulüplere transfer yasağı getirilmesini kararlaştırıyor.Hükümet  öncelikle bunu İspanya Futbol Federasyonu’nun yapmasını aksi halde yasa değişikliği ile bunu sağlayacaklarını söylüyor. ( Ortalıklarda dolaşan tasarının felsefesi ve yaklaşımı  bana bu konuda pek ümit vermiyor.Birbirlerinden tamamen farklı branşlar ve büyüklükteki profesyonel kulüpler ile amatör kulüpleri tek bir çuvalın içine koyarak aynı  maddelerle düzenlemeye çalışıyoruz)

 

Neyse Mevlana fil hikâyesini şöyle tamamlamıştı:

“Herkesin elinde bir mum olsaydı, sözlerinde itilaf kalmazdı.”

Umarım Kılıç ve Demirören bu kez mumu yakmayı başarırlar...{jcomments on}

 

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  6374  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ömer Gürsoy Pazartesi, 21 Haziran 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1482 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 54119799

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1