Küfür ile Edepsizleşirsiniz
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Küfür ile Edepsizleşirsiniz

Küfür ile Edepsizleşirsiniz

1185760-24798534-2560-1440

Ahmet Talimciler- 22 Şubat 2016  Küfür, gündelik hayatımız içerisinde önemli bir yer işgal eden ve çok yoğun olarak başvurduğumuz bir ifade biçimidir.

 

Kısıtlı bir kelime haznesi ile konuşan ve konuşmalarının arasına da sık sık küfürlü cümleler serpiştirmeyi adet haline getiren bir toplumuz. Bu ülkede evde, sokakta, iş yerinde, trafikte, okulda ve tabii ki stadyumlarda kendisini küfürle anlatan büyük bir kitle var. Bununla beraber ülkemizde küfrün cinayet sebebi olarak binlerce kez kullanıldığını ve özellikle erkekler arasında başlayan ağız dalaşının küfürleşme sonrasında bambaşka bir mecraya kaydığını da gayet iyi biliyoruz.

 

Şiddetin sadece fiziksel ya da görünür boyutları üzerinde odaklandığımız ve bu doğrultuda olan bitene değer verdiğimiz için küfür dolayımı ile hayatlarımızı değersizleştiren sözel şiddeti görmezden geliyoruz. Halbuki sözel şiddetin her defasında fiziksel şiddeti tetikleyebilecek hatta onun etkilerini çok daha ağırlaştırabilecek bir yapısı bulunmaktadır.

 

Yapmış olduğumuz çalışmalarda taraftarlar stadyumlarda en çok küfürden galeyan haline geçtiklerini belirtirlerken ne acıdır ki en çok da küfür ettiklerini söylemektedirler. Hatta çoğu zaman bir taraftar grubunun tribünde sahada yer almayan takıma küfürler ettiğine şahit oluruz. Burada asıl yaşanan ise bilinçaltındaki o takıma yönelik nefret/eziklik/mağduriyet vb. gibi pek çok duygunun yansımasıdır. Ülkemizde pek çok stadyumda/spor salonunda bu durumla karşı karşıya kalabilirsiniz çünkü tribünlerde başka bir maç oynanmaktadır ve o maçın aktörleri olarak orada yer almayan takımı kendilerine rakip olarak görmektedirler. Onlara küfretmek suretiyle kendilerini büyüttüklerini, rakiplerini ise aşağıladıklarını zannına kapılmak suretiyle bir hayale sarılırlar. Tam da bu noktada küfür yoluyla edepsizleşmenin önünü ardına kadar açtıklarının farkında bile değillerdir.

 

Fenerbahçe taraftarlarının UEFA Avrupa ligi karşılaşması sırasında Beşiktaş’ın efsanevi başkanı rahmetli Süleyman Seba’ya yönelik küfürleri ne taraftarlığa ne insanlığa sığacak cinstendi. Ölen bir insanın arkasından kötü konuşulmaz geleneğine sahip olmakla övünen bir ülkenin yurttaşlarının, böylesi bir eylem içerisinde bulunması hiç ama hiç yakışık almaz. Son dönemde insani hasletlerimizi bir bir yitirmeyi sürdürüyoruz ve kendisini savunamayacak bir insanın ardından-üstelik geçtiğimiz yıl oynanan süper lig mücadelesi bu mümtaz şahsiyete ithaf edilmişti- ağza alınmayacak küfürler etmeyi taraftarlık zannediyoruz. Rekabeti nasıl alçalttığımızı, değersizleştirdiğimizi göremiyor ve her geçen gün biraz daha dibe doğru kayıyoruz. Kendimiz dışında hiç kimseye değer vermeyen bir anlayışa sarıldıkça, kendimizi her şeyin/herkesin üstünde görmeye ve bu şekilde rakiplerimizi aşağıladıkça ‘kazandığımızı’ sanıyoruz. Kazandıkça daha fazlasını, daha yükseğini, daha iyisini elde etmeyi ve her defasında birilerini örselemeyi adet haline getiriyoruz. Kazandıkça kaybettiğimizi, insanlıktan çıktığımızı, bizi biz yapan değerlerimizi kaybettiğimizi göremiyoruz. Küçük hesaplar üzerinden dünyalar kurmaya, savaşlar çıkarmaya, iktidar olmaya çalışıyoruz.

Böylesi bir zihniyet ikliminde her şey mübahtır ve küfür de bu doğrultuda kullanılacak araçlardan bir tanesidir. Sözel şiddet olarak işlev gören küfür, bu topraklarda kendini anlatamayan öznenin kendisini dile getirme biçimidir. Ancak küfür üzerinden her var kılma mücadelesi beraberinde öteki olarak nitelendirdiğimiz rakibimizi yok etmeye ve onu değersiz, zavallı kılmanın koşullarını da yaratmaktadır.

Takımını küfre başvurmadan desteklemeyi öğreneceğimiz günlerde gerek spor karşılaşmalarına atfettiğimiz değer yargılarımız gerekse de gündelik hayatımızın koşullarında önemli değişiklikler meydana gelmiş demektir. Küfürlerin cinsiyetçi bir dilin dolaşıma sokulmasındaki etkileri ise üzerinde çok daha durulması gereken toplumsal hayatımızın yumuşak karnına gönderme yapmaktadır. Kadın, Eşcinsel ve Ölenlere yönelik küfürlerin arkasında ergenliği atlatamamış erkeklik sendromunun etkileri bulunmaktadır. Bir kez daha bu son olsun diyerek Ankara’da hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımız için baş sağlığı ve yaralılarımız için acil şifalar diliyorum. {jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3394  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1293 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53814670

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1